Learn how to use kırmızı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Elmalar kırmızı veya yeşildir.
Bu elma çok kırmızı.
Kırmızı şarap, et ile iyi gider.
Bu genç ve yaşlı, zengin ve fakir, Demokrat ve Cumhuriyetçi, siyahi, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, düz, engelli ve engelsizler tarafından konuşulan cevaptır. Sadece bir bireyler koleksiyonu veya bir kırmızı ve mavi eyaletler koleksiyonu asla olmadığımızı belirten, dünyaya mesaj gönderenler Amerikalılardır. Biz, ve her zaman Amerika Birleşik Devletleri olacağız.
Kırmızı bir spor araba aldım.
Kırmızı şarabı beyaz şaraba tercih ederim.
Bir kırmızı araba ve bir beyaz olanı gördüm.Kırmızı olan beyaz olandan daha hoş görünüyordu.
Amerikan bayrağının renkleri kırmızı, beyaz ve mavidir.
Bir kırmızı şarap, lütfen
Bir kurnaz avcı, Christopher Columbus bir zamanlar kırmızı bir başlık giydi ve ormana gitti. Şüphesiz, o büyük kötü kurdu cezbetti, onu yakaladı, ve bağıran kurdu gemisine geri götürdü.
Bifteğe çoğu zaman kırmızı şarap eşlik eder.
Biftek ve kırmızı şarap iyi bir kombinasyon yapar.
Kırmızı çatılı o ev Tom'un evidir.
Onlar genellikle kırmızı ışıklarda parmaklarını şakırdatırlar.
Ben kırmızı ceket sevmiyorum.
Şu kırmızı binaya bak.
O kırmızı kravat takım elbisene uymuyor-Niçin yeşil olanını takmıyorsun?
O kırmızı elbise ona yakışıyor.
O kırmızı kazak üzerinde iyi görünüyor.
Kırmızı lamba tehlike halinde yanar.
Birdebire su aygırlarını bana niçin anlatıyorsun? O ve senin on iki kırmızı akvaryum balığının arasındaki bağlantıyı anlamıyorum.
O gözyaşları içindeki kırmızı gözleri ile filmi izliyordu.
Kırmızı ışıkta durdun mu?
Kırmızı ışıkta caddeyi geçmen tehlikelidir.
Polis kırmızı ışıkta caddeyi geçmememizi söyledi.
Kırmızı trafik ışığı "dur" gösterir.
Bir kırmızı ve benekli beyaz havlu, lütfen.
Tom kırmızı şarabı sevmezdi, ama şimdi neredeyse her gün içiyor.
Ben kırmızı bir spor otomobil satın aldım.
Ben kırmızı gülleri severim.
Ben beyaz gülleri kırmızı olanlardan daha çok severim.
Çatısı kırmızı olan bir ev gördüm.
Ben kırmızı ayakkabıları istedim.
Kırmızı şarap, lütfen.
Yangın durumunda, camı kırın ve kırmızı düğmeye basın.
Kırmızı çatısı olan ev Tom'un evidir.
Tom orada kırmızı bir şey gördü.
Tom kırmızı şarabı döktüğünü kabul etti.
Tom'un yüzü kırmızı.
Haritadaki kırmızı çizgiler demir yollarını gösteriyor.
Tom nadiren kırmızı et yer.
Tom asla kırmızı giymez.
Tom, kırmızı ve beyaz çizgili kravat taktı.
Tom armonikayla "Kırmızı Nehir Vadisi"'ni çalabilir.
O, şemsiyesine bir işareti olarak kırmızı bir kurdele koydu.
Onun saçı doğal kırmızı mı?
Mor bir halı bu kırmızı perde ile gitmeyecek.
Nancy bir çift kırmızı ayakkabı istiyor.
Tom dün gördüğümüz pahalı görünümlü kırmızı arabaya sahibi olduğunu iddia etti.
Doktor Tom'a yediği kırmızı et miktarını azaltmasını söyledi.
Doktor Tom'a kırmızı et tüketimini azaltmasını söyledi.
Ben kırmızı bir kravat aldım.
Yeni bir kırmızı arabam var.
O kırmızı bir elbise giydi.
Ben önde kırmızı bir araba görüyorum.
Çocuğun kırmızı bir yüzü vardı.
O kırmızı bir arabada karar kıldı.
O kırmızı elbiseyi seçti.
O, kırmızı ceketi giydi.
O kırmızı bir taş aldı.
Kırmızı elbise ona uydu.
Kırmızı biber dilimi yaktı.
Yeşil kırmızı ile gitmez.
O kırmızı elbise ona uydu.
Kırmızı şarabı beyaza tercih ederim.
O, kırmızı bir etek giyiyordu.
O, kırmızı bir cekette karar verdi.
O bir bardak kırmızı şarap içti.
Ben genellikle kırmızı et yemem.
Kırmızı et yemek sağlıksız mıdır?
Ev kırmızı tuğladan yapılmıştır.
Şu sekiz kırmızı elmayı bana verir misiniz lütfen?
Kırmızı çatılı ev amcamınkidir.
Hangisini tercih edersin, beyaz mı yoksa kırmızı şarap mı?
Hangisini daha çok seversin, beyaz şarap mı yoksa kırmızı şarap mı?
Bütün yapman gereken kırmızı butona basmaktır.
Kırmızı çatılı bir ev gördüm.
Kırmızı elbisesi onu dışarda durdurdu.
Kırmızı elbise giydiğinden dolayı, dışarıda durdu.
Beyaz şarap mı yoksa kırmızı şarap mı istersin?
Kırmızı etle en iyi hangi şarap gider?
O, kırmızı elbisesi ile daha hoş görünüyor.
Beyaz şarabı kırmızı şaraptan daha çok seviyorum.
Bu gömleğin o kırmızı kravatla uyacağını sanmıyorum.
Kırmızı şarap lekelerini halınızdan nasıl çıkarırsınız?
O, kırmızı pantolon giydi.
Kırmızı bir bisikletim var.
Kırmızı moda değil.
O, kırmızı bir buluz giymişti.
Mary kırmızı et yemez.
Sana kırmızı güller getirdim.
Kırmızı bir kalemin var mı?
O, kırmızı arabada karar verdi.
O, kırmızı bir bluz giyiyordu.
Vazoda kırmızı bir gül var.
Raftaki kırmızı olanları seviyorum.
Ekibimiz kırmızı gömlekler giyiyordu.
Galiba bu kırmızı kazağı giyeceğim.
O kırmızı elbise onun üzerinde iyi görünüyor.
Kırmızı elbise onun üzerinde iyi görünüyordu.
Kırmızı şarabı beyazdan daha çok severim.
Also check out the following words: zorlanamaz, saldırısız, toplanma, dernek, kurma, katılma, serbestisine, maliktir, ferdin, fikir.