Turkish example sentences with "kütüphaneye"

Learn how to use kütüphaneye in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Yarın kitapları kütüphaneye götüreceğim.

Kitap okumak için kütüphaneye gider.

Ben zaman zaman kütüphaneye giderim.

Kütüphaneye bitişik bir bekleme odası var.

Birkaç öğrenci kütüphaneye geldi.

Bu kitap kütüphaneye ait.

Tüm öğrencilerin kütüphaneye erişimi var.

Postane kütüphaneye bitişiktir.

Geçen Pazar, Mary ve ben birlikte kütüphaneye gittik.

Nadiren bir kütüphaneye giderim.

Onların kütüphaneye giriş izinleri var.

Kitabı kütüphaneye iade ettim.

O, kitabı kütüphaneye iade etti.

O, kitabı kütüphaneye geri götürdü.

Çoğunlukla kütüphaneye giderdi.

Bir kütüphaneye sahip olmak başka bir şey, onu akıllıca kullanmak çok daha başka bir şey.

Çoğunlukla arabayla kütüphaneye gider.

Kitap okumak için kütüphaneye gittim.

Öğrencilerin kütüphaneye erişimleri var.

Bu kitabı bugün kütüphaneye iade etmem lâzım.

Bu kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım.

Çalışmak için o kütüphaneye giderdim.

Her öğrencinin kütüphaneye erişimi vardır.

Günaşırı kütüphaneye gider.

Haftada en az bir kere kütüphaneye giderim.

Bazı kitapları okumak için kütüphaneye gittim.

Kütüphaneye giderken arkadaşıma rastladım.

Kitabı kütüphaneye geri götürdün mü?

Kitabı kütüphaneye iade ettiğimi hatırlıyorum.

Haftada iki ya da üç kez kütüphaneye giderim.

Tom en az ayda bir kütüphaneye gider.

Kitabı bugün kütüphaneye iade etmek zorundayım.

Kitabı okumayı bitirdiysen kütüphaneye iade et.

Kütüphaneye geçtim ve kendime ilginç bir kitap aldım.

Tom'la kütüphaneye gitmeliyim.

Genellikle kütüphaneye arabayla gider.

Tom kütüphaneye gitti.

Günaşırı kütüphaneye giderim.

Tom iyi bir kütüphaneye sahip.

Kütüphaneye giden yolu bana söyleyebilir misiniz?

Haftada en az bir kez kütüphaneye giderim.

Tom kütüphaneye girdi.

25 Ocak'tan önce kitaplarımı kütüphaneye götürmek zorundayım.

Kütüphaneye gittim.

Pazartesi günü kitapları kütüphaneye geri götürmek zorundayım.

Bu kütüphaneye erişim imkânım var.

Tom kitabı kütüphaneye iade etti.

Tom Mary'nin John'u kütüphaneye götürmesini istedi.

Kütüphaneye ne zaman gitmek istiyorsun?

Ah! Tekrar unuttum! Bugün bir kitabı iade etmek için kütüphaneye gitmem gerekiyordu.

Daha önce kitapları kütüphaneye iade ettim.

Oraya gitmek için bir arabam olsa kütüphaneye giderim.

Bu öğleden sonra kütüphaneye gidiyorsan, Lütfen benim için iki kitabı iade eder misin?

Bu öğleden sonra kütüphaneye gidersen, lütfen oradayken benim için iki kitabı iade eder misin?

O, kütüphaneye gitti.

Birlikte kütüphaneye gittik.

Tom ve Mary aynı zamanda kütüphaneye girdi.

O bazen kitapları kütüphaneye geri götürmeyi unutur.

Kitabı kütüphaneye iade etmeyi unutma.

Ben bir kitap okumak için kütüphaneye gittim.

Arkadaşım çalışmak için kütüphaneye gider.

Hepimiz kütüphaneye geri gidiyoruz.

Bu kitabı kütüphaneye geri götürür müsün?

Kütüphaneye gitti.

Kütüphaneye gitmeyi sever.

Öğrenciler bazen ders kitaplarını kütüphaneye getirir.

Tom kütüphaneye ders çalışmaya gitti.

Tom cumartesi günleri genellikle kütüphaneye gider.

Haftada en az bir sefer kütüphaneye giderim.

Kapanmadan önce kütüphaneye gidelim.

Öğretmen ders çalışmak için kütüphaneye gitmemizi önerdi.

Yarın seninle kütüphaneye gideceğim.

Kimlik kartı olan herhangi bir öğrenci kütüphaneye girebilir.

Bazı kitapları kütüphaneye teslim etmem gerekiyor.

Bazı kitapları kütüphaneye iade etmem gerekiyor.

Taninna her gün kütüphaneye gidip çalışır.

Kütüphaneye gitmeyi hatırladın mı?

Arkadaşım çalışmak için kütüphaneye geldi.

Bugün kitabı kütüphaneye geri götürmek zorundayım.

Arkadaşlar ders çalışmak için kütüphaneye geri geliyorlar.

Tom haftada üç kez kütüphaneye gider.

Bu kitabı kütüphaneye iade etmek zorundayım.

Kütüphaneye yiyecek taşıyamasın.

Kitabı kütüphaneye iade ettiğini iddia ediyordu.

O, kütüphaneye bir kitap iade etti.

Bana kütüphaneye nasıl gideceğimi söyleyebilir misin?

Onlar kütüphaneye benim adımı verdiler.

Bu kitabı bugün kütüphaneye geri götürmeliyim.

Arkadaşım çalışmak için kütüphaneye geliyor.

Tom'u kütüphaneye bıraktım.

O ödünç aldığı kitabı hâlâ kütüphaneye iade etmedi.

Tom kütüphaneye gitmekten hoşlanır.

Tom kütüphaneye gitmekten hoşlanıyor.

Kütüphaneye gitmiyorum ama seni istasyona kadar götürebilirim.

Kütüphaneye gideceğini ne zaman söyledin?

Kütüphaneye ne zaman gideceksin?

Bir kütüphaneye gitmem gerekiyor.

Profesor kütüphaneye gitmemizi önerdi.

Tom kütüphaneye geri dönüyor.

Kütüphaneye gidiyorum.

Nadiren kütüphaneye giderim.

Also check out the following words: kardeşlik, zihniyeti, ile, hareket, etmelidirler, Bilmiyorum, Mum, kendiliğinden, söndü, kendi.