Turkish example sentences with "ilgi"

Learn how to use ilgi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Neden cümleler? ... diye sorabilirsiniz. Güzel, çünkü cümleler daha ilgi çekicidir.

O jaza ilgi duyuyor.

Tom her zaman ilgi odağı olmak ister.

Oğlum politikaya erken ilgi duydu.

Biz tarihi ilgi yerlerini ziyaret ettik.

Benim abim yaklaşık 12 yaşındayken Japon halk şarkılarına ilgi duymaya başladı.

Tom plana ilgi gösterdi.

Tom Fransız edebiyatına ilgi duyuyor.

Tom ilgi ile dinledi.

Onun şakası ilgi görmedi.

Tom Mary'ye ilgi göstermeye başladı.

Tom sporlara ilgi göstermedi.

Tom Mary'nin düşündüğünden daha az ilgi duymadı.

O ilgi çekici ve ben çok şey öğreniyorum.

Tom ilgi uyandıran bir adam.

Sadece detaylara yakın ilgi göstermelisin.

Tom, açık hava sporlarına büyük ilgi duymuyor.

O ilgi çekici.

Ona ilgi duyuyorum.

İkiz olmalarına rağmen, onların çok az ortak ilgi alanları var.

İngilizceye ilgi duyuyorum.

O iş, çok ilgi çekici değildi. Ancak, ücreti iyiydi.

Bilgisayarlara ilgi duyuyorum.

Bugün öğrencilerin daha fazla boş zamanı olsa, onlar politikaya daha fazla ilgi duyarlar.

Bu kitap ilgi çekicidir,üstelik çok eğitici.

Kadınlar ona ilgi göstermiyordu.

Kitaba ilgi gösterdi.

Çocuk çok fazla ilgi ile şımarır.

Kış sporlarına ilgi gösterir.

Bana ödünç verdiğin dergi çok ilgi çekici.

Erkek kardeşim spora ilgi duymaz.

Çocuklar bazen sırf ilgi çekmek için ağlarlar.

Amerikan edebiyatına ilgi duyuyorum.

Edebiyata senin kadar ilgi duymuyorum.

Birçok Amerikalı Caz'a ilgi duyuyor.

Kardeşim İngilizce ve müziğe ilgi duyuyor.

Yabancı dillere ilgi duyuyor musun?

Bilime hiç ilgi göstermez.

Alman kültürü çalışmaya ilgi duyuyorum.

Tom ilgi istiyor.

Sanata nasıl ilgi duymaya başladınız?

Görünüşe göre hiç kimse onun sözlerine ilgi göstermedi.

Yaptığın şeye ilgi göster.

Bu, yaptığın şeye ilgi göstermediğinde olandır.

Cuzco, dünyada en çok ilgi çeken yerlerden birisi.

Fransızcaya ilgi duyuyorum.

Tom ilgi kaybetti.

Dünya'ya en yakın benzemede Mars hepsinden en ilgi çekici olanı.

Konuşmasının içeriği ilgi çekiciydi.

Tom ilgi çekici değil.

Sen ilgi çekicisin.

Tom ilgi çekicidir.

Tom ilgi çekici bir adam.

Tom'a oldukça ilgi duyduğunu biliyorum.

Sanırım antika sandalyelerinden birini almaya ilgi duyabilirim.

Teorilerinden herhangi birine ilgi duymuyorum.

İşine ilgi duyuyorum.

Bunu yapmayı öğrenmeye ilgi duyuyorum.

Tom buraya gelmeye ilgi duyuyor.

Tom ayrıntılara ilgi duymuyor.

Bakış açına hepimiz ilgi duyardık.

Görüşünü duymaya hepimiz ilgi duyardık.

Tom'un bana ilgi duyduğunu mu ima ediyorsunuz?

Park Caddesinde sahip olduğun o kiralık eve ilgi duyuyorum.

Öpüşen iki bayan şarkıcının bir videosunun neden bu kadar ilgi çektiğini anlamıyorum.

"Tom'u sevmiyor musun?" "Onu sevmiyorum değil, sadece onun gibi insanlarla ilgi kurmada sorunum var."

Tom'un geniş bir ilgi alanı var.

Bu ilgi çekici.

Sözcük grupları kesinlikle cümlelerden çok daha ilgi çekicidir.

Tırnak parlatıcı, Budizm kadar ilgi çekicidir.

O sadece sevgi ve ilgi istiyor.

Çocuklar yetişkinler kadar sevgi ve ilgi istiyorlar.

Mary hep ilgi odağı olmak istiyor.

Japon diline çok ilgi duyuyor.

Onlar karşılıklı ilgi alanları konusunda sizinle konuşmak istiyorlar.

Bu film orijinali kadar ilgi çekici değil.

Siyasete ilgi duymuyorum.

İyi bir özgeçmiş, ilgi çekici ve öğreticidir.

Yabancı bir dil öğrenmek ilgi çekicidir.

Kuran çok ilgi çekici bir kitap.

Bir web sitenin gördüğü ilgi onun içeriğine bağlıdır.

Gençliğinde sosyalist düşüncelere ilgi duydu.

Kitaplara ya da müziğe az ilgi gösterdi.

Herkesin bir ilgi alanı vardır.

Tom, bizimle gitmeye ilgi duymuyor gibi görünüyor.

Görülüyor ki, Tom bizimle gitmeye ilgi duymuyor.

Sana aslında ilgi duymuyor işte.

O benim için ilgi çekicidir.

Bu kitap ilgi çekici görünüyor.

Tom'un ilgi odağı olması gerekiyor.

Onun ilgi odağı olması gerekiyor.

O her zaman ilgi odağı olmalı.

Tom ilgi odağı olmak istiyor.

Tenise ilgi duymaya başladım.

Burada ilgi izdihamımız var.

Ben buraya dünyada Birleşik Devletler ve Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç noktası aramak için geldim; biri karşılıklı ilgi ve karşılıklı saygıya dayalı; biri Amerika ve Müslümanın münhasır olmadığı ve rekabet içinde olması gerekmeyen gerçeğine dayalı.Bunun yerine onlar örtüşürler ve ortak prensipleri paylaşırlar - adalet ve ilerleme prensipleri tüm insanların hoşgörü ve haysiyeti.

Tom çok iyi bir arkadaş fakat o bir yaban domuzuna benziyor bu yüzden onu potansiyel bir ilgi duyulan kişi olarak düşünmüyorum.

Newton fuarda bir kitap aldıktan sonra matematiğe ilgi duymaya başladı. Onun içerdiği matematiksel kavramlara değil.

O çok ilgi çekici bir fikir.

Seninle birlikte akşam yemeği yemeye ilgi duyuyorum.

Tom bana bizimle müzeye gitmeye hiç ilgi duymadığını söyledi.

Also check out the following words: öğrenciye, verdim, yapabilirim, yaşayacağını, söyle, ana, dilim, hoşuna, gidiyor, Gök.