Turkish example sentences with "ifade"

Learn how to use ifade in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

H kimyasal sembolü hidrojeni ifade eder.

Kelimeler düşünceleri ifade eder.

Halkın iradesi kamu otoritesinin esasıdır; bu irade, gizli şekilde veya serbestliği sağlayacak muadil bir usul ile cereyan edecek, genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak olan devri ve dürüst seçimlerle ifade edilir.

Bir kelime kullandığımda,Humpty Dumpty ifade etmek için tam benim seçtiğimi o ifade ediyor-ne daha fazla ne daha az dedi.

Bir kelime kullandığımda,Humpty Dumpty ifade etmek için tam benim seçtiğimi o ifade ediyor-ne daha fazla ne daha az dedi.

Sonra onur konuğu onları açar ve şükranlarını ifade eder.

O, İngilizce olarak kendini çok iyi ifade etti.

Gerçek kimliğini bulduğumda, hayatım bir anlam ifade etmeye başladı.

Kelimeler manzaranın güzelliğini ifade edemez.

Habere ne kadar mutlu olduğumu ifade edemem.

Savaşla ilgili duygularını ifade etti.

Cümleyi bu şekilde ifade edebilirsin.

Birçok kişi arabalarla ilgilenir fakat arabalar benim için bir şey ifade etmiyor.

Derinden minnettar olduğu için, teşekkürlerini ifade etmeye çalıştı.

O, bir anlam bile ifade etmiyor.

Düşünceler kelimeler vasıtasıyla ifade edilirler.

Ben teşekkürlerimi ifade etmek için doğru kelimeleri düşünemiyorum.

Minnettarlığımı ifade etmek istiyorum.

Ben teşekkürlerimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum.

Tom ne olduğunu ifade etti.

Tom kendini Fransızca olarak ifade edebilir.

Ben kendimi kötü bir şekilde ifade etmiş olmalıyım.

Tom duygularını nasıl ifade edeceğini bilmiyor.

Tom kendini nasıl ifade edeceğini bilemiyordu.

Tom, yüzünde tatsız bir ifade, onların kapılardan acele ile girişini izledi.

Tom Paris'i ziyaret ettiğinde Fransızca olarak kendini ifade edebildi.

Tom kendini Fransızca olarak ifade etmeyi zor buldu.

Tom Fransızcada teşekkürlerini nasıl ifade edeceğini bilmiyordu.

Tom Kendini Fransızca olarak ifade edemedi.

Tom kendini Fransızca olarak ifade edemez.

Tom sempatisini ifade etmek için Mary'yi aradı.

Onun gülümsemesi onun teşekkürlerini ifade etti.

O, fikrini ifade etmede geri kalmış.

Senin teşvik sözlerinin benim için çok şey ifade ediyordu.

Onun tezi bir anlam ifade etmiyor. Öncelikle onun teması belirsiz.

Mary gördüğü kazayı ifade etmedi.

Tom kendini nasıl iyi ifade edeceğini bilmiyordu.

Kendini açıkça ifade etti.

Kendimi net şekilde ifade ediyor muyum?

Fikrini açıkça ifade et.

O herhangi bir anlam ifade etmiyor.

O, kendini açıkça ifade etti.

Bunu başka şekilde ifade edeyim.

O, haklı olduğunu ifade etti.

Görüşünü ifade etmelisin.

İngilizcede kendimi çok iyi ifade edemem.

Desteğinin bizim için ne çok şey ifade ettiğini sana anlatamam.

Onunla İngilizce konuştum fakat kendimi ifade edemedim.

Onu başka şekilde ifade edeyim.

O ne ifade ediyor?

Duygularımı ifade edemem.

O sadece bir gerçeği ifade ediyordu.

Hayatlarından memnun olduklarını ifade ettiler.

"Simya" kelimesi günümüz Japonya'sında, inandıkları hiçbir ahlâk değeri olmayan siyasetçilerin veya din madrabazlarının gayr-ı ahlâki yollardan para kazanmalarını ifade etmek sadedinde münhasıran mecazi manasıyla kullanılır.

Tom kendini açıkça ifade etti.

Bu ifade kullanışlı olabilir.

Mektubu bir anlam ifade etmiyor.

Ne kadar minnettar olduğumu ifade edemem.

Olaydan duyduğu üzüntüyü ifade etti.

Kelimelerle duygularımı ifade edemiyorum.

Kendimi nasıl ifade edeceğimi bilmiyordum.

Kendi fikrini ifade edemedi.

İyi İngilizce ile kendini ifade etti.

Genelde duygularımızı söz kullanmaksızın ifade ederiz.

Tom'un kendini ifade etme fırsatı yoktu.

Kendimi ifade edemedim.

Duygularımı ifade etmede iyi değilim.

Patronumun yüzündeki ifade sertti.

Masum olduklarını ifade ettiler.

Pasif insan nadiren, kırk yılda bir, kendini ifade eder.

Tom iyi İngilizceyle kendini ifade etti.

Her bir öğrenci görüşünü ifade etti.

Kendini nasıl ifade edeceğini bilmiyordu.

Birkaç kelime ile görüşünü ifade etti.

Dört dilde kendini ifade edebilir.

Laurie bana çok şey ifade eder.

Laurie kendini ifade ediyor.

Kaş çatma öfke ya da hoşnutsuzluk ifade edebilir.

Kendimi Fransızca olarak ifade edemiyorum.

Kendimi Almanca olarak ifade edemiyorum.

Hayatından memnun olduğunu ifade etti.

Sarılarak sevgilerini ifade ediyorlar.

Kendini İngilizce olarak ifade edebilir.

Kendimi İngilizce olarak ifade edemiyorum.

Kendimi İngilizce olarak ifade edebildim.

O anda ne kadar mutlu olduğumu ifade edemem.

Dil vasıtasıyla düşüncelerimizi ifade ederiz.

Kendini İngilizce olarak ifade edemedi.

Ne kadar müphem bir ifade!

Tom inanmadığını gözleriyle ifade etti.

Benim için çok şey ifade ediyorsun.

Benim görüşümün temel noktasını önceki sayfalarda ifade ettim.

İngilizcede kendimi çok iyi ifade edemiyorum.

Dün ya da evvelsi gün Asahi gazetesinde Wikipedia'dan alıntı yapmamanız gerektiğini vurgulayan bir ifade vardı.

Kendimi İngilizce ifade edemedim.

Bu da bana bir anlam ifade etmiyor.

Bu bir anlam ifade etmiyor, değil mi?

Bu bana bir anlam ifade etmiyor.

Bu pek çok anlam ifade etmiyor.

O isim bana hiçbir anlam ifade etmiyor.

Bu bana hiçbir anlam ifade etmiyor.

Also check out the following words: uykuya, ihtiyacı, vardır, Odasına, girdi, Kameram, Nikon'dur, şüphe, yok, İngilizce.