Turkish example sentences with "her"

Learn how to use her in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Bunlar her yerde satılıyor.
Translate from Turkish to English

Üzülmeyin, her şey düzelecek.
Translate from Turkish to English

Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
Translate from Turkish to English

Her parlayan şey altın değildir.
Translate from Turkish to English

Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.
Translate from Turkish to English

Her gün İngilizce çalışıyor musun?
Translate from Turkish to English

O her sabah koşmaya gider.
Translate from Turkish to English

O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.
Translate from Turkish to English

Her diğerine yardım etmeliyiz.
Translate from Turkish to English

Neredeyse her ailede televizyon var.
Translate from Turkish to English

Her zaman şarkı söylüyorsun.
Translate from Turkish to English

Her zaman saat altıda kalkarım.
Translate from Turkish to English

Her öğrencinin bir sırası var.
Translate from Turkish to English

Amerika'daki her şehrin bir kütüphanesi vardır.
Translate from Turkish to English

Sebep her ne idiyse evlenmediler.
Translate from Turkish to English

Her kuş uçamaz.
Translate from Turkish to English

Her zaman dürüst olmak kolay değildir.
Translate from Turkish to English

Her altı saatte bir ilacımı almak zorundayım.
Translate from Turkish to English

O, köpeğiyle her gün yürüyüş yapar.
Translate from Turkish to English

Bill her zaman dürüsttür.
Translate from Turkish to English

Anne her zaman sabahları erken kalkar.
Translate from Turkish to English

Alain'i annesi bile her zaman korudu fakat şımarık küçük çocuk, kitapta derin bir nefret uyandıran ve kendini beğenmiş bir kişiye dönüşür.
Translate from Turkish to English

Alain çocukluğuna bağlıdır, her zaman doğum yerinde kalmak istiyor.
Translate from Turkish to English

Ben her gün tenis oynarım.
Translate from Turkish to English

Her gün futbol oynarım.
Translate from Turkish to English

Her sabah yürüyüşe çıkarım.
Translate from Turkish to English

Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.
Translate from Turkish to English

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.
Translate from Turkish to English

Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
Translate from Turkish to English

Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.
Translate from Turkish to English

Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.
Translate from Turkish to English

Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.
Translate from Turkish to English

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.
Translate from Turkish to English

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.
Translate from Turkish to English

Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
Translate from Turkish to English

Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
Translate from Turkish to English

Her şahıs saldırısız toplanma ve dernek kurma ve derneğe katılma serbestisine maliktir.
Translate from Turkish to English

Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.
Translate from Turkish to English

Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.
Translate from Turkish to English

Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olma hakkına sahiptir.
Translate from Turkish to English

Her gün koşarım.
Translate from Turkish to English

Güneş Tanrısı'nı mutlu etmek için her gün bir lama öldürdüler.
Translate from Turkish to English

Bu genç ve yaşlı, zengin ve fakir, Demokrat ve Cumhuriyetçi, siyahi, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, düz, engelli ve engelsizler tarafından konuşulan cevaptır. Sadece bir bireyler koleksiyonu veya bir kırmızı ve mavi eyaletler koleksiyonu asla olmadığımızı belirten, dünyaya mesaj gönderenler Amerikalılardır. Biz, ve her zaman Amerika Birleşik Devletleri olacağız.
Translate from Turkish to English

Her pazar kiliseye giderim.
Translate from Turkish to English

Her yaz kırsala giderim.
Translate from Turkish to English

Her gün işe giderim.
Translate from Turkish to English

O her zaman siyah gözlük takar.
Translate from Turkish to English

Her zaman geç kalıyorsun.
Translate from Turkish to English

Bu sayfadaki her sözcüğü biliyorum.
Translate from Turkish to English

"Irkçı değilim, ama" ile başlayan her cümle aslında büyük ihtimalle çok ırkçıdır.
Translate from Turkish to English

Shakespeare'in doğduğu yer olan Stratford-on-Avon, her yıl pek çok turist tarafından ziyaret edilir.
Translate from Turkish to English

Her pazar tenis oynardı.
Translate from Turkish to English

Her günün bir neticesi vardır.
Translate from Turkish to English

O günlerde her sabah altıda kalkardım.
Translate from Turkish to English

Her on beş dakikada bir kez karıştırın.
Translate from Turkish to English

O her zaman para istiyor.
Translate from Turkish to English

Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
Translate from Turkish to English

Ken her gün futbol oynar.
Translate from Turkish to English

Her sabah alışverişe çıkarım.
Translate from Turkish to English

Her zaman babana uy.
Translate from Turkish to English

Her sabah saat 5'te kalkıyorsun.
Translate from Turkish to English

Ben her zaman sana yardım etmeye hazırım.
Translate from Turkish to English

Seni her zaman seveceğim.
Translate from Turkish to English

Çocukken her zaman televizyon izliyordu.
Translate from Turkish to English

Her yıl ne sıklıkla kayağa gidersin?
Translate from Turkish to English

Onun çizdiği şey son derece detaylandırılmış ve belirgin, her zaman küçük detaylara ayrılamaz.
Translate from Turkish to English

Amerika'da her şehirde bir kütüphane vardır.
Translate from Turkish to English

Her gün bir günlük tutuyorum.
Translate from Turkish to English

Babam her sabah yürümeyi bir kural haline getirdi
Translate from Turkish to English

Her şeyi sepetime koy.
Translate from Turkish to English

Her Harlot bir zamanlar bakireydi.
Translate from Turkish to English

Her sabah tıraş olurum.
Translate from Turkish to English

Bu kitabı her okuduğumda yeni bir şey bulurum.
Translate from Turkish to English

Her cumartesi bütün evi temizleriz.
Translate from Turkish to English

Müşteri ona gösterdiğim her şeyi reddetti.
Translate from Turkish to English

O, her zamanki gibi geç geldi.
Translate from Turkish to English

Her zaman ölmeden önce bir Esperanto kongresi görmek istedim.
Translate from Turkish to English

Her öğretmen, Ann'in iyi bir atlet olduğunu bilir.
Translate from Turkish to English

Onun hakkında her şey griydi.
Translate from Turkish to English

Her biri bin dolar ödedi.
Translate from Turkish to English

Her yemekten sonra dişlerini fırçala.
Translate from Turkish to English

Her yolu denedim.
Translate from Turkish to English

Her gün antrenman yapınız.
Translate from Turkish to English

Kuzey Amerika'da işler, "Her zaman müşteri haklıdır." prensibi ile yapılır.
Translate from Turkish to English

Bu yoldan her zaman çok sayıda araba geçmektedir.
Translate from Turkish to English

Onlar her zaman anne ve babalarına itaat etmiyorlar.
Translate from Turkish to English

Her olasılığı göze aldılar.
Translate from Turkish to English

Hafta içi her zaman meşguldür.
Translate from Turkish to English

Isı odanın her tarafına elektrik sobasıyla yayıldı.
Translate from Turkish to English

Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.
Translate from Turkish to English

Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi.
Translate from Turkish to English

Genel müdür her bir adamı görevine atadı.
Translate from Turkish to English

Her lamba sihirli değildir.
Translate from Turkish to English

Ayırdedilebilir bir işlev her yerde süreklidir.
Translate from Turkish to English

Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.
Translate from Turkish to English

İnsanlar coşkuluyken o her zaman uzak durur.
Translate from Turkish to English

O her zaman gerçeği söyler.
Translate from Turkish to English

Japonlar saygı belirtisi olarak her zaman eğilmezler.
Translate from Turkish to English

Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
Translate from Turkish to English

Gelecek cuma her zamanki poker oyunumuza gelecek misin?
Translate from Turkish to English

Otobüs her gün kaç kez çalışır?
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: Miyuki'nin, kamerası, beğenmiyor, bedelsizdir, dostluk, dostluğun, bedeli, arkadaşlığın, paha, biçilmezdir.