Turkish example sentences with "her"

Learn how to use her in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bunlar her yerde satılıyor.

Üzülmeyin, her şey düzelecek.

Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.

Her parlayan şey altın değildir.

Her kimin ihtiyacı olursa ona yardım et.

Her gün İngilizce çalışıyor musun?

O her sabah koşmaya gider.

O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.

Her diğerine yardım etmeliyiz.

Neredeyse her ailede televizyon var.

Her zaman şarkı söylüyorsun.

Her zaman saat altıda kalkarım.

Her öğrencinin bir sırası var.

Amerika'daki her şehrin bir kütüphanesi vardır.

Sebep her ne idiyse evlenmediler.

Her kuş uçamaz.

Her zaman dürüst olmak kolay değildir.

Her altı saatte bir ilacımı almak zorundayım.

O, köpeğiyle her gün yürüyüş yapar.

Bill her zaman dürüsttür.

Anne her zaman sabahları erken kalkar.

Alain'i annesi bile her zaman korudu fakat şımarık küçük çocuk, kitapta derin bir nefret uyandıran ve kendini beğenmiş bir kişiye dönüşür.

Alain çocukluğuna bağlıdır, her zaman doğum yerinde kalmak istiyor.

Ben her gün tenis oynarım.

Her gün futbol oynarım.

Her sabah yürüyüşe çıkarım.

Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.

Her şahsın, gerek kendisi gerekse ailesi için, yiyecek, giyim, mesken, tıbbi bakım, gerekli sosyal hizmetler dahil olmak üzere sağlığı ve refahını temin edecek uygun bir hayat seviyesine ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, ihtiyarlık veya geçim imkânlarından iradesi dışında mahrum bırakacak diğer hallerde güvenliğe hakkı vardır.

Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.

Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.

Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık haysiyetine uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma vasıtalarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücrete hakkı vardır.

Her şahsın çalışmaya, işini serbestçe seçmeye, adil ve elverişli çalışma şartlarına ve işsizlikten korunmaya hakkı vardır.

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.

Her şahsın, cemiyetin bir üyesi olmak itibarıyla, sosyal güvenliğe hakkı vardır; haysiyeti için ve şahsiyetinin serbestçe gelişmesi için zaruri olan ekonomik, sosyal ve kültürel hakların milli gayret ve milletlerarası işbirliği yoluyla ve her devletin teşkilatı ve kaynaklarıyla mütenasip olarak gerçekleştirilmesine hakkı vardır.

Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.

Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.

Her şahıs saldırısız toplanma ve dernek kurma ve derneğe katılma serbestisine maliktir.

Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.

Her ferdin fikir ve fikirlerini açıklamak hürriyetine hakkı vardır. Bu hak fikirlerinden ötürü rahatsız edilmemek, memleket sınırları mevzubahis olmaksızın malümat ve fikirleri her vasıta ile aramak, elde etmek veya yaymak hakkını içerir.

Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olma hakkına sahiptir.

Her gün koşarım.

Güneş Tanrısı'nı mutlu etmek için her gün bir lama öldürdüler.

Bu genç ve yaşlı, zengin ve fakir, Demokrat ve Cumhuriyetçi, siyahi, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, düz, engelli ve engelsizler tarafından konuşulan cevaptır. Sadece bir bireyler koleksiyonu veya bir kırmızı ve mavi eyaletler koleksiyonu asla olmadığımızı belirten, dünyaya mesaj gönderenler Amerikalılardır. Biz, ve her zaman Amerika Birleşik Devletleri olacağız.

Her pazar kiliseye giderim.

Her yaz kırsala giderim.

Her gün işe giderim.

O her zaman siyah gözlük takar.

Her zaman geç kalıyorsun.

Bu sayfadaki her sözcüğü biliyorum.

"Irkçı değilim, ama" ile başlayan her cümle aslında büyük ihtimalle çok ırkçıdır.

Shakespeare'in doğduğu yer olan Stratford-on-Avon, her yıl pek çok turist tarafından ziyaret edilir.

Her pazar tenis oynardı.

Her günün bir neticesi vardır.

O günlerde her sabah altıda kalkardım.

Her on beş dakikada bir kez karıştırın.

O her zaman para istiyor.

Pazar günleri hariç her gün çalışırım.

Ken her gün futbol oynar.

Her sabah alışverişe çıkarım.

Her zaman babana uy.

Her sabah saat 5'te kalkıyorsun.

Ben her zaman sana yardım etmeye hazırım.

Seni her zaman seveceğim.

Çocukken her zaman televizyon izliyordu.

Her yıl ne sıklıkla kayağa gidersin?

Onun çizdiği şey son derece detaylandırılmış ve belirgin, her zaman küçük detaylara ayrılamaz.

Amerika'da her şehirde bir kütüphane vardır.

Her gün bir günlük tutuyorum.

Babam her sabah yürümeyi bir kural haline getirdi

Her şeyi sepetime koy.

Her Harlot bir zamanlar bakireydi.

Her sabah tıraş olurum.

Bu kitabı her okuduğumda yeni bir şey bulurum.

Her cumartesi bütün evi temizleriz.

Müşteri ona gösterdiğim her şeyi reddetti.

O, her zamanki gibi geç geldi.

Her zaman ölmeden önce bir Esperanto kongresi görmek istedim.

Her öğretmen, Ann'in iyi bir atlet olduğunu bilir.

Onun hakkında her şey griydi.

Her biri bin dolar ödedi.

Her yemekten sonra dişlerini fırçala.

Her yolu denedim.

Her gün antrenman yapınız.

Kuzey Amerika'da işler, "Her zaman müşteri haklıdır." prensibi ile yapılır.

Bu yoldan her zaman çok sayıda araba geçmektedir.

Onlar her zaman anne ve babalarına itaat etmiyorlar.

Her olasılığı göze aldılar.

Hafta içi her zaman meşguldür.

Isı odanın her tarafına elektrik sobasıyla yayıldı.

Yapmanız gereken her şey bu evrakı imzalamaktır.

Birisi bana içtiğin her sigara ömründen yedi dakika alır dedi.

Genel müdür her bir adamı görevine atadı.

Her lamba sihirli değildir.

Ayırdedilebilir bir işlev her yerde süreklidir.

Aşçı her gün farklı yemekler hazırlar.

İnsanlar coşkuluyken o her zaman uzak durur.

O her zaman gerçeği söyler.

Japonlar saygı belirtisi olarak her zaman eğilmezler.

Her iki yol da seni istasyona götürecektir.

Gelecek cuma her zamanki poker oyunumuza gelecek misin?

Otobüs her gün kaç kez çalışır?

Also check out the following words: yırtmış, mevsimini, kampa, bebeği, cümlenin, öznesi, yüklemi, havlıyorlar, dergiye, sevdiğim.