Turkish example sentences with "hava"

Learn how to use hava in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Hava bulutlanıyor.

Bugün hava kötü.

Hava soğuk.

Hava yağmurlu.

Hava bugün sıcak.

Bugün hava karlı.

Bugün hava güneşli.

Bugün hava rüzgârlı, değil mi?

Bugün hava sıcak.

Hava nasıl?

Su, hava kadar değerlidir.

Su, hava kadar kıymetlidir.

Dün hava korkunç derecede soğuktu.

Oyun oynamak için hava boşluğuna yakın yerleri tercih etmeyin.

Bugün hava çok sıcak.

Yazın güney İspanya'da hava çok sıcaktır.

Oyun oynamak için hava boşluğuna yakın yerleri seçmeyin.

Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.

Hava kirliliğini önlemek için önlemler almalıyız.

Hava kirliliğini önlemek için tedbirler almak zorundayız.

Bugün hava dünkünden daha kötü.

Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.

Hava kararmadan önce Londra'ya ulaşacağız.

Çok şükür hava düzeldi.

Dün hava sıcaktı.

Dün hava soğuktu.

Dün hava bugünkünden daha soğuktu.

Dün sabah hava çok soğuktu.

Bugün hava rüzgarlı.

Bugün hava çok soğuk.

Hava soğuktu ve üstelik rüzgarlıydı.

Hava tahminlerine göre yarın kar yağacak.

Hava sıcaktı. Ve hava oldukça nemliydi.

Hava sıcaktı. Ve hava oldukça nemliydi.

Bugün hava korkunç sıcak.

Yarın hava güzel olur mu bilmiyorum, ama eğer yarın hava güzel olursa biz piknik yapacağız.

Yarın hava güzel olur mu bilmiyorum, ama eğer yarın hava güzel olursa biz piknik yapacağız.

Bugün hava çok sıcak, değil mi?

Hava bugün özellikle çok sıcak.

Belki hava güzeldir.

Hava kararmadan otele varmak istiyorum.

Hava hakkında konuşmak istemiyorum.

Kötü hava nedeniyle, şehir gezisi düşünceleri terk edildi.

Hava ılık oldu.

Burada tüm sene boyunca hava soğuktur.

Dün gece hava uyuyamayacağım kadar çok nemliydi.

Dün Tokyo'da hava bulutlu muydu?

Hava yumuşak ve toprak nemli.

Hava boşalırken balon yavaşça indi.

Hava olmasa hiçbir yaratık yaşayamaz.

Hava her zamanki gibi açıktı.

Öğleden sonra hava çok fırtınalıydı.

Bu sabah hava çok soğuktu.

Hava yoksa insan on dakika bile yaşayamaz.

Hava olmasa hiçbir şey yaşayamaz.

Hava bugün dünkünden daha rüzgârlı.

Hava hakkındaki belirsizlik İngilizlerin karakterlerinde belirli bir etkiye sahiptir.

Hava çok şiddetli soğuk.

Genel anlamda,geçen yıl hava ılımandı.

Birkaç gün hava sıcak kaldı.

Dünün aksine bugün hava hiç sıcak değil.

Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.

Bu soğuk hava haziran için olağan değil.

Hava birden değişti.

Ben bir kez daha hava yoluyla gidersem uçakta beş kez uçmuş olurum.

Sabah dışarıya çıkmadan önce her zaman hava durumunu izlerim.

Dün hava yağmurluydu.

Dışarıda hava çok soğuk, ceketsiz üşüteceksin.

O oraya varmadan önce, neredeyse hava kararacak.

Hava bu gece kesinlikle iyi olacak.

Hava şimdi soğuk.

Yakında hava kararacak.

Eğer hava açarsa, ormanda yürüyüşe gideceğiz.

Hava açıyor.

Yağmurlu veya güneşli fark etmez, hava nasıl olursa olsun açılış töreni saat dokuzda başlayacak.

Güneşli havaya rağmen, hava oldukça serindi.

Bütün gün hava güzeldi.

Yarın hava tahminine göre kar yağacak.

Kötü hava törene zarar verdi.

Ben biraz hava almak için yürüyüşe gittim.

Biz her gün hava durumu bültenini alabiliriz.

New York'ta hava nasıl?

Ben biraz taze hava solumak istiyorum.

Hava soğuk olduğunda eklemlerim ağrıyor.

Biz ayrıldığımızda yağmur yağıyordu, fakat vardığımızda hava güneşliydi.

Japonya'da Kasım ayında genellikle iyi hava vardır.

Gazeteci çocuk hava nasıl olursa olsun gazeteleri dağıtır.

Müzik hayatımızı hava gibi çevreler.

Hava postası, lütfen.

Bu iyi hava devam ederse, iyi bir ürün alacağız.

Hava kararıyor. Haydi eve gidelim.

Kuzeyde kötü hava var.

Gerçek şu ki, biz hava olmadan yaşayamayız.

Yağmurdan sonra, güzel hava.

Hava tahminine göre, tayfun Okinawa'ya yaklaşıyor.

Hava tahmini göre tayfunun sahile yaklaşması muhtemeldir.

Hava tahmini göre, yarın yağmur yağacak.

Hava tahmini göre, hava yarın açık olacak.

Hava tahmini göre, hava yarın açık olacak.

Hava tahmini göre, yağışlı mevsim çok geçmeden başlayacak.

Hava tahmini göre, yağışlı mevsim önümüzdeki hafta başlayacak.

Also check out the following words: yemekte, bildiğim, geldiğidir, Kraliçe, Çin'i, getirildi, evlense, gidene, panda, Japonya'nınkinin.