Turkish example sentences with "hızlı"

Learn how to use hızlı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Lütfen çok hızlı konuşma.
Translate from Turkish to English

Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.
Translate from Turkish to English

Bir Noel hediyesi olarak kendime bu çok hızlı patlamış mısır makinesini aldım.
Translate from Turkish to English

Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.
Translate from Turkish to English

Ne kadar da hızlı koşuyor!
Translate from Turkish to English

Hızlı yüzebilir.
Translate from Turkish to English

Kim daha hızlı koşar, Ken mi Tony mi?
Translate from Turkish to English

Diğer üçünden daha hızlı koşabilirim.
Translate from Turkish to English

Ken veya Tony'den hangisi daha hızlı koşar.
Translate from Turkish to English

Senin kadar hızlı koşamam.
Translate from Turkish to English

Hızlı bir kahvaltı yaptım.
Translate from Turkish to English

Şu öğrenci hızlı koşar, değil mi?
Translate from Turkish to English

Onun ne kadar hızlı konuştuğunu duyuyor musun?
Translate from Turkish to English

Bu araba hızlı.
Translate from Turkish to English

İki yaşındaki bir çocuk bu kadar hızlı koşabilir mi?
Translate from Turkish to English

O çok hızlı koşamadı.
Translate from Turkish to English

Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan tropikal yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyor ki 2000 yılına kadar % 80'i yok olabilir.
Translate from Turkish to English

Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.
Translate from Turkish to English

Bu kuşun büyük kanatları onun çok hızlı uçmasını sağlar.
Translate from Turkish to English

Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun.
Translate from Turkish to English

Senin sınıfında en hızlı kim koşabilir?
Translate from Turkish to English

O, çok hızlı bir yüzücüdür.
Translate from Turkish to English

Ben hızlı yüzebilirim.
Translate from Turkish to English

Benim hızlı koşabilen bir köpeğim var.
Translate from Turkish to English

Ben hızlı koşmak için gayret ettim.
Translate from Turkish to English

Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu.
Translate from Turkish to English

Tom treni kaçırmayacağını umarak elinden geldiği kadar hızlı koştu.
Translate from Turkish to English

Hızlı koşmaktan yoruldum.
Translate from Turkish to English

O, çok hızlı koşamadı.
Translate from Turkish to English

Lynn hızlı koşar.
Translate from Turkish to English

O, hızlı bir yaşam sürüyor.
Translate from Turkish to English

O, takımdaki herhangi bir çocuk kadar hızlı koştu.
Translate from Turkish to English

Genel olarak söylemek gerekirse, oğlanlar kızlardan daha hızlı koşabilirler.
Translate from Turkish to English

Mümkün olduğunca hızlı yürüyün.
Translate from Turkish to English

Koşabildiğin kadar hızlı koş.
Translate from Turkish to English

Koşabildiğim kadar hızlı koşarak, arkadaşımla arayı kapatabildim.
Translate from Turkish to English

Koşabildiği kadar hızlı koştu.
Translate from Turkish to English

Koşabildiğim kadar hızlı koştum.
Translate from Turkish to English

Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.
Translate from Turkish to English

Köpek koşabildiğince hızlı kaçtı.
Translate from Turkish to English

Bir köpek bir insanın koşabildiğinden daha hızlı koşabilir.
Translate from Turkish to English

Nehir yüzmek için çok hızlı akıyor.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam hızlı bir koşuşturmayla yola çıktı.
Translate from Turkish to English

İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı.
Translate from Turkish to English

Ken senden daha hızlı koşar.
Translate from Turkish to English

Hızlı bir şekilde iyileştin.
Translate from Turkish to English

Oh lütfen! o kadar hızlı değil.
Translate from Turkish to English

Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.
Translate from Turkish to English

Ben çok hızlı yüzebilirim.
Translate from Turkish to English

Işık sesten çok daha hızlı hareket eder.
Translate from Turkish to English

Işık sesten daha hızlı hareket eder.
Translate from Turkish to English

O heyecanlandığında, gittikçe daha hızlı konuştu.
Translate from Turkish to English

Hızlı kahverengi tilki tembel kahverengi köpeğin üstüne atladı.
Translate from Turkish to English

Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.
Translate from Turkish to English

Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.
Translate from Turkish to English

Bir çita herhangi bir hayvan kadar hızlı koşar.
Translate from Turkish to English

Şu genç çocukların polislerden daha hızlı koşabileceğine inanmak saçmadır.
Translate from Turkish to English

Yeni uçak sesin iki katı hızlı uçuyor.
Translate from Turkish to English

Gençken daha hızlı yüzebilirdim.
Translate from Turkish to English

Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.
Translate from Turkish to English

Fare ne kadar hızlı olursa, kilise mezarlığı o kadar büyük olur.
Translate from Turkish to English

Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.
Translate from Turkish to English

Hızlı koşabilir misin?
Translate from Turkish to English

Hızlı koşmak zorunda değilsiniz.
Translate from Turkish to English

Ne hızlı bir at!
Translate from Turkish to English

John genellikle hızlı bir kahvaltı yer.
Translate from Turkish to English

Tom hızlı koşabilir.
Translate from Turkish to English

Tom Bill kadar hızlı koşmaz.
Translate from Turkish to English

Tom ne kadar hızlı çalışıyor!
Translate from Turkish to English

Tom ne kadar hızlı konuşuyor!
Translate from Turkish to English

Tom çok hızlı koşar.
Translate from Turkish to English

Tom çok hızlı yüzer.
Translate from Turkish to English

Tom senin kadar hızlı yüzebilir.
Translate from Turkish to English

Kumiko Tom kadar hızlı koşar.
Translate from Turkish to English

Taro, oldukça hızlı bir şekilde kızıyor.
Translate from Turkish to English

Çok hızlı koşarsın.
Translate from Turkish to English

Mektuplar hızlı atlardaki biniciler tarafından taşınırdı.
Translate from Turkish to English

Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı.
Translate from Turkish to English

Tom, hızlı zengin olmak istiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'den çok hızlı sürmemesini rica etti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye bir okul bölgesinde çok hızlı sürmemesini tavsiye etti.
Translate from Turkish to English

O benim yetişebileceğimden çok hızlı koşuyordu.
Translate from Turkish to English

Onlar çok hızlı sürüyorlar.
Translate from Turkish to English

Onlar hızlı hareket etmek zorunda kalacaktı.
Translate from Turkish to English

Zaman çok hızlı geçer.
Translate from Turkish to English

O, benden daha hızlı koşar.
Translate from Turkish to English

Onu gördüğüm her an kalbim hızlı çarpıyor.
Translate from Turkish to English

Ben, özellikle Pekin gibi büyük şehirler ile ilgili olarak Çin'i tek bir cümleyle açıklayabilirim. - Çin, yaşam hızı hem hızlı hem de keyifli bir ülkedir.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin merdivene ne kadar hızlı tırmanabileceğini merak etti.
Translate from Turkish to English

Tom tanıdığım başka herhangi birinden daha hızlı koşar.
Translate from Turkish to English

Tom elinden geldiği kadar hızlı koştu.
Translate from Turkish to English

Tom elinden geldiğince hızlı bir şekilde bisikletini sürdü.
Translate from Turkish to English

Tom güzel kadınları seviyordu. Ayrıca pahalı şarap ve hızlı spor otomobilleri de seviyordu.
Translate from Turkish to English

Tom hızlı kararlar vermeye alışkındır.
Translate from Turkish to English

Tom şu anda 100 yarda hızlı koşmada okul rekorunu elinde tutuyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'den daha hızlı koşabileceğini iddia etti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary kadar hızlı hareket edemez.
Translate from Turkish to English

Kimin en hızlı yüzebileceğini merak ediyorum.
Translate from Turkish to English

Bir yangın senin koşabileceğinden daha hızlı yayılır.
Translate from Turkish to English

Hızlı koşmalıyım yoksa geç kalacağım.
Translate from Turkish to English

Büyükannem benden daha hızlı yürür, ve benim oynadığımdan daha iyi tenis oynar.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: utandık, hediyeyi, ekili, alanın, satışını, miktarda, gerçekleştirdi, Sıkıntılı, günlere, biriktirmelisiniz.