Turkish example sentences with "hızlı"

Learn how to use hızlı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Lütfen çok hızlı konuşma.

Sadako uykuya dalmadan önce hızlı bir şekilde kağıdı katlamayı denedi.

Bir Noel hediyesi olarak kendime bu çok hızlı patlamış mısır makinesini aldım.

Maç spikerleri vuvuzelaların seslerini "rahatsız edici" ve "şeytani" gibi çeşitli şekillerde tarif ettiler ve onu "gürültücü fillerin izdihamı", "sağır eden çekirge sürüsü", "katliam yolundaki bir keçi", "çok kızgın arılarla dolu büyük bir kovan" ve "hızlı ördek"'e benzettiler.

Ne kadar da hızlı koşuyor!

Hızlı yüzebilir.

Kim daha hızlı koşar, Ken mi Tony mi?

Diğer üçünden daha hızlı koşabilirim.

Ken veya Tony'den hangisi daha hızlı koşar.

Senin kadar hızlı koşamam.

Hızlı bir kahvaltı yaptım.

Şu öğrenci hızlı koşar, değil mi?

Onun ne kadar hızlı konuştuğunu duyuyor musun?

Bu araba hızlı.

İki yaşındaki bir çocuk bu kadar hızlı koşabilir mi?

O çok hızlı koşamadı.

Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan tropikal yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyor ki 2000 yılına kadar % 80'i yok olabilir.

Ağabeyim çok hızlı bir şekilde ev ödevini bitirdi.

Bu kuşun büyük kanatları onun çok hızlı uçmasını sağlar.

Bu araştırma hızlı bir şekilde bitiremeyecek kadar çok uzun.

Senin sınıfında en hızlı kim koşabilir?

O, çok hızlı bir yüzücüdür.

Ben hızlı yüzebilirim.

Benim hızlı koşabilen bir köpeğim var.

Ben hızlı koşmak için gayret ettim.

Tom kızgın ayıdan kaçmak için elinden geldiği kadar hızlı koştu.

Tom treni kaçırmayacağını umarak elinden geldiği kadar hızlı koştu.

Hızlı koşmaktan yoruldum.

O, çok hızlı koşamadı.

Lynn hızlı koşar.

O, hızlı bir yaşam sürüyor.

O, takımdaki herhangi bir çocuk kadar hızlı koştu.

Genel olarak söylemek gerekirse, oğlanlar kızlardan daha hızlı koşabilirler.

Mümkün olduğunca hızlı yürüyün.

Koşabildiğin kadar hızlı koş.

Koşabildiğim kadar hızlı koşarak, arkadaşımla arayı kapatabildim.

Koşabildiği kadar hızlı koştu.

Koşabildiğim kadar hızlı koştum.

Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üzerine atlar.

Köpek koşabildiğince hızlı kaçtı.

Bir köpek bir insanın koşabildiğinden daha hızlı koşabilir.

Nehir yüzmek için çok hızlı akıyor.

Yaşlı adam hızlı bir koşuşturmayla yola çıktı.

İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı.

Ken senden daha hızlı koşar.

Hızlı bir şekilde iyileştin.

Oh lütfen! o kadar hızlı değil.

Yukarıdaki bulutlar hızlı ilerledi.

Ben çok hızlı yüzebilirim.

Işık sesten çok daha hızlı hareket eder.

Işık sesten daha hızlı hareket eder.

O heyecanlandığında, gittikçe daha hızlı konuştu.

Hızlı kahverengi tilki tembel kahverengi köpeğin üstüne atladı.

Ekvatora yakın dar bir bölgede bulunan,tropik yağmur ormanları o kadar hızlı yok oluyorlar ki 2000 yılına kadar onların yüzde sekseni gitmiş olabilir.

Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.

Bir çita herhangi bir hayvan kadar hızlı koşar.

Şu genç çocukların polislerden daha hızlı koşabileceğine inanmak saçmadır.

Yeni uçak sesin iki katı hızlı uçuyor.

Gençken daha hızlı yüzebilirdim.

Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.

Fare ne kadar hızlı olursa, kilise mezarlığı o kadar büyük olur.

Onun yanında, ben bizim sınıfta en hızlı koşucuyum.

Hızlı koşabilir misin?

Hızlı koşmak zorunda değilsiniz.

Ne hızlı bir at!

John genellikle hızlı bir kahvaltı yer.

Tom hızlı koşabilir.

Tom Bill kadar hızlı koşmaz.

Tom ne kadar hızlı çalışıyor!

Tom ne kadar hızlı konuşuyor!

Tom çok hızlı koşar.

Tom çok hızlı yüzer.

Tom senin kadar hızlı yüzebilir.

Kumiko Tom kadar hızlı koşar.

Taro, oldukça hızlı bir şekilde kızıyor.

Çok hızlı koşarsın.

Mektuplar hızlı atlardaki biniciler tarafından taşınırdı.

Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı.

Tom, hızlı zengin olmak istiyor.

Tom Mary'den çok hızlı sürmemesini rica etti.

Tom Mary'ye bir okul bölgesinde çok hızlı sürmemesini tavsiye etti.

O benim yetişebileceğimden çok hızlı koşuyordu.

Onlar çok hızlı sürüyorlar.

Onlar hızlı hareket etmek zorunda kalacaktı.

Zaman çok hızlı geçer.

O, benden daha hızlı koşar.

Onu gördüğüm her an kalbim hızlı çarpıyor.

Ben, özellikle Pekin gibi büyük şehirler ile ilgili olarak Çin'i tek bir cümleyle açıklayabilirim. - Çin, yaşam hızı hem hızlı hem de keyifli bir ülkedir.

Tom Mary'nin merdivene ne kadar hızlı tırmanabileceğini merak etti.

Tom tanıdığım başka herhangi birinden daha hızlı koşar.

Tom elinden geldiği kadar hızlı koştu.

Tom elinden geldiğince hızlı bir şekilde bisikletini sürdü.

Tom güzel kadınları seviyordu. Ayrıca pahalı şarap ve hızlı spor otomobilleri de seviyordu.

Tom hızlı kararlar vermeye alışkındır.

Tom şu anda 100 yarda hızlı koşmada okul rekorunu elinde tutuyor.

Tom Mary'den daha hızlı koşabileceğini iddia etti.

Tom Mary kadar hızlı hareket edemez.

Kimin en hızlı yüzebileceğini merak ediyorum.

Bir yangın senin koşabileceğinden daha hızlı yayılır.

Hızlı koşmalıyım yoksa geç kalacağım.

Büyükannem benden daha hızlı yürür, ve benim oynadığımdan daha iyi tenis oynar.

Also check out the following words: oluyor, olasılıkla, sonuncu, acınacak, yetecek, aydınlandı, patlama, Gökyüzünden, bakınca, güzeldi.