Onu tekrar görmeye ölüyorum.
Translate from Turkish to English

Bu nisanda seni görmeye can atıyorum.
Translate from Turkish to English

Beni bir dahaki sefere görmeye geldiğinde sana kitabı göstereceğim.
Translate from Turkish to English

Dün beni görmeye kim geldi sanıyorsun?
Translate from Turkish to English

Hepimiz, seni ve aileni görmeye can atıyoruz.
Translate from Turkish to English

Lucy üç gün önce beni görmeye geldi.
Translate from Turkish to English

Her gün hasta arkadaşını görmeye geliyor.
Translate from Turkish to English

Onu görmeye gitmelisin.
Translate from Turkish to English

Ben onu görmeye utanıyorum.
Translate from Turkish to English

Binlerce insan Başkan Lincoln'u görmeye gitti.
Translate from Turkish to English

O, yarın öğleden sonra beni görmeye geliyor.
Translate from Turkish to English

Emekli olur olmaz insanlar seni nadiren görmeye gelirler.
Translate from Turkish to English

İstasyona vardığımda, ben amcamı ofisinde görmeye gittim.
Translate from Turkish to English

O, bazen beni görmeye gelir.
Translate from Turkish to English

Ben nehri görmeye gittim, onu büyük ölçüde şişmiş buldum.
Translate from Turkish to English

O dün seni görmeye geldi.
Translate from Turkish to English

O, geçen gün onu görmeye gitti.
Translate from Turkish to English

Bu şehirden ayrılmadan önce, O bizi görmeye gelecek.
Translate from Turkish to English

O her zaman başkalarının iyi tarafını görmeye çalışır.
Translate from Turkish to English

Tom'un asla Mary'yi tekrar görmeye niyeti yoktu.
Translate from Turkish to English

O, Mary'yi görmeye gitti mi?
Translate from Turkish to English

Ben dün beyzbol oyununu görmeye gittim.
Translate from Turkish to English

Eğer zamanınız olursa beni görmeye gelin.
Translate from Turkish to English

Zamanın olursa beni görmeye gel.
Translate from Turkish to English

Tom dün sabah erkenden Mary'yi görmeye gitti.
Translate from Turkish to English

Dün Bay Tanaka diye biri sizi görmeye geldi.
Translate from Turkish to English

Geçen yıl Dr. King'i görmeye geldim.
Translate from Turkish to English

Tom etrafı merakla gezmeye ve ne olduğunu görmeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi o kadar mutsuz görmeye dayanamıyor.
Translate from Turkish to English

Tavsiyemi dikkate almadan onu görmeye devam etti.
Translate from Turkish to English

Onu şahsen görmeye gidersen, o memnun olur.
Translate from Turkish to English

Bizim büyük ebeveynlerimiz hafta sonlarında bizi görmeye gelirlerdi.
Translate from Turkish to English

Yarın beni tekrar görmeye gel.
Translate from Turkish to English

Beni görmeye gel.
Translate from Turkish to English

O hâlâ ara sıra beni görmeye gelir.
Translate from Turkish to English

O, bu öğleden sonra beni görmeye gelecek.
Translate from Turkish to English

O, bu gece bizi görmeye gelebilir.
Translate from Turkish to English

O, canı istediğinde beni görmeye geldi.
Translate from Turkish to English

Benim grup bu hafta Chuck's Bar and Grill de konser verecek. Lütfen bizi görmeye gelin.
Translate from Turkish to English

Kate adında bir kız seni görmeye geldi.
Translate from Turkish to English

John yarın bizi görmeye gelecek mi?
Translate from Turkish to English

Jimmy genellikle hafta sonları beni görmeye geliyor.
Translate from Turkish to English

Jack beni görmeye geldiğinde tam iki hafta önceydi.
Translate from Turkish to English

Tom ondan üç gün sonra Mary'yi görmeye gitti.
Translate from Turkish to English

Tom ertesi cuma Mary'yi görmeye gitti.
Translate from Turkish to English

Tom sadece birkaç gün önce beni görmeye geldi
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi görmeye bile dayanamaz.
Translate from Turkish to English

O beni görmeye geldi.
Translate from Turkish to English

Onu görmeye gidelim.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi görmeye gitmelidir.
Translate from Turkish to English

Bu gece beni görmeye gel.
Translate from Turkish to English

O buraya beni görmeye geldi.
Translate from Turkish to English

Onu görmeye çalışmalısın.
Translate from Turkish to English

Bir ara bizi görmeye gel.
Translate from Turkish to English

Ben yurt dışında öğrenim görmeye karar verdim.
Translate from Turkish to English

O nadiren beni görmeye gelir.
Translate from Turkish to English

Onun ağlamasını görmeye tahammül edemem.
Translate from Turkish to English

Dün bir adam beni görmeye geldi.
Translate from Turkish to English

Yarın seni görmeye geliyorum.
Translate from Turkish to English

Ben bir motif görmeye başlıyorum.
Translate from Turkish to English

Lütfen her zaman beni görmeye gelebilirsin.
Translate from Turkish to English

Arkadaşlarımdan biri beni görmeye geldi.
Translate from Turkish to English

O, bir gün bizi görmeye gelecek.
Translate from Turkish to English

O, isteksizce onu görmeye gitti.
Translate from Turkish to English

Beni görmeye geleceğini hiç sanmıyorum.
Translate from Turkish to English

Geçerken uğramaya ve seni görmeye niyet ediyordum fakat bu hafta oldukça meşguldüm.
Translate from Turkish to English

Gerçekten seni görmeye can atıyorum.
Translate from Turkish to English

İstediğin zaman beni görmeye gel.
Translate from Turkish to English

Onu görmeye can atıyorum.
Translate from Turkish to English

Geçenlerde o onu görmeye gitti.
Translate from Turkish to English

Seni tekrar görmeye can atıyorum.
Translate from Turkish to English

Onun öyle ağlamasını görmeye dayanamam.
Translate from Turkish to English

O, sen gittikten hemen sonra seni görmeye geldi.
Translate from Turkish to English

Yakında seni görmeye can atıyorum.
Translate from Turkish to English

Lütfen zaman zaman beni görmeye gel.
Translate from Turkish to English

Hepimiz seni görmeye can atıyoruz.
Translate from Turkish to English

Babanı görmeye can atıyorum.
Translate from Turkish to English

O, onu tekrar görmeye can atıyordu.
Translate from Turkish to English

Önceki gün arkadaşlarım beni görmeye geldi.
Translate from Turkish to English

Boston'da kalıyorken, o onu görmeye gitti.
Translate from Turkish to English

O, Afrika'ya hareket etmeden üç gün önce beni görmeye geldi.
Translate from Turkish to English

Buraya yardım etmek için yapabileceğim bir şey olup olmadığını görmeye geldim fakat benim yapmam için bir şey yok gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Yarın beni görmeye gelin.
Translate from Turkish to English

O, sık sık beni görmeye gelirdi.
Translate from Turkish to English

Onu görmeye tahammül edemiyorum.
Translate from Turkish to English

Her şeyi olduğu gibi görmeye çalış.
Translate from Turkish to English

Onu görmeye isteksiz olarak gitti.
Translate from Turkish to English

Ne kadar uzağa atlayabileceğini görmeye çalış.
Translate from Turkish to English

Tom'u görmeye gitmemeliydim.
Translate from Turkish to English

Bu film yeniden görmeye değer.
Translate from Turkish to English

İstediğin zaman beni görmeye gelebilirsin.
Translate from Turkish to English

Bir gün doktoru görmeye gitti.
Translate from Turkish to English

Hepimiz filmi görmeye istekliyiz.
Translate from Turkish to English

Yarın beni görmeye gelebilir misin?
Translate from Turkish to English

Arada bir beni görmeye gelir.
Translate from Turkish to English

Önümüzdeki Pazar seni görmeye geleceğim.
Translate from Turkish to English

İstediğiniz zaman beni görmeye gelebilirsiniz.
Translate from Turkish to English

Gelecek hafta pazar günü beni görmeye gel.
Translate from Turkish to English

Yarın beni görmeye gel, ne dersin?
Translate from Turkish to English

Benim yokluğumda beni görmeye geldi.
Translate from Turkish to English

Pazar günü beni görmeye gelirdi.
Translate from Turkish to English