Learn how to use değildi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Bu ucuz değildi, değil mi?
Translate from Turkish to English
O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
Translate from Turkish to English
Bu bir şakadan başka bir şey değildi.
Translate from Turkish to English
O hep baktı, ama asla, mutlu değildi.
Translate from Turkish to English
Buluştuğumuzda Paris'te değildi.
Translate from Turkish to English
Film düşündüğüm gibi değildi.
Translate from Turkish to English
Şu ya da bu nedenle, onların Fransa'daki tatili onların olmasını umdukları kadar iyi değildi.
Translate from Turkish to English
Evine gittim fakat evde değildi.
Translate from Turkish to English
Ona uğradığımda, o evde değildi.
Translate from Turkish to English
Kardeşim kullanılmış bir araba satın aldı, bu yüzden çok pahalı değildi.
Translate from Turkish to English
1880 yılının seçim kampanyası heyecan verici değildi.
Translate from Turkish to English
Clay Adams'ın tüm politikaları ile aynı fikirde değildi.
Translate from Turkish to English
Üzgünüm, amacım sizi terslemek değildi.
Translate from Turkish to English
O, tehlikenin farkında değildi.
Translate from Turkish to English
Kaza için seni suçlamıyorum, senin hatan değildi.
Translate from Turkish to English
O günlerde, Amerika Birleşik Krallık'tan bağımsız değildi.
Translate from Turkish to English
Hiçbir öğrenci eksik değildi.
Translate from Turkish to English
Edward Everett Lincoln ile aynı fikirde değildi.
Translate from Turkish to English
Jefferson planından vazgeçmeye hazır değildi.
Translate from Turkish to English
Haberi duyduğunda, o mutlu değildi.
Translate from Turkish to English
O, haberi duyduğunda mutlu değildi.
Translate from Turkish to English
O tam olarak benimle aynı fikirde değildi.
Translate from Turkish to English
Ancak, miktar doğru değildi.
Translate from Turkish to English
O, benim hatam değildi.
Translate from Turkish to English
Davadaki hakim adil değildi.
Translate from Turkish to English
Gemi hasarlı değildi.
Translate from Turkish to English
O, yirmi yaşında olduğunu söyledi, gerçek değildi.
Translate from Turkish to English
Edison'un yeni şeyler icat etmesi her zaman kolay değildi.
Translate from Turkish to English
Onun hikayesi ilginç değildi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin aşkını ya da dostluğunu kabul etmeye hazır değildi.
Translate from Turkish to English
Gülmemek elimde değildi.
Translate from Turkish to English
Kahkahayla gülmek elimde değildi.
Translate from Turkish to English
Liderler insanlarla irtibatta değildi.
Translate from Turkish to English
Ben çok üzgünüm. Niyetim sana tekme atmak değildi.
Translate from Turkish to English
Onlar dün sınıfta değildi.
Translate from Turkish to English
Cecilia bir öğretmen değildi.
Translate from Turkish to English
Tom hiçbir zaman duruma hakim değildi.
Translate from Turkish to English
Grant etkili bir siyasi lider değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un davranışları kabul edilebilir değildi.
Translate from Turkish to English
Tom ölmeye hazır değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un sınavı geçmesi mümkün değildi.
Translate from Turkish to English
Tom çok erken geldi ve Mary henüz hazır değildi.
Translate from Turkish to English
Tom ve Mary bir şemsiyeyi paylaştı. Ancak, yeterince büyük değildi ve her ikisi de ıslandı.
Translate from Turkish to English
Tom bir şey yemediğini söyledi fakat bu doğru değildi.
Translate from Turkish to English
Olanlar Tom'un hatası değildi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin özürünü kabul edecek durumda değildi.
Translate from Turkish to English
Bu benim suçum değildi.
Translate from Turkish to English
Amerika Birleşik Devletleri donanması, savaş için hazır değildi.
Translate from Turkish to English
Grant, malzemeler konusunda endişeli değildi.
Translate from Turkish to English
Hava çok soğuk değildi, ama her zaman yağışlıydı.
Translate from Turkish to English
Hiç kimse kaç kişi öldüğünden emin değildi.
Translate from Turkish to English
O zaman hiç kimse ne olacağından emin değildi.
Translate from Turkish to English
Benim amacım duygularını incitmek değildi
Translate from Turkish to English
Tom ünlü değildi.
Translate from Turkish to English
Tom geç gelen tek kişi değildi.
Translate from Turkish to English
Tom satır aralarını okumada çok iyi değildi.
Translate from Turkish to English
Tom onların onun vizesini yenileyeceklerinden emin değildi.
Translate from Turkish to English
Tom aldığı ödemeden memnun değildi.
Translate from Turkish to English
Tom durumdan memnun değildi.
Translate from Turkish to English
Tom durumun ciddiyetinin farkında değildi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin nasıl biri olacağından emin değildi ve onun arkadaşlarıyla geçinip geçinmeyeceğini merak etti.
Translate from Turkish to English
Tom patronu için önemli bir belgeyi çevirirken, bazı hatalar yaptığının farkında değildi.
Translate from Turkish to English
Tom deri ve kemikten başka bir şey değildi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'den çok fazla yaşlı değildi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary ile konuşacak durumda değildi.
Translate from Turkish to English
Duvar köpekleri dışarıda tutacak kadar yüksek değildi.
Translate from Turkish to English
Tom onun için hazırlıklı değildi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin tekrar arayacağından emin değildi.
Translate from Turkish to English
Tom bir kobay olmak için gönüllü değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un niyeti Mary'nin parmaklarına basmak değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un niyeti söylediğini söylemek değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un niyeti Mary'yi gücendirmek değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un niyeti Mary'yi kızdırmak değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un niyeti Mary'yi öldürmek değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un niyeti Mary'nin hislerini incitmek değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un niyeti kimseyi incitmek değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un niyeti Mary'nin başını belaya sokmak değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un niyeti o kadar geç kalmak değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un niyeti bunun olması değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un niyeti zarar vermek değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un niyeti Mary'ye sorun yaratmak değildi.
Translate from Turkish to English
Tom bana bağırmak zorunda değildi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye söylemek zorunda değildi, ama söyledi.
Translate from Turkish to English
Tom onu öyle kaba şekilde söylemek zorunda değildi.
Translate from Turkish to English
Tom onu tekrar tekrar söylemek zorunda değildi.
Translate from Turkish to English
Tom istemeseydi onu yemek zorunda değildi.
Translate from Turkish to English
Tom onu yapmak zorunda değildi.
Translate from Turkish to English
Tom o kadar kaba olmak zorunda değildi.
Translate from Turkish to English
Tom bir bıçakla sakalını düzeltmeyi denemeye karar verdi, fakat çok başarılı değildi.
Translate from Turkish to English
Gülmemek Tom'un elinde değildi.
Translate from Turkish to English
Tom dün gece kesinlikle çok mutlu değildi.
Translate from Turkish to English
Biz onu gördüğümüzde, Tom kesinlikle ölü değildi.
Translate from Turkish to English
Onu ziyaret etmeye gittiğimizde, Tom kesinlikle evde değildi.
Translate from Turkish to English
Bomba Tom'un evini parçalara ayırdı. İyi ki o anda evde değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'la bir dövüş başlatmak çok da iyi bir fikir değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un yardım etmemesi gerçekten kimsenin umurunda değildi.
Translate from Turkish to English
Ne Tom, ne de Mary konuşkan bir ruh hali içinde değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un Mary'ye ne duyması gerektiğini söylemesi kolay değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un kıt kanaat geçinmesi kolay değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un tekrar nasıl yürüyeceğini öğrenmesi kolay değildi.
Translate from Turkish to English
Tom'un büyük ailesini desteklemek için yeterli para kazanması kolay değildi.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: yükseltti, abartır, kahvesine, ağrıya, dayandı, örtüsünü, anahtarı, hırsızlarının, yapmasını, söyledikleri.