Turkish example sentences with "biz"

Learn how to use biz in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Biz gölün etrafında yürüdük.

Biz Arabız.

Biz Gifu'ya gittik.

Kız bayıldı, fakat biz onun yüzüne su döktüğümüzde o kendine geldi.

Biz 6 kilometre kadar yürüdük.

Biz karda kaybolduk.

Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?

Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?

Biz dün tenis oynadık.

Biz neredeyiz?

Biz Avustralyalılarız.

Bu genç ve yaşlı, zengin ve fakir, Demokrat ve Cumhuriyetçi, siyahi, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, düz, engelli ve engelsizler tarafından konuşulan cevaptır. Sadece bir bireyler koleksiyonu veya bir kırmızı ve mavi eyaletler koleksiyonu asla olmadığımızı belirten, dünyaya mesaj gönderenler Amerikalılardır. Biz, ve her zaman Amerika Birleşik Devletleri olacağız.

Biz, parkta oynardık.

Biz, öğleyin pizza ve tavuk yedik.

Biz öğrenciyiz.

Biz şu dağa tırmanmak istiyoruz.

Biz kırda sessiz bir gün geçirdik.

Yarın hava güzel olur mu bilmiyorum, ama eğer yarın hava güzel olursa biz piknik yapacağız.

Biz genellikle bir öğünden sonra çay içeriz.

Biz bir bebek bekliyoruz.

Savaş başladığında biz on yıl boyunca orada yaşadık.

Biz kapı komşusuyuz.

Yağmur yağmaya başladı fakat biz yürümeye devam ettik.

Biz her zaman servis kalitesini iyileştirmeyi amaçlıyoruz.

Biz gelecekle ilgili planımızı tartıştık.

Biz hepimiz seninle aynı fikirdeyiz.

Biz burada Himeji istasyonundayız.

Biz, İngilizceyi haftada üç saat öğreniyoruz.

Biz bir mermi tarafından vurulabileceğimizden korkuyorduk, bu yüzden aşağıya koştuk.

Biz, erkekler kadınları beklemeye alışığız.

Tuhaf değil mi? Biz çoktan varmış olmalıydık.

Biz telefonda konuşurken bağlantı kesildi.

Biz vardık.

Biz dün konuşmadık.

Biz mesajın doğru olduğunu düşündük.

Biz oradaki masada oturabilir miyiz?

Biz neredeyse bilmeden, hissetmeden annemiz severiz, çünkü o yaşamak kadar doğaldır.

Bir gün biz Hindistan'a gezi yapacağız.

Biz bazen bir oyun oynamalıyız.

Yağmur durduğunda, biz gideceğiz.

Biz birbirimizi tanımıyoruz.

Biz bu konuda hepimiz aynı fikirdeyiz.

Biz, beş gün içinde işi tamamlayabilmeliyiz.

Biz plajda barbekü yapacağız.

Biz erken bir öğle yemeği yedik.

Sonunda, biz, o eski püskü lokantada yemek yemeyi sona erdirdik.

Bu gidişle biz bir ev satın alamayacağız.

Biz o işte çok kaybettik.

Biz çayımıza şeker koyarız.

Biz asla düşündüğümüz kadar çok mutlu, nede mutsuz değiliz.

Biz asla düşündüğümüz kadar mutlu ya da mutsuz değiliz.

Biz tehlikeden kaçtık gibi görünüyor.

Biz boş eğlence için yaşamıyoruz.

Biz oraya bir araba yardımı ile gidebiliriz.

Biz bir süre onu yalnız bırakmaya karar verdik.

Biz hırsızı yakalandık.

Biz düşmanın nereden saldıracağını önceden tahmin ettik.

Biz yakında çalışmaya başlayacağız.

Biz evliyiz.

Biz otobüs terminalinde kazara onlarla karşılaştık.

Biz şirket başkanı ile konuşmak istedik, ama o bizimle konuşmayı reddetti.

Biz şirketimizin atletizm karşılamasına katıldık.

Biz hâlâ 06:00 Shinkansen'e yetişebilirmiyiz?

Biz altıda orada olacaksak, şimdi hareket etmek zorundayız.

Biz, evli olduğunuzu düşünmüştük.

Amerika'da kaldığı süredeki deneyimlerini bize anlatmaya başladı. Biz dikkat kesildik.

Bu yüzden cümleleri seviyoruz. Fakat dahası biz dilleri seviyoruz.

Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.

Biz her dilin tüm benzersizliğini yakalamak istiyoruz. Ve biz zaman içinde onların evrimini de yakalamak istiyoruz.

Biz dil araçlarını bir sonraki seviyeye getirmek istiyoruz.Biz dil öğrenme manzarasında yenilik görmek istiyoruz.Ve bu, bir topluluk olmadan inşa edilemeyen verimli platformlar olmadan katkıda bulunamayan açık dil kaynakları olmadan olamaz.

Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.

Biz, ona takımın en iyi oyuncusu gözüyle bakıyoruz.

Biz yüz yarda daha yürüdük.

Biz bu gerçeği unutmaya meyilliyiz.

Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.

Biz bütün gün deniz kenarında eğlendik.

Biz senin işini paylaşıyoruz.

Biz gezegenimize, dünyaya dikkat etmeliyiz.

Biz ekonomik bir otelde kaldık.

Biz evde üşümüyoruz.

Biz kaza nedeniyle nadir bir durumla karşılaştık.

Biz kaybolan çocuğu ve köpeği arıyoruz.

Biz yağmurdan dolayı bir ağacın altında sığındık.

Biz ağaçtan fındıkları salladık.

Biz ağaçlarla çevrili bir otelde kaldık.

Biz cuma günü bir yemek için dışarı çıkıyoruz.

Biz kış aylarında yünlü giyeriz.

Biz oy hakkına sahip özgür vatandaşlarız.

Biz birçok kez Tokyo'da bulunduk.

Biz, o zaman aynı sınıftaydık.

Biz şimdilik burada kalmaya karar verdik.

Biz işe gitmek için aynı otobüse bineriz.

Biz aynı sınıfta İngilizce öğrenimi görmekteyiz.

Biz aynı okula gideriz.

Biz aynı günde doğduk.

Biz biftek ve salata yedik.

Biz ne tür bir tehlikedeyiz?

Biz ayrıldık, birbirimizi asla tekrar görmeyeceğiz.

Biz barış seven bir milletiz.

Biz barış yararına çalışıyoruz.

Biz zengin ya da fakir olup olmadığımıza göre, olayları farklı görürüz.

Also check out the following words: Sorumu, savuşturma, yakar, kabak, lastiğe, kaynaklara, gitmeliydim, vazoydu, Dedesi, huysuzdu.