Turkish example sentences with "asla"

Learn how to use asla in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.

O hep baktı, ama asla, mutlu değildi.

Asla yalnız olma.

Asla tek başına olma.

O asla geri dönmemek üzere Japonya'dan ayrıldı.

Hafta sonları asla çalışmam.

Bu genç ve yaşlı, zengin ve fakir, Demokrat ve Cumhuriyetçi, siyahi, beyaz, Hispanik, Asyalı, Amerikan yerlisi, eşcinsel, düz, engelli ve engelsizler tarafından konuşulan cevaptır. Sadece bir bireyler koleksiyonu veya bir kırmızı ve mavi eyaletler koleksiyonu asla olmadığımızı belirten, dünyaya mesaj gönderenler Amerikalılardır. Biz, ve her zaman Amerika Birleşik Devletleri olacağız.

O, tatili sırasında bile asla çevrimiçi değil.

Beni asla yenemeyeceksin, beni duydun mu? Asla!

Beni asla yenemeyeceksin, beni duydun mu? Asla!

John'a güvenebilirsin. O seni asla hayal kırıklığına uğratmayacak.

Pazarları asla evde değilim.

Kim Kardashian Türkiye karşıtı bir kampanya başlattı, bundan dolayı onu asla beğenmiyorum.

Sebep olmadan asla kızgın olmam.

Bir dil asla yeterli değildir.

Bir dil asla yetmez.

Bu albümü, okul günlerimi hatırlamadan asla göremem.

Haydi Arianna, hızlan, yoksa asla oraya ulaşamayacağız!

Asla onun hakkında konuşmayacak.

Korkarım o suçunu asla itiraf etmeyecek.

Onu asla tekrar yapmayacağım.

Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez.

Onlar parlak renkli kurbağalar olduğunu söylüyorlar fakat ben onları asla görmedim.

Onu asla tekrar görmek istemiyorum.

Onlar asla aynı fikirde olmayacaklar.

O kitabı asla okumam.

Onun fikirleri ona asla bir nikel kazandırmadı.

Onun fikirleri asla ona on sent kazandırmadı.

Herhangi birinin öyle bir şey söylediğini asla duymadım.

Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.

Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.

Ateşi söndürmeyi asla unutma.

Annem asla erken kalkmaz.

Herkes Japonya'da artık asla kötü bir şey olmayacağını umuyor.

Piyano çalmada asla çok iyi değildim.

Biyolojiyi asla sevmedim.

Babam, evliliğimi asla onaylamayacak.

Dürüstlük asla en iyi politika değildir.

Savaş asla barışı kanıtlamamıştır.

Arnavut kaldırımlı dar sokaklarda, eve geri dönüş yolunu asla bulmayacaksın.

Ne kadar sinsi olursan ol, asla kendine sürpriz yapamazsın.

Dikkatsiz olduğu için, o, bir sınavı asla geçemedi.

Yasal bir öpücük çalıntı olanla asla eş değerde değildir.

Ben bir şey satın almadan asla dışarı çıkmam.

Ben asla öyle bir şey söylemezdim.

Biz asla düşündüğümüz kadar çok mutlu, nede mutsuz değiliz.

Biz asla düşündüğümüz kadar mutlu ya da mutsuz değiliz.

Ben isimlerde gerçekten kötüyüm, ama bir yüzü asla unutmam.

O, kulakları olan kirpileri asla görmediğini söylüyor.

Asla umudunuzu kaybetmeyin.

Benim bu saatim asla durmaz.

O, asla sır saklayamaz.

O, asla güzel değil.

Talihsizliklerin asla tek başına gelmediklerini unutmuyorum.

Mt.Fuji'ye asla tırmanmadım.

Babamın şirketinde asla rahat hissetmedim.

Onlar müslümanlara karşı bir müslümanın düşmanına karşı asla davranmadığı şekilde davranıyor.

Bu deneyimi asla unutmayacağım.

Seni asla terk etmeyeceğim.

Lindbergh'in şansı ve uçuş bilgisi olmasaydı, Atlantiği geçmeyi asla başaramazdı.

Kendilerini geleneksel bir sistem içinde asla birlikte bulmamış olan diller Tatoeba'da bağlanabilirler.

Dün gece onu istasyonda karşılayacağına söz verdi fakat o asla gelmedi.

İzlenen demlik asla kaynamaz.

Ben bir daha seni burada asla görmek istemiyorum.

Adada asla kar yağmadı.

Beni hayrete düşüren onun asla dersini almamasıdır.

Böylesine büyük bir köpeği asla görmedim.

Seni asla hayal kırıklığına uğratmayacağım.

Neyin doğru olmadığını asla söylemem.

Asla et yemem.

Biz ayrıldık, birbirimizi asla tekrar görmeyeceğiz.

Tom at yarışında asla yenilmemekle övünüyor.

O asla yeşil giymez.

Onu asla görmem, fakat mutluyum.

Pazar günleri asla boş değilim.

Ken asla New York'ta bulunmadı.

Kaybolacağını asla hayal etmedim.

Tayfunun ekinleri harap ettiği günü asla unutmayacağım.

Burada seninle buluşmayı asla hayal etmedim.

O, asla şeytana boyun eğmedi.

Ben asla öyle bir şey duymadım.

Asla Paris'te bulunmadın?

Asla evlenmemeliydim.

Bir Japon insanı böyle bir şeyi asla yapmazdı.

İki erkek çocuk asla anlaşamazlar.

Bir insanın asla pişman olmayacağı tek şey onun hatalarıdır.

Asla kör bir adamın kolunu tutmayınız. O sizinkini tutsun.

O, çocuklarını asla tekrar görmeyecekti.

Ben kendim asla bir UFO görmedim.

Bir öğretmen öğrencilerinin hatalarına asla gülmemeli.

Bir öğretmen hata yapan bir öğrenci ile asla alay etmemelidir.

Jane geçtiğimiz yılı asla unutmayacak. Nede biz.

Asla limonla çay içmem.

Ben parayı asla almadım.

Onlar asla birbirlerini tekrar görmeyeceklerdi.

Ben asla bir zürafa görmedim.

Bu sonuna kadar asla gitmez.

Biz onun benzerini asla görmeyeceğiz.

Ben senin nezaketini asla unutmayacağım.

Yarına erteleyebileceğini asla bugün yapma.

O asla faullü oynamayacak.

Also check out the following words: bulduğumda, anlam, cevaplıyor, şemsiyeyi, paylaşan, yapmadığı, yaptığımda, kızlarla, sanatını, hazırlanırken.