Turkish example sentences with "arkadaşı"

Learn how to use arkadaşı in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Onun kız arkadaşı Japon.

Mike'ın Şikago'da yaşayan bir arkadaşı var.

Arkadaşın arkadaşı da arkadaştır.

Onun bir sürü erkek arkadaşı var.

Jane'nin iyi İngilizce konuşan Japon bir arkadaşı var.

Nihayet o eski arkadaşı ile irtibata geçebildi.

Onun erkek arkadaşı aptal.

Arkadaşım olmak istiyorsan, öyleyse arkadaşımın arkadaşı da olursun.

Bill'in çok arkadaşı var.

Bu gece erkek kardeşimin kız arkadaşı ile buluşacağım.

O kimin arkadaşı?

Tom ve kız arkadaşı aynı sınıfta.

Hüsnü Mübarek'in sadece tek bir arkadaşı var. İsrail.

Ofisteki en iyi arkadaşı onu ziyaret etmek için geldi.

Ann'in birçok arkadaşı var.

Köpeğin insanın en iyi arkadaşı olduğu söylenir.

Profesör Hudson babamın arkadaşı.

Tom'un kız arkadaşı şimdi onun burada olduğunu bilseydi, çok kızardı.

Ancak, onun kız arkadaşı bencil ve neredeyse Brian hakkında hiç endişelenmez.

Ona kız arkadaşı tarafından eşlik edildi.

Ben bir Fransız mektup arkadaşı arıyorum.

John'un burada hiç arkadaşı yok.

Tom, Mary'nin John'un kız arkadaşı olduğunun farkında olmalı.

Tom'un yeterli arkadaşı yok.

Tom'un Boston'da yaşayan bir arkadaşı var.

Tom'un Boston'da birkaç arkadaşı var.

Tom, Mary ve diğer üç arkadaşı ile daireyi paylaştı.

Tom'un kız arkadaşı hakkında ne biliyorsun?

Tom Mary'ye onun erkek arkadaşı hakkında soru sordu.

Tom, o hatırlayabildiği kadar uzun süre Mary'nin en yakın arkadaşı olmuştu.

Tom'un birden fazla kız arkadaşı var mı?

Tom'un bir kız arkadaşı var mı?

Onun en iyi arkadaşı onu yetkili makamlara ihbar etti.

Tom'un kız arkadaşı onu başka bir kızla gördü.

Tom Mary'yi onun en iyi arkadaşı olarak düşünüyor.

Benim dışımda hiç arkadaşı yok.

Tom bir arkadaşın bir arkadaşı.

Tom'un Mary adında bir kız arkadaşı vardı.

Tom'un şu anda bir kız arkadaşı yok.

Tom'un çok sayıda arkadaşı var.

Tom John'un oda arkadaşı oldu.

Bir arkadaşı karşılamak için istasyondayım.

Bir insanı birinin arkadaşı yapmak kolaydır fakat onu öyle sürdürmek zordur.

Nancy çok arkadaşı olduğu için mutludur.

Jack arkadaşı için bir hediye aldı.

Mary'nin erkek arkadaşı hakkında ne biliyorsunuz?

Robert, kız arkadaşı ile konuşmaktan keyif aldı.

Brian'ın kız arkadaşı sık sık onu lüks restoranlara götürmesi için yalvarır.

Mike'ın Florida'da birkaç arkadaşı var.

Bill'in birçok arkadaşı var.

Mike'ın iki kız arkadaşı var.

Hem Ken'in annesi hem de arkadaşı, yakında havaalanına varacaktır.

Mary'nin bir arkadaşı ile karşılaştım.

Jane'in yeni bir erkek arkadaşı var gibi görünüyor.

Beth'den onun tembel erkek arkadaşı tarafından onun tarih ödevini yapması istenildi.

Bruce kız arkadaşı onu terk ettiğinde son derece üzülmüştü, ama kısa sürede atlattı.

Tom'un kampa gitmekten hoşlanan hiç arkadaşı yok.

Tom'un pek çok arkadaşı yok.

Hiç kız arkadaşı yok.

Onun birkaç arkadaşı var.

Onun arkadaşı bir şarkıcıdır.

Tom John'ın oda arkadaşı idi.

Tom John'un hücre arkadaşı idi.

Onun diğer birkaç arkadaşı vardı.

O, sınıf arkadaşı ile evlendi.

O çocuğun birkaç arkadaşı var.

Onun pek çok arkadaşı var.

Tom Mary'nin eski erkek arkadaşı.

Onun hiç arkadaşı yoktur.

Onun konuşacak arkadaşı yoktu.

Ona yardımcı olacak arkadaşı yoktu.

O, bir arkadaşı tarafından aldatıldı.

Onun hiç arkadaşı yok.

Tom Mary'nin erkek arkadaşı olmalı.

Onun hiç konuşacak arkadaşı yok.

Çok az sayıda samimi arkadaşı var.

O, onun arkadaşı olmasını istiyor.

Buradaki her erkek çocuğunun bir kız arkadaşı var.

O, kız arkadaşı tarafından terk edildi.

Ona tavsiyede bulunacak hiç arkadaşı yok.

O birkaç arkadaşı var gibi görünüyor.

Tom'un yeni kız arkadaşı oldukça çekicidir.

Onun az sayıda arkadaşı var.

Belki onun çok sayıda kız arkadaşı vardır.

O, birçok arkadaşı var gibi görünüyor.

Onun bir kız arkadaşı olup olmadığını biliyor musun?

Beth'e tembel erkek arkadaşı tarafından onun tarih ödevini yapması rica edildi.

O, çok sayıda arkadaşı var gibi görünüyor.

Onun birlikte oynayacak hiç arkadaşı yok.

Ben bir mektup arkadaşı istiyorum.

Onların pek çok arkadaşı var.

Bir arkadaşı anos ettirebilir miyim?

Amerika'da birçok arkadaşı var.

Birçok tanıdığı vardı ama, hiç arkadaşı yoktu.

Bay White'ın birçok arkadaşı var gibi gözüküyor.

Tom'un oynayacak arkadaşı yok.

Artık orada az sayıda arkadaşı vardı.

Kız arkadaşı terk ettikten sonra aylarca morali bozuk gezdi.

Kız arkadaşı ile Cumartesi günleri buluşmaktadır.

Hong Kong'ta bir sürü arkadaşı var.

O ve arkadaşı bankta oturdu.

Also check out the following words: değişkenin, tartışmasına, kentin, içinden, geçit, Deneysel, kurulum, neye, benziyordu, bağlıydı.