Turkish example sentences with "şeyi"

Learn how to use şeyi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bir şeyi değiştirmeyecek.

O bir şeyi değiştirmeyecek.

O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.

Tekrarlaman, bir şeyi hatırlamana yardımcı olur.

Her şeyi sepetime koy.

Müşteri ona gösterdiğim her şeyi reddetti.

Gençken birçok şeyi ücretsiz aldım.

Her zaman her şeyi düşünmemi bekleyemezsin.

Her şeyi göz önüne alırsak, o suçlu olamaz.

Öylesine bir şeyi bir kez çok sık yaparsın ve cezalandırılırsın.

İki başbakanın ortak hiçbir şeyi yoktu.

Kaybedecek bir şeyi olmayan birine meydan okuma.

Söylediği şeyi zorla anlayabildim.

Ben senin yapmamı istediğin her şeyi yapacağım.

Aynı şeyi tekrar tekrar söylüyorum.

Aradığım şeyi buldum.

Karışık akıl, bir şeyi aşırı düşünen, bir yerde pıhtılaşan akıldır.

Er ya da geç o bana her şeyi anlatacak.

Ben, her şeyi hatırlıyorum.

Onun Japonya hakkında her şeyi bildiğini düşündüm.

Çok çalışarak bir şeyi başarabiliriz.

Her şeyi düşünerek, on yıllık araştırmadan sonra, arkadaşım Slantsy bölgesinden bir kızla evlendi.

Doğru olduğunu düşündüğün şeyi yap.

Doğru olduğuna inandığınız şeyi yapın.

Ben senin için herhangi bir şeyi yapmaya hazırım.

Senin için her şeyi yapacağım.

Ben sizin için herhangi bir lanet şeyi yapardım.

Herkes aynı şeyi düşünüyor.

Herkes onun çocukları için yapabildiği her şeyi yaptığını bilir.

Ben, her şeyi söyledim.

Onun soygunla ilgili yapacak bir şeyi var.

Ben elimden gelen her şeyi yapacağım.

Evdeki her şeyi yediğimizi düşünmüştüm, fakat bir kutu kraker daha buldum.

O tür şeyi ne tip insan yapardı?

Öyle bir şeyi yapabilip yapamayacağımı merak ettim.

Benim bilmediğim bir şeyi biliyormuşsun gibi geliyor.

Öyle aptalca bir şeyi sana ne söyletti?

Bana seni öyle depresif yapan şeyi söyle.

O süpermarkete giderseniz, günlük hayatta kullandığınız pek çok şeyi satın alabilirsiniz.

Ken her şeyi biliyormuş gibi konuşur.

O bilimsel bir enstitüde çalışır, ki orada dilbilimciler, edebiyat bilim adamları, tarihçiler, sosyologlar, ekonomistler ve diğer bilim adamları cücelerle ilgili yapılması gereken her şeyi araştırıyorlar.

Kapıyı açtığında TV dan başka açık bir şeyi yoktu.

Söylemek istediğim her şeyi söyledikten sonra oldukça rahatlamış hissettim.

Pişman olacağın bir şeyi yapma.

Yapmayacağım bir şeyi yapmayın.

Ben sana her şeyi anlatacağım.

İşe yaramaz şeyi atın.

Siz böyle bir şeyi söylememelisiniz.

İnanç her şeyi mümkün kılar....aşk her şeyi kolaylaştırır.

İnanç her şeyi mümkün kılar....aşk her şeyi kolaylaştırır.

Ben sizin bu konuda her şeyi bildiğinizi umuyorum.

Profesörler, her şeyi detaylı bir şekilde açıklamalılar, kısa ve öz olmamalılar ve her zaman öğrencilere eve gitmelerini ve kitaplarını okumalarını söylemeliler.

Bir Japon insanı böyle bir şeyi asla yapmazdı.

Daha fazla çalışmazsan hiçbir şeyi başaramayacaksın.

Siz bir şeyi kanıtlamaya çalışırken, bu onun doğru olduğunu bilmenize yardım eder.

Eğer bir şeyi anlamıyorsanız, onun içeriğinin farkında olmamanızdandır.

İnsanlar bir şeyi geri alırsa, mutlu olacaktır.

Sizin için yeni olan birçok şeyi göstermeme izin verin.

Yerinde olsam, aynı şeyi yaparım.

Yerinde olsam, böyle zor bir durumda aynı şeyi yaparım.

Meg Japonya hakkında her şeyi bilmeye meraklı.

O tatlı olan her şeyi sever.

Yola çıkmadan önce her şeyi kapattığınızdan emin olun.

Onun söylediği hiçbir şeyi anlayamadım.

Tom aradığı şeyi buldu.

Sana olan aşkım sana her şeyi söylememe izin vermeyecek. Bazı şeyler söylenmemiş olarak bırakılsa iyi olur.

Daha iyi bir şeyi tercih ederim.

Evet, gördüğünüz her şeyi gösterebilirsiniz.

Her şeyi hesaba katarsak, roman bir başarıydı.

Doktorlar onu tedavi etmek için ellerinden gelen her şeyi yaptı.

Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır.

O her şeyi biliyor gibi görünüyor.

Onun yapılacak çok şeyi vardı.

Çocuğum her şeyi bilmeye meraklı.

Ona yapmasını söylediğim şeyi tam olarak yaptı.

Para birçok şeyi mahveder.

Tom balıkçılık ile ilgili ilk şeyi bilmiyor.

Altın her şeyi satın alamaz.

Sevimli olan her şeyi severim.

Aynı şeyi söylemenin çok daha iyi ve kısa bir yolu yok mu?

O her zaman aynı şeyi söylüyor.

Bu sonuç hakkında her şeyi unutalım.

Patronumun verdiği referans her şeyi halletti.

İnsanlar söyleyecek bir şeyi olmadan konuşurlar.

Hayatta büyük zevk insanların yapamayacağını söylediği şeyi yapmaktır.

Tom böyle bir şeyi niçin yapardı?

Tom öyle bir şeyi niçin yapardı?

Tom unutmamak için her şeyi not alır.

Tom'un bir bavul içine sahip olduğu her şeyi sığdırması mümkün oldu.

Tom başka hiç kimsenin yapmak istediği her şeyi yapmak için gönüllüydü.

Tom genellikle her şeyi nakit olarak öder.

Tom Mary'nin arabasına zorla girdi ve sürücü koltuğunun altında gizli olan şeyi çaldı.

Tom son dilim ekmeği yedi bu yüzden Mary'nin yiyecek bir şeyi yoktu.

Tom Mary'nin onun için yapmış olduğu her şeyi takdir ediyor.

Tom ve Mary'nin ortak bir şeyi yok.

Tom ve Mary birbiriyle geçinmiyor. Onların ortak bir şeyi yok.

Tom'un Mary'nin yaptığı aynı şeyi yapmasını rica ettim.

Tom her zaman doğru zamanda doğru şeyi söylüyor gibi görünüyor.

Tom Çinde yapılmış bir şeyi almayı reddediyor.

Tom eline alabildiği şeyi okudu.

Her şeyi olan biri her şeyini kaybedebilir.

Also check out the following words: Roma'ya, çıkar, inanmaktır, Sıra, sende, Mısır, gevreği, yiyorsun, Yapamam, Gülü.