Turkish example sentences with "üniversiteye"

Learn how to use üniversiteye in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.

Üniversiteye gidiyor musun?

Üniversiteye gidip geliyorum.

Üniversiteye gidip gitmeyeceğimize karar veremeyiz.

Erkek kardeşim Tokyo'da üniversiteye gidiyor.

O, fakir olduğu için üniversiteye gidemedi.

O yoksulluk nedeniyle oğlunu üniversiteye gönderemedi.

Üniversiteye ilk girdiğimde beni en çok şaşırtan şey sınıf arkadaşlarımdan çok azının verimli çalışmayı nasıl bildikleriydi.

Üç Çinli öğrenci üniversiteye kabul edildi.

O, üniversiteye gitmek için ihtiyacı olan parayı kazandı.

Tom East Coast'ta üniversiteye gitti.

Çalışmak ya da üniversiteye gitmek arasında karar veremiyorum.

Eğer üniversiteye gidebilirse ebeveynlerinden ekonomik olarak bağımsız olabileceğini düşündü.

O, üniversiteye gitmeye karar verdi.

Tom'un hayali İngiltere'de bir üniversiteye gitmek.

Tom üniversiteye giderken amcasıyla birlikte Boston'da yaşadı.

Tom şu anda Boston'daki üniversiteye gidiyor.

Tom üniversiteye girebilsin diye çok çalıştı.

Tom çok çalıştı böylece üniversiteye girebildi.

Tom üniversiteye gidip gitmemesi konusunda hâlâ emin değil.

Sanırım üniversiteye gitmelisin.

Oğlumu üniversiteye göndereceğim.

Tom gelecek yıl üniversiteye gitmeyi planlıyor.

Tom üniversiteye gitseydi daha varlıklı olup olmayacağını merak etmekten kendini alamıyor.

Tom şimdi üniversiteye gidiyor.

Üniversiteye gidersen harcadığından daha fazlasını kazanırsın.

Bir üniversiteye girme hayatımın amacı değil.

Ben üniversiteye girdiğimden beri birçok arkadaşlar edindim.

Eğer üniversiteye girebilirsem, iki yabancı dil konuşmayı öğrenmeyi umuyorum.

Dört yıl boyunca üniversiteye gitmek zorundasın.

Üniversiteye mi gideceğimden ya da bir işe mi gireceğimden henüz emin değilim.

Üniversiteye gitmek beyhude değildir.

Onun niçin üniversiteye gitmediğini şimdi anlıyorum.

Ebeveynleri ona bir üniversiteye girmesini söyledi.

Chris üniversiteye gitmek için can atıyor.

Tom çocuklarını üniversiteye göndermeyi göze alamaz.

Tom, işe mi gireceğine yoksa üniversiteye mi gideceğine karar veremiyor.

Üniversiteye gitmek istiyorum.

O, üniversiteye gidemedi.

Kız kardeşim bir üniversiteye gitmektedir.

O, üniversiteye kabul edildi.

O, üniversiteye gitmek için tasarruf yapıyor.

O, üniversiteye gidip gitmemesi gerektiğini bana sordu.

Üniversiteye mi gideceğime yoksa bir iş mi bulacağıma henüz karar vermedim.

Onun ailesi onun üniversiteye gitmesini istiyor.

O, üniversiteye gitmek için kararını verdi.

O, üniversiteye gitmek istediğini açıkça ortaya koydu.

Benim üniversiteye gitmem gerekiyor mu?

Erkek kardeşim Kobe'de üniversiteye gidiyor.

Tom üniversiteye giderken çalıştı.

Keşke üniversiteye gitseydim.

Gelecek yıl üniversiteye başlayacağız.

Ödüller üniversiteye girmene yardımcı olabilir.

Gelecek yıl, üniversiteye başlayacağız.

Üniversiteye gitmeyi düşünüyor musun?

Ben de yarın üniversiteye gideceğim.

O günlerde, çok az kişi üniversiteye gitti.

O, evlendikten sonra üniversiteye gitti.

Üniversiteye elektronik eğitimi için girdi.

Üniversiteye kayıt yaptırmasına izin verilmedi.

Ailem benim üniversiteye girmemi umuyor.

İngilizce eğitimi için üniversiteye gitmeye karar verdim.

Yarın ben de üniversiteye gideceğim.

Üniversiteye gidiyorum.

Üniversiteye gideceğim.

Onun üniversiteye neden gitmeyeceğini bilmiyorum.

Tom üniversiteye gitmemeye karar verdi.

Üniversiteye nereye gideceğine önceden karar verdin mi?

Tom'un üniversiteye nereye gitmeyi planladığına dair hiçbir fikrin yok, değil mi?

Tom'un kendi seçtiği üniversiteye gideceğinden neredeyse eminim.

Tom'un istediği üniversiteye gideceğinden neredeyse eminim.

Tom Boston'daki üniversiteye gidiyor.

Tom bana Boston'da üniversiteye gitmeyi planladığını söyledi.

Üniversiteye gittin mi?

O fakirdi, bu yüzden üniversiteye gidemedim.

Tom üniversiteye geri dönmek istiyor.

Nerede üniversiteye gittin?

Üniversiteye dönmeliyim.

Üniversiteye dönmeme yardımcı olur musun?

Bil bakalım? Üniversiteye kabul edildim.

Aslında üniversiteye gitmek istemedim.

Üniversiteye girmek için çok çalışmalısın.

Üniversiteye girmek ve mezun olmak için verilen onca mücadelenin ödülü, maalesef işsizlik!

Görüyorum ki üniversiteye gitmek beyinsizliğini azaltmamış.

Tom üniversiteye gitmek istiyor ama maddi gücü yetmiyor.

Bu sonuçlarla, üniversiteye gidemeyeceksin.

Üniversiteye gitmek için sabırsızlanıyorum.

Eğer üniversiteye gitmek istiyorsan, daha çok İngilizce çalış.

Üniversiteye gitmek zorundayım.

Tom'un üniversiteye gidip gitmediğini bilmiyorum bile.

Üniversiteye girmek için çok çalıştı.

Üniversiteye gitmek için para biriktiriyor.

Sanırım baban üniversiteye gideceğini umuyordu.

Tom bir burs sayesinde üniversiteye gidebildi.

Birlikte üniversiteye gittik.

Tom'la üniversiteye gittim.

Üniversiteye gitme yerine iş dünyasına girdi.

Bazı elektrikçiler üniversiteye gitme yerine çıraklık sistemi içinde mesleklerini öğrenirler.

Üniversiteye kadar beklemek istiyorum.

Üniversiteye gittiğini düşünmedim.

Üniversiteye gidebilmen için tasarruf yap.

Also check out the following words: imla, hatası, tıklatın, yürü, sevgiye, Arkadaşının, eşim, Edita, karım, İyiyim.