Learn how to use çalışarak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Birlikte çalışarak bütün evi çabucak temizlediler.
Translate from Turkish to English
Birbirimizi anlamaya çalışarak yakınlaşırız fakat sadece birbirimizi incitiriz ve ağlarız.
Translate from Turkish to English
Çok çalışarak bir şeyi başarabiliriz.
Translate from Turkish to English
Elimden geldiğince çok çalışarak kaybolan zamanı telafi edeceğim.
Translate from Turkish to English
Geriye dönüp bakıldığında, Keşke Tom çalışarak daha fazla zaman harcasaydı.
Translate from Turkish to English
Tom bütün günü Fransızca telaffuz çalışarak geçirdi.
Translate from Turkish to English
Tom, haftada sadece bir gün çalışarak Mary'nin o kadar çok parayı nasıl yapabildiğini anlayamadığını söylüyor.
Translate from Turkish to English
Mary tüm vaktini çalışarak geçirdi.
Translate from Turkish to English
Çalışarak harcadığından daha fazla zaman harcamalısın.
Translate from Turkish to English
Tartışarak daha az ve çalışarak daha çok zaman harcayalım.
Translate from Turkish to English
Zayıflamaya çalışarak jimnastik salonunda saatler harcadı.
Translate from Turkish to English
Onun yolculuğu iptal etmesini ikna etmeye çalışarak zor bir zaman geçirdim.
Translate from Turkish to English
Dün o kırık radyoyu tamir etmeye çalışarak iki saat harcadım.
Translate from Turkish to English
Yardım edilmek istemeyen insanlara yardım etmeye çalışarak zaman geçirmeye değer mi?
Translate from Turkish to English
Çalışarak, pazarlarımızı genişletebiliriz.
Translate from Turkish to English
Servetini çok çalışarak biriktirdi.
Translate from Turkish to English
Dün bütün günü çalışarak geçirdim.
Translate from Turkish to English
Bütün geceyi test için çalışarak geçirdi.
Translate from Turkish to English
Çok çalışarak kaybedilen zamanı telafi etti.
Translate from Turkish to English
Başarısına çok çalışarak ulaştı.
Translate from Turkish to English
Çok çalışarak sınavı geçti.
Translate from Turkish to English
Biraz ödünç para almaya çalışarak tüm kasabayı koştum.
Translate from Turkish to English
Tom çekmeceyi bir levye ile kaldırarak açmaya çalışarak on beş dakika harcadı fakat onu açamadı.
Translate from Turkish to English
Zamanımın çoğunu Fransızca çalışarak geçirdim.
Translate from Turkish to English
Ne yapacağımı anlamaya çalışarak sabahı geçirdim.
Translate from Turkish to English
Bütün dünü o rapor hakkında çalışarak harcadım.
Translate from Turkish to English
Bütün günü Fransızca çalışarak geçirdim.
Translate from Turkish to English
Tom çalışarak çok zaman harcar.
Translate from Turkish to English
Hızlı bir şekilde çalışarak işi bitirdi.
Translate from Turkish to English
Sanırım Tom'u bize yardım etmesi için ikna etmeye çalışarak boşa zaman harcıyorum.
Translate from Turkish to English
Her gün Fransızca çalışarak ne kadar zaman harcarsın?
Translate from Turkish to English
Fransızca çalışarak çok zaman harcamam.
Translate from Turkish to English
Bütün hayatımı başkalarına yardım etmeye çalışarak geçirdim.
Translate from Turkish to English
Çok çalışarak hayallerinin gerçekleşmesini sağlayabilirsin.
Translate from Turkish to English
Bütün gece ne yapacağımı bulmaya çalışarak gözümü kırpmadım.
Translate from Turkish to English
Burada bir hafta çalışarak ne kadar kazanabilirim?
Translate from Turkish to English
Tom boş zamanının çoğunu Fransızca çalışarak geçirir.
Translate from Turkish to English
Tom'un çalışarak daha fazla zaman harcaması gerekiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un kesinlikle daha fazla çalışarak zaman harcaması gerekiyor.
Translate from Turkish to English
Bu rapor üzerinde çalışarak bütün geceyi geçirdim.
Translate from Turkish to English
Fransızca çalışarak bir haftada en az üç saat geçiririm.
Translate from Turkish to English
Tom sivil polis olarak çalışarak Boston'da üç yıl geçirdi.
Translate from Turkish to English
Tom romantizme çevirmeye çalışarak Mary ile arkadaşlığını riske etmek istemedi.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye John'u yardım etmesi için ikna etmeye çalışarak zamanını boşa harcamamasını söyledi.
Translate from Turkish to English
Bu şiir sessizlikte, kapalı gözlerle, kelimelerin boşlukta nasıl süzüldüğünü görmeye çalışarak okunur.
Translate from Turkish to English
Tom bu öğleden sonra piyano çalışarak bir sürü zaman harcadı.
Translate from Turkish to English
Tom konuşması üzerinde çalışarak gece yarısına kadar uyanık kaldı.
Translate from Turkish to English
Tom çalışarak kütüphanede saatler harcar.
Translate from Turkish to English
Tom'u ikna etmeye çalışarak zamanımı boşa harcadığımı biliyordum.
Translate from Turkish to English
Onu tamir etmeye çalışarak daha fazla zaman israf etmedim.
Translate from Turkish to English
Tom asla çalışarak fazla zaman harcıyor gibi görünmüyor.
Translate from Turkish to English
Tom bütün zamanını çalışarak geçiriyor.
Translate from Turkish to English
O sıkı çalışarak bir burs kazanmayı başarmayı umuyor.
Translate from Turkish to English
Tom odasında çalışarak çok zaman harcar.
Translate from Turkish to English
Bilmeme gerek olmayan bir dili öğrenmeye çalışarak zamanımı boşa harcamayı tercih etmiyorum.
Translate from Turkish to English
Tom'un fikrini değiştirmeye çalışarak boşa zaman harcamayacağım.
Translate from Turkish to English
Onu düzeltmeye çalışarak boşa zaman harcama.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin Fransızca çalışarak zamanını boşa harcadığını düşündü.
Translate from Turkish to English
On aylık çok sıkı bir çalışmadan sonra, bazen ısıtılmamış bir kubbede gece boyunca çalışarak, Clyde Tombaugh Pluto adını verdiği bir nesne keşfetti.
Translate from Turkish to English
Tom Fransızca çalışarak yaklaşık olarak günde bir saat harcar.
Translate from Turkish to English
Tom bütün zamanını çalışarak geçirdi.
Translate from Turkish to English
Tomás çalışarak çok fazla zaman harcıyor.
Translate from Turkish to English
Üç sırtlan birbirlerini ikna etmeye çalışarak bir daire içinde oturdu.
Translate from Turkish to English
Bu alışkanlığı öldüreceğim ya da çalışarak öleceğim.
Translate from Turkish to English
Tüm haftayı o rapor üzerinde çalışarak geçirdim.
Translate from Turkish to English
Ne kadar yalnız hissettiğim hakkında düşünmemeye çalışarak sadece orada oturdum.
Translate from Turkish to English
Tom'un fikrini değiştirmesini ikna etmeye çalışarak zamanımı boşa harcamamalıydım.
Translate from Turkish to English
Mary giyecek uygun bir şey bulmaya çalışarak dolabına baktı.
Translate from Turkish to English
Ben sadece bu şeyi tamir ettirmeye çalışarak üç saati israf ettim.
Translate from Turkish to English
Tom onu nasıl yapacağını bulmaya çalışarak çok zor bir zaman geçiriyor.
Translate from Turkish to English
Soruna bir çözüm bulmaya çalışarak saatler harcadık.
Translate from Turkish to English
Tüm günü gönüllü olarak çalışarak geçirdim.
Translate from Turkish to English
Tom yarı zamanlı çalışarak yaklaşık ayda 300 dolar kazanır.
Translate from Turkish to English
Tüm sabahımı gözyaşları içinde, alyansımı düşürdüğüm lavabodan çıkarmaya çalışarak geçirdim.
Translate from Turkish to English
Tüm öğleden sonrayı Tom'dan sakınmaya çalışarak geçirdim.
Translate from Turkish to English
Biz ekmeğimizi çalışarak kazanırız.
Translate from Turkish to English
Tüm hafta sonunu kütüphanede çalışarak geçirdim.
Translate from Turkish to English
Nefes almaya çalışarak kalktım.
Translate from Turkish to English
Tom kendi başına çalışarak mükemmel şekilde Fransızca öğrendi.
Translate from Turkish to English
Fransızca çalışarak çok zaman harcardım.
Translate from Turkish to English
Bütün geceyi uyumaya çalışarak geçirdim.
Translate from Turkish to English
Ben bütün sabahı İngilizce çalışarak geçirdim.
Translate from Turkish to English
Birinin hayatını çalışarak geçirmesinin normal olduğunu düşünüyor musun?
Translate from Turkish to English
Tom kendi başına çalışarak Fransızcada ustalaştı.
Translate from Turkish to English
Ben bu proje üzerinde çalışarak daha fazla zaman harcamak istemiyordum.
Translate from Turkish to English
Mümkün olduğunca çok çalışarak kayıp zamanı telafi edeceğim.
Translate from Turkish to English
Tom yılın çoğunu Mary'nin Senato kampanyasında bir eleman olarak çalışarak geçirdi.
Translate from Turkish to English
Bütün hafta sonunu sorun üzerinde çalışarak geçiren işçilerin ödüllendirilmesi gerekiyor.
Translate from Turkish to English
Ben ders çalışarak bütün gece uyumadım.
Translate from Turkish to English
Onu ikna etmeye çalışarak zamanını boşa harcıyorsun.
Translate from Turkish to English
Biz sorunu çözmeye çalışarak saatler harcadık.
Translate from Turkish to English
Bir öğrenci çalışarak çok zaman harcar.
Translate from Turkish to English
İstasyon ekibi günlerini bilim deneylerinde çalışarak harcıyor.
Translate from Turkish to English
Bir bulmacayı birleştirmeye çalışarak zaman harcamayı seviyorum.
Translate from Turkish to English
Vaktini Tom'a yardım etmeye çalışarak harcama.
Translate from Turkish to English
Bir çözüm bulmaya çalışarak beynine eziyet ediyordu.
Translate from Turkish to English
Tom petrol kuyularında çalışarak çok para kazandı.
Translate from Turkish to English
Tom piyano çalışarak çok zaman harcar.
Translate from Turkish to English
Onu yapmaya çalışarak neredeyse kendimi öldürüyordum.
Translate from Turkish to English
Tom ders çalışarak bütün gece yatmadığını söylüyor.
Translate from Turkish to English
Tom ders çalışarak bütün gece uyumadı.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: Üstü, kalsın, oyunlar, yetişkin, kategorisi, altında, listelenmiş, Tokyo'da, köprü, tondan.