Learn how to use çabuk in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Aptal ve parası çabuk ayrılırlar
Translate from Turkish to English
Aptal parasını çabuk harcar.
Translate from Turkish to English
Bu yaz tatili çok çabuk bitti.
Translate from Turkish to English
Babanızın çabuk iyileşmesi için isteklerim.
Translate from Turkish to English
Çabuk cevabından şaşırmıştım.
Translate from Turkish to English
Ona mümkün olduğunca çabuk ihtiyacım var.
Translate from Turkish to English
Gençler, kendilerini bir şeye yaşlı insanlardan daha çabuk adapte ederler.
Translate from Turkish to English
Coşku içerisinde, 30 dakikalık bir show-zamanı çok çabuk geçti.
Translate from Turkish to English
Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
Translate from Turkish to English
Lütfen mümkün olduğunca çabuk eve gel.
Translate from Turkish to English
Onu elimden geldiği kadar çabuk bitireceğim.
Translate from Turkish to English
Kaza hakkında beni en çok şaşırtan şey avukatların olay yerine ne kadar çabuk varmalarıydı.
Translate from Turkish to English
Bakım onu çabuk yaşlandırdı.
Translate from Turkish to English
Çabuk öğrenilirse, çabuk unutulur.
Translate from Turkish to English
Çabuk öğrenilirse, çabuk unutulur.
Translate from Turkish to English
Buraya çabuk vardık, değil mi?
Translate from Turkish to English
Tom yeni başladı fakat çabuk anlıyor.
Translate from Turkish to English
Tom soğuk kanlılığını o kadar çabuk kaybediyor ki herkes ondan kaçınıyor.
Translate from Turkish to English
Birinci Dünya Savaşı, çabuk ve kolay sona ermedi.
Translate from Turkish to English
Zaman çabuk geçer.
Translate from Turkish to English
Tom işi mümkün olduğu kadar çabuk bitirmeye çalışacak.
Translate from Turkish to English
Tom çabuk öfkelenir.
Translate from Turkish to English
Oleg sorulara her zaman çabuk cevap verdi.
Translate from Turkish to English
Oraya en çabuk kim varacak?
Translate from Turkish to English
Ev, yangın çabuk söndürüldüğü için fazla zarar görmedi.
Translate from Turkish to English
İnşallah çabuk karar verirsin.
Translate from Turkish to English
İnşallah çabuk iyileşirsin.
Translate from Turkish to English
Çabuk gelin.
Translate from Turkish to English
Taro oldukça çabuk öfkelenir.
Translate from Turkish to English
Çok çabuk bir şekilde ilave yapmamız mümkündür.
Translate from Turkish to English
O çabuk bir cevap için beni zorladı.
Translate from Turkish to English
Mary'nin bu kadar çabuk geleceğini beklemiyordum.
Translate from Turkish to English
Zaman çabuk geçiyor.
Translate from Turkish to English
Mümkün olduğunca çabuk ona ihtiyacım var.
Translate from Turkish to English
Kötü haber çabuk yayılır.
Translate from Turkish to English
Sakalım çabuk büyüyor.
Translate from Turkish to English
Sincaplar çabuk hareket ederler.
Translate from Turkish to English
Haydi, çabuk cevap ver.
Translate from Turkish to English
Çabuk! Biz geç kalacağız.
Translate from Turkish to English
Onlar çabuk hareket etmedi.
Translate from Turkish to English
Hey! Burada Uygurca konuşan bir Amerikalı var. Bilgisayarını araştırmak için çabuk buraya gel.
Translate from Turkish to English
Onu daha önce Benjamin Franklin'in söylediğini söylersen, insanlar senin fikrini daha çabuk kabul edeceklerdir.
Translate from Turkish to English
Süt çabuk bozulur mu?
Translate from Turkish to English
Tatilim çabuk bitti.
Translate from Turkish to English
Çocuklar çok çabuk büyürler.
Translate from Turkish to English
O, çabuk karar verdi.
Translate from Turkish to English
İşin çabuk yapılmasını istiyorum.
Translate from Turkish to English
O, mümkün olduğunca çabuk kaçtı.
Translate from Turkish to English
Karım çok çabuk soğuk kapar.
Translate from Turkish to English
Patron onu çabuk bitirmeleri için adamlarını yönetti.
Translate from Turkish to English
Ağabeyim ev ödevini çok çabuk bitirdi.
Translate from Turkish to English
Noel'e yakın uçuşlar çabuk dolduğu için rezervasyonlarınızı erken yapın.
Translate from Turkish to English
Çabuk, onun peşinden koşun.
Translate from Turkish to English
İlaç çabuk etki eder mi?
Translate from Turkish to English
Yazın et çabuk kötü olur, eti buzdolabında saklamalısın.
Translate from Turkish to English
Yazın, yumurtalar çabuk bozulur.
Translate from Turkish to English
O iş çok çabuk yapıldı.
Translate from Turkish to English
Bir çocuk bir şarkıdan daha çabuk ne öğrenir?
Translate from Turkish to English
Çabuk ol, yoksa uçak sensiz gidecek.
Translate from Turkish to English
Çok çabuk geldik değil mi?
Translate from Turkish to English
Rolünü çok çabuk öğrendi.
Translate from Turkish to English
Onun çabuk cevabı tarafından şaşırdım.
Translate from Turkish to English
Onlar savaşın çabuk bitmesini istiyordu.
Translate from Turkish to English
Süt sıcak havada çabuk bozulur.
Translate from Turkish to English
Gençken çabuk öfkelenirdim.
Translate from Turkish to English
Bu sorunu çabuk çözsem iyi olur.
Translate from Turkish to English
Zaman çok çabuk geçiyor, değil mi?
Translate from Turkish to English
Soğanlar patateslerden daha çabuk pişer.
Translate from Turkish to English
Bu soğuk havaya çabuk alışırsınız.
Translate from Turkish to English
Bu resimleri ne kadar çabuk bitirebilirsin?
Translate from Turkish to English
Gece yarısı aperitifi olarak çabuk erişte yedim.
Translate from Turkish to English
Zaman çok çabuk geçti.
Translate from Turkish to English
Çabuk gel.
Translate from Turkish to English
O, küçük şeylere çabuk sinirlenen birisi.
Translate from Turkish to English
Onu çabuk yap.
Translate from Turkish to English
Değişiklikler çabuk geldi.
Translate from Turkish to English
Yazın, yumurta çabuk bozulur.
Translate from Turkish to English
Değişimler çabuk adapte oldular.
Translate from Turkish to English
Çabuk gel!
Translate from Turkish to English
Londra'ya geldiğinde lütfen beni mümkün olduğunca çabuk ara.
Translate from Turkish to English
Çabuk ağlar mıyım?
Translate from Turkish to English
Sence düşüncelerim çabuk değişir mi?
Translate from Turkish to English
Çabuk hareket etmek zorunda kaldım.
Translate from Turkish to English
Tom çabuk sıvışıyor.
Translate from Turkish to English
Ben eskiden çok çabuk kızan biriydim.
Translate from Turkish to English
İşler çabuk oldu.
Translate from Turkish to English
Onu kaybetmemek için yalan söylemiştim ama daha çabuk kaybettim.
Translate from Turkish to English
Mümkün olabildiğince çabuk eve gitmek istiyorum.
Translate from Turkish to English
Bu kazada beni en çok şaşırtan şey avukatların olay yerine bu kadar çabuk gelmeleri.
Translate from Turkish to English
Çabuk, lambayı söndür, karanlıkta saklanmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Mümkün olduğunca çabuk gel.
Translate from Turkish to English
Çabuk hareket etmeliyiz.
Translate from Turkish to English
Tom genellikle bu tür bir şeyi çok çabuk yapar.
Translate from Turkish to English
Tom çabuk konuştu.
Translate from Turkish to English
Tom yaz tatili başladıktan sonra elinden geldiği kadar çabuk Boston'a gitmeyi planlıyor.
Translate from Turkish to English
Tom çok çabuk sinirlenir.
Translate from Turkish to English
Tom onu elinden geldiğince çabuk yaptı.
Translate from Turkish to English
Neden bu kadar çabuk gidiyorsun?
Translate from Turkish to English
Eğer çabuk hareket etmezsek durumun kontrolünü kaybetmeyi göze alırız.
Translate from Turkish to English
Elimden geldiğince çabuk orada olacağım.
Translate from Turkish to English
Onu nasıl bu kadar çabuk yaptın?
Translate from Turkish to English