Learn how to use çıkma in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Suzy, Tom'un ona çıkma teklif edeceğini umuyor.
Translate from Turkish to English
Suzy Tom'un çıkma teklif edeceğini umuyor.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye çıkma teklif etti.
Translate from Turkish to English
Mademki Tom ve Mary ayrıldılar, ona çıkma teklif etmek için sorun yok.
Translate from Turkish to English
Sanırım Tom'un Mary'ye karşı çıkma cesareti yok.
Translate from Turkish to English
Ona çıkma teklif etmeyi düşünüyordum.
Translate from Turkish to English
Şehirde sokağa çıkma yasağı konuldu.
Translate from Turkish to English
Jim Anne'e birkaç kez çıkma teklif etti.
Translate from Turkish to English
Jane işinden çok memnun ve çıkma arzusu yok.
Translate from Turkish to English
Tom Mary ile dışarı çıkma fikrini değiştirdi ve evde kaldı.
Translate from Turkish to English
Bir sokağa çıkma yasağı var mı?
Translate from Turkish to English
Karanlıktan sonra dışarı çıkma.
Translate from Turkish to English
O, ona çıkma teklif etti.
Translate from Turkish to English
Ben dünü dışarı çıkma yerine kitap okuyarak geçirdim.
Translate from Turkish to English
Tom sonunda Mary'ye çıkma teklif etmeye karar verdi.
Translate from Turkish to English
Şapka giymeden bu sıcakta dışarı çıkma.
Translate from Turkish to English
Tom bana çıkma teklif etti.
Translate from Turkish to English
Dışarı çıkma. Çok yağmur yağıyor.
Translate from Turkish to English
Mary'den gerçekten hoşlanıyorsan, ona çıkma teklif etmelisin.
Translate from Turkish to English
Bir buluşmada Tom'un Mary'ye çıkma teklif etmesini istedim.
Translate from Turkish to English
Sana çıkma teklif etmedim.
Translate from Turkish to English
Orada dışarı çıkma.
Translate from Turkish to English
Orada tatile çıkma.
Translate from Turkish to English
Mary'ye çıkma teklif et.
Translate from Turkish to English
Müslüman işçilere Ramazan ayında erken çıkma izni verdiler.
Translate from Turkish to English
Tom sonunda Mary'ye çıkma teklif etmek için cesaretini topladı.
Translate from Turkish to English
Tom bana Mary'ye çıkma teklif etmesinin gerekip gerekmediğini sordu.
Translate from Turkish to English
Mary'ye çıkma teklif etmelisin.
Translate from Turkish to English
Tom sana çıkma teklif etti mi?
Translate from Turkish to English
O sana çıkma teklif etti mi?
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye çıkma teklif etti fakat o hayır dedi. Bir yıl sonra onlar evliydi.
Translate from Turkish to English
Mary bir adama çıkma teklif etmediğini söyledi.
Translate from Turkish to English
Şemsiyesiz dışarı çıkma.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin sokağa çıkma yasağının saat kaçta olduğunu biliyor mu?
Translate from Turkish to English
Edep çizgisinden çıkma!
Translate from Turkish to English
Tom'un Mary ile çıkma fikrini sevmiyorum.
Translate from Turkish to English
Şimdiye kadar Mary'ye çıkma teklif eden tek erkek Tom'dur.
Translate from Turkish to English
Sokağa çıkma yasağı akşam 7.00'de başlar.
Translate from Turkish to English
Tom az önce bana çıkma teklif etti.
Translate from Turkish to English
Tom sana tekrar çıkma teklif etti mi?
Translate from Turkish to English
O, dışarı çıkma yerine bütün gün evde kaldı.
Translate from Turkish to English
Dışarı çıkma konusundaki düşüncemi değiştirdim ve evde kaldım.
Translate from Turkish to English
Tom sana hiç çıkma teklifinde bulundu mu?
Translate from Turkish to English
Ona çıkma teklif etsem Mary'nin benimle çıkacağını düşünüyor musun?
Translate from Turkish to English
Sanırım buradan çıkma zamanı.
Translate from Turkish to English
Sanırım buradan çıkma zamanı geldi de geçiyor.
Translate from Turkish to English
Tom bana tekrar çıkma teklif etti.
Translate from Turkish to English
Onunla çıkma.
Translate from Turkish to English
Onun arzularına karşı çıkma.
Translate from Turkish to English
Sana onun çıkma zamanı olduğunu söyledim.
Translate from Turkish to English
Ona onun çıkma zamanı olduğunu söyledim.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'ye birkaç kez çıkma teklif etti.
Translate from Turkish to English
Tom, Mary'ye çıkma teklif etti, ama o hayır dedi.
Translate from Turkish to English
Mary Tom'la ilişkiyi bitirir bitirmez John ona çıkma teklif etti.
Translate from Turkish to English
Odana git ve ben söyleyinceye kadar çıkma!
Translate from Turkish to English
Bu sıcakta çıplak kafayla dışarı çıkma.
Translate from Turkish to English
Mary'ye çıkma teklif ettin mi?
Translate from Turkish to English
Mary'ye hiç çıkma teklif edilmedi.
Translate from Turkish to English
Mary'ye çıkma teklif edeceğim.
Translate from Turkish to English
Bana çıkma teklif ediyor musun?
Translate from Turkish to English
Tom'a Mary'ye çıkma teklif etmesi gerektiğini söyledim.
Translate from Turkish to English
Sadece yola çıkma.
Translate from Turkish to English
Ona çıkma teklif etmeli miyim?
Translate from Turkish to English
Hava soğuk olduğu için dışarı çıkma.
Translate from Turkish to English
O, sokağa çıkma yasağından sonra dışarıda olduğu için göz altına alındı.
Translate from Turkish to English
Onunla bir anlığına yalnız kaldığında, ona çıkma teklif etti.
Translate from Turkish to English
Ben Tom'a çıkma teklif ettim.
Translate from Turkish to English
Gerçekten dışarı çıkma havamda değildim.
Translate from Turkish to English
Mary ona çıkma teklif etmeni istiyor.
Translate from Turkish to English
Mary'ye çıkma teklif etmeye karar verdim.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye çıkma teklif etmeye karar verdi.
Translate from Turkish to English
Hiç kimse Mary'ye bir randevuda çıkma teklif etmedi.
Translate from Turkish to English
Mary'ye çıkma teklif ettim.
Translate from Turkish to English
Tom sadece şansını denedi ve Mary'ye çıkma teklif etmek için aradı.
Translate from Turkish to English
Neden Mary'ye çıkma teklif etmiyorsun?
Translate from Turkish to English
Herkesin denize yürüyüşe çıkma arzusu var mı?
Translate from Turkish to English
Ön taraftan çıkma.
Translate from Turkish to English
Sokağa çıkma yasağım yok.
Translate from Turkish to English
Gerçeklerin ortaya çıkma zamanı geldi.
Translate from Turkish to English
Yürüyüşe çıplak çıkma!
Translate from Turkish to English
Ona çıkma teklif ettim.
Translate from Turkish to English
Kızlarla çıkma yorucu.
Translate from Turkish to English
Dışarıya çıkma.
Translate from Turkish to English
Ona hiç çıkma teklif edilmedi.
Translate from Turkish to English
O bana çıkma teklif etti.
Translate from Turkish to English
Ona çıkma teklif ettim ve o evet dedi.
Translate from Turkish to English
Ben ona çıkma teklif ettim.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'ye çıkma teklif etmek istedi.
Translate from Turkish to English
Sokağa çıkma yasağın ne zaman?
Translate from Turkish to English
Tom Mary'yi aradı ve çıkma teklifinde bulundu.
Translate from Turkish to English
Ona çıkma teklif etmekten korktum.
Translate from Turkish to English
"Şimdi dışarı çıkma." "Neden değil?"
Translate from Turkish to English
O ona çıkma teklifinde bulundu fakat o hayır dedi.
Translate from Turkish to English
Evimde sıkı bir sokağa çıkma yasağı vardı.
Translate from Turkish to English
Senin boğaz ağrısı ve ateşin var. Dışarı çıkma.
Translate from Turkish to English
Kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkma alışkanlığı duyuyorum.
Translate from Turkish to English
İlk kez Taninna'ya çıkma teklif ettim.
Translate from Turkish to English
Eğer ona çıkma teklif etmezsen, ben ederim.
Translate from Turkish to English
O ona çıkma teklif etti ama o kızların erkeklere çıkma teklif etmemesi gerektiğini düşündüğü için hayır dedi.
Translate from Turkish to English
O ona çıkma teklif etti ama o kızların erkeklere çıkma teklif etmemesi gerektiğini düşündüğü için hayır dedi.
Translate from Turkish to English
Ona çıkma teklif ettim, ama hayır dedi.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: Almanya, parlamenter, cumhuriyettir, İnternette, Tatar, dilinde, site, bilmiyor, içmek, size.