Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文

Bu da seninle ilgili gerçek.
Translate from 土耳其语 to 中文

Elektrikli ısıtıcımızla ilgili doğru gitmeyen bir şey var.
Translate from 土耳其语 to 中文

Bir süredir onunla ilgili bir şey görmedim.
Translate from 土耳其语 to 中文

Onun konuşması hükümetin politikalarıyla ilgili etkili bir özürdü.
Translate from 土耳其语 to 中文

Biz gelecekle ilgili planımızı tartıştık.
Translate from 土耳其语 to 中文

Bununla ilgili olarak öğretmenini bilgilendirdin mi?
Translate from 土耳其语 to 中文

Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
Translate from 土耳其语 to 中文

Onun bu konuyla ilgili yorumu çok tek-taraflıdır.
Translate from 土耳其语 to 中文

Bu konu ile ilgili olarak söyleyeceğin bir şey var mı?
Translate from 土耳其语 to 中文

Bu dava ile ilgili gerçekten bilgim yok.
Translate from 土耳其语 to 中文

Bu işle ilgili daha iyi bir referans veremeyeceğim için özür dilerim.
Translate from 土耳其语 to 中文

Bu konuyla ilgili seninle tekrar temasa geçeceğim.
Translate from 土耳其语 to 中文

Bu konuyla ilgili alabildiğin tüm bilgiyi bana getir.
Translate from 土耳其语 to 中文

Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
Translate from 土耳其语 to 中文

Lockheed skandalı büyük Amerikan uçak üreticisi Lockheed ile ilgili dünya çapında bir rüşvet skandalıdır.Şubat 1976 da su yüzüne çıktı ve esas olarak yolcu uçaklarının sözleşmelerinin kabulüne odaklandı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
Translate from 土耳其语 to 中文

Skandalla ilgili yapacak bir şeyleri var.
Translate from 土耳其语 to 中文

Çalmayla ilgili olarak benden şüphelenmiş olmalılar.
Translate from 土耳其语 to 中文

Televizyonda, yüzünde ciddi bir görünümü olan birisi ülkemizin geleceği ile ilgili sorunlar hakkında konuşuyor.
Translate from 土耳其语 to 中文

Cinayet davasıyla ilgili duyduklarına şaşırdı.
Translate from 土耳其语 to 中文

O, cinayet davası ilgili gerçeği ortaya çıkardı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
Translate from 土耳其语 to 中文

Hiçbir gözün ona acımadığı ve hiçbir sıcak elin onun ağrıyan bacaklarını yatıştırmadığı cezaevinin gizli bölümündeki hayranlık uyandıran genç bir kadına yapılan insanlık dışı zulümlerle ilgili ilginç bir kayıt hâlâ korunuyor.
Translate from 土耳其语 to 中文

Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Eğer yapmadığım bir şey için ailem beni cezalandırdıysa , onlara doğruları söylerdim ve benim masumiyetle ilgili onları ikna etmeye çalışırdım.
Translate from 土耳其语 to 中文

Grup, gelecek turla ilgili çok heyecanlı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Darbeyle ilgili sadece ikinci el bilgiye sahibiz.
Translate from 土耳其语 to 中文

Teklifimle ilgili patronumun yaptığı ağır eleştiriden sonra, burada çalışmayı ne kadar süre sürdürmek istediğimden emin değilim.
Translate from 土耳其语 to 中文

Öğretmen onun itibarsız araştırmasıyla ilgili raporuna dayandırarak ona başarısız notu verdi.
Translate from 土耳其语 to 中文

Çocukluğumla ilgili hikayeme dayandırıyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文

O, sayısız makbuz ve banka kayıtlarıyla ilgili yaptığı hesaplamalara dayandırarak, bilgisayarında tam bir mali kayıt yaptı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Bu şehirle ilgili gezi turlarınız var mı?
Translate from 土耳其语 to 中文

Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
Translate from 土耳其语 to 中文

Onların Yeni Zelanda'dadaki tüneller ile ilgili çok sayıda sorunları olduklarını duydum.
Translate from 土耳其语 to 中文

Onun kendisi şiir olmadıkça, şiirle ilgili hiçbir tanım yeterli değildir.
Translate from 土耳其语 to 中文

Onu mahkûm etmek için suçla ilgili yeterli kanıt yoktu.
Translate from 土耳其语 to 中文

O Japon diniyle ilgili iyi bir bilgiye sahiptir.
Translate from 土耳其语 to 中文

O, senin ne kadar değerli olduğunla ilgili değil fakat sana sahip oldukları için ne kadar ödeyecekleri ile ilgilidir.
Translate from 土耳其语 to 中文

Bay White konuşmamla ilgili birkaç yorum yaptı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Onların sorunlarıyla ilgili yapacak bir şeyim yok.
Translate from 土耳其语 to 中文

Ben bu küçük odayla ilgili en iyisini yapmak zorundayım.
Translate from 土耳其语 to 中文

Tom'un zebralarla ilgili çok şey bildiğine dair bir fikrim yoktu.
Translate from 土耳其语 to 中文

Lütfen, babanızın ölümüyle ilgili baş sağlığı dileklerimi kabul edin.
Translate from 土耳其语 to 中文

O şirketin yeni bilgisayar mimarisi ile ilgili bir sorun vardı. Onlar şimdi bir iptal çılgınlığını gözden geçirecekler.
Translate from 土耳其语 to 中文

Tom ve ben seninle ilgili konuşuyorduk.
Translate from 土耳其语 to 中文

Onun yabancı işçilerin çalıştırılmasıyla ilgili çok sayıda fikirleri vardır.
Translate from 土耳其语 to 中文

Ekoloji tüm çevremizde yaşayan şeylerle ilgili çalışmadır.
Translate from 土耳其语 to 中文

Evlilik ile ilgili bir karar vermeden önce, ebeveynlerine danışmalısın.
Translate from 土耳其语 to 中文

Bu işlemle ilgili önemli ölçüde bürokrasi vardır.
Translate from 土耳其语 to 中文

O, makineyle ilgili bir açıklama yaptı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Onun soygunla ilgili yapacak bir şeyi var.
Translate from 土耳其语 to 中文

Bizim masumiyetinle ilgili belirli bir kanıtımız var.
Translate from 土耳其语 to 中文

Bu raporla ilgili olumlu musunuz?
Translate from 土耳其语 to 中文

Konu ile ilgili ne yapmak zorundasın?
Translate from 土耳其语 to 中文

O, öğretmenle ilgili bir soru sorabilirsin.
Translate from 土耳其语 to 中文

Bilgisayarlarla ilgili iş yaparım.
Translate from 土耳其语 to 中文

Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil.
Translate from 土耳其语 to 中文

O, orada ne olduğu ile ilgili güzel bir açıklama yazdı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Son zamanlarda Bay Kimura ile ilgili bir şey görmedim.
Translate from 土耳其语 to 中文

O bilimsel bir enstitüde çalışır, ki orada dilbilimciler, edebiyat bilim adamları, tarihçiler, sosyologlar, ekonomistler ve diğer bilim adamları cücelerle ilgili yapılması gereken her şeyi araştırıyorlar.
Translate from 土耳其语 to 中文

Her yıl, örgüt Frizyen dilinde yazılmış kitapları satmak için kapıdan kapıya giden gönüllülerle ilgili çok sayıda toplantı organize eder.
Translate from 土耳其语 to 中文

O benim onunla ilgili fikrim değil.
Translate from 土耳其语 to 中文

Onun kazayla ilgili ifadesi sizinkiyle uyuşuyor.
Translate from 土耳其语 to 中文

Daha makul bir öneri Emmet'in teorisi ile ilgili Leech'in sunduğudur.
Translate from 土耳其语 to 中文

Haberle ilgili hayal kırıklığından dolayı iç çekti.
Translate from 土耳其语 to 中文

Üç kişi kazayla ilgili üç farklı açıklama yaptı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Savaşla ilgili duygularını ifade etti.
Translate from 土耳其语 to 中文

O, yetenekleri ile ilgili yüksek bir görüşe sahipti.
Translate from 土耳其语 to 中文

Eski arkadaşım bana yazdı, yurt dışından dönüşü ile ilgili bilgi verdi.
Translate from 土耳其语 to 中文

Maury Povich'e gelen insanlar genellikle sevgililerinin onları aldattıkları ile ilgili önemli iddialarda bulunmaktadırlar.
Translate from 土耳其语 to 中文

Annemin yazarla ilgili iyi bir fikri var.
Translate from 土耳其语 to 中文

Biz herkesi tehlikeyle ilgili uyarmak için bağırdık.
Translate from 土耳其语 to 中文

Diktatörün tüm yardımcıları ile ilgili mutlak sadakatı vardı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Sorunla ilgili gerçekleri dinleyin.
Translate from 土耳其语 to 中文

O stajyerlere talimatları verdi fakat onlar talimatlarla ilgili karar veremediler.
Translate from 土耳其语 to 中文

Böyle bir sözlükte " buzdolabı " ile ilgili en az iki cümle olmalıdır.
Translate from 土耳其语 to 中文

Şüpheli suçla ilgili masumdu.
Translate from 土耳其语 to 中文

Aramızda kalsın, onunla ilgili fikrin nedir?
Translate from 土耳其语 to 中文

Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.
Translate from 土耳其语 to 中文

Adam suçla ilgili masum olduğunu söyledi.
Translate from 土耳其语 to 中文

Durumla ilgili ayrıntılı açıklaman benim anlamamı sağladı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Onun sonunda konuşma sanatı ve mantık ile ilgili , Socrates metodunda herhangi bir anlaşmazlık örneği ile biten ikincisinin sonunda iki küçük skeç vardı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Daha sonra, diğer birçok ülkeden olanlar büyük ekonomik imkanlarla ilgili raporlar ve dini ve politik özgürlük tarafından cezbedildikleri için Amerika Birleşik Devletlerine akın ettiler.
Translate from 土耳其语 to 中文

Pazar öğleden sonra yağmurlu bir günde kendileriyle ilgili ne yapacaklarını bilmeyen milyonlarca insan ölümsüzlük için can atıyorlar.
Translate from 土耳其语 to 中文

Tom balıkçılık ile ilgili ilk şeyi bilmiyor.
Translate from 土耳其语 to 中文

Tom Mary'nin çocuklarıyla ilgili yaşadığı problem hakkında John'la konuşmasını istedi.
Translate from 土耳其语 to 中文

Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Tom'un anne-babası onun nişanı ile ilgili onu tebrik ettiler.
Translate from 土耳其语 to 中文

Tom'un ailesi onun cenazesinde onun hayatıyla ilgili bir video gösterdi.
Translate from 土耳其语 to 中文

Tom onlara onun ne istediği ile ilgili genel bir fikir verdi.
Translate from 土耳其语 to 中文

Bu sorunu ele alma biçimimizle ilgili Tom gerçekten ne düşünüyor?
Translate from 土耳其语 to 中文

Tom yeni arabasıyla ilgili küçük bir sorun yaşıyor.
Translate from 土耳其语 to 中文

Tom ve Mary, bununla ilgili ne yapacaklarından pek emin değildir.
Translate from 土耳其语 to 中文

Tom okçulukla çok ilgili olduğunu söyledi.
Translate from 土耳其语 to 中文

Polis soygunla ilgili olarak bir şüpheliyi tutukladı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Tom'un niçin geç kalacağıyla ilgili bir neden düşünemedim.
Translate from 土耳其语 to 中文

Delegeler konuyla ilgili oy kullandı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Soruyla ilgili oy kapalıydı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Kongre, konuyla ilgili altmış kez oylandı.
Translate from 土耳其语 to 中文

Sağlığınızla ilgili endişeliyiz.
Translate from 土耳其语 to 中文