"geniş" içeren Türkçe örnek cümleler

geniş kelimesini Türkçe bir cümlede nasıl kullanacağınızı öğrenin. 100'den fazla özenle seçilmiş örnek.

Mate'in Mac uygulamasını deneyin

Safari ve diğer macOS uygulamalarında tek tıklamayla çeviri yapın.

ücretsiz deneyin

Mate'in iOS uygulamasını deneyin

Safari, Mail, PDF'ler ve diğer uygulamalarda tek tıklamayla çeviri yapın.

Mate'in Chrome uzantısını deneyin

Tüm web siteleri ve Netflix altyazıları için çift tıklama çevirisi.

Ücretsiz edin

Mate uygulamalarını deneyin

Bilgisayarınızdaki Chrome'a (veya başka bir tarayıcıya) yükleyin ve interneti sanki yabancı dil yokmuş gibi okuyun.

Ücretsiz edin

Oturma odamda geniş pencereler var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu böcekler geniş bir alana yayıldılar.
Translate from Türkçe to Türkçe

Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom geniş kitlenin önünde konuşma yapmaktan hoşlanmaz.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom'un geniş bir arkadaş çevresi var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu fiil geniş zamanda hangi takıları alır?
Translate from Türkçe to Türkçe

Ağzınızı geniş açın.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onun geniş omuzları vardı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu yer geniş, öyle değil mi?
Translate from Türkçe to Türkçe

Onun ailesi çok geniş.
Translate from Türkçe to Türkçe

Nehir geniş bir alanı su altında bıraktı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bizim geniş bir kitap seçeneğimiz var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Benim geniş bir arazim var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Jim'in geniş omuzları var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom'un geniş ve rahat bir yere ihtiyacı var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Nehri yüzerek geçmek imkânsız. Çok geniş!
Translate from Türkçe to Türkçe

Yüzerek geçmek imkânsız. Nehir çok geniş.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bizim ev beşimize yetecek kadar geniş.
Translate from Türkçe to Türkçe

Nehri bloke eden baraj çok geniş.
Translate from Türkçe to Türkçe

Deprem geniş çaplı hasara yol açtı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Japon ekonomisi geniş ölçüde büyüdü.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ağzını geniş aç.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu nehir Avrupa'daki en geniş nehir.
Translate from Türkçe to Türkçe

New York'un caddeleri çok geniş.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ne kadar geniş?
Translate from Türkçe to Türkçe

Geniş bir aileden geliyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bakış açısına göre değişmekle birlikte odam çok geniş.
Translate from Türkçe to Türkçe

Geniş kalçalarım yok.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu nehir geniş.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom'un geniş bir ilgi alanı var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onun geniş omuzları var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Evime yakın geniş bir cadde var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Sence yol arabalar için yeterince geniş mi?
Translate from Türkçe to Türkçe

Ülke şimdilerde geniş politik değişim geçiriyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Mary'nin anne babası geniş bir evde yaşıyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Hokkaido'daki şiddetli deprem geniş çaplı hasara neden oldu.
Translate from Türkçe to Türkçe

Deniz çok geniş.
Translate from Türkçe to Türkçe

Dünyanın en geniş ülkesinin devlet başkanı İngilizceyi anlamıyor
Translate from Türkçe to Türkçe

"Pad See Ew", Tayland mutfağına özgü, düz ve geniş kesimli bir pirinç makarnasıdır.
Translate from Türkçe to Türkçe

O, bu konularda en geniş perspektifli insandır.
Translate from Türkçe to Türkçe

Kazakistan, Orta Asya'daki en geniş ülkedir.
Translate from Türkçe to Türkçe

Çatı katında geniş bir oda var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom, geniş kenarlı bir şapka giyiyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu cümle geniş zamandadır.
Translate from Türkçe to Türkçe

Mağazamız, geniş bir skalada modaya uygun elbise satmaktadır.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu şehirde birçok geniş cadde vardır.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom geniş fikirlidir.
Translate from Türkçe to Türkçe

Savaştan beri Japonya bilim ve teknolojide geniş ölçüde gelişti.
Translate from Türkçe to Türkçe

Geniş bir çöl önümüzde uzanıyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu araba geniş ve komforlu.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu araba geniş ve kullanışlı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu geniş bir evdir.
Translate from Türkçe to Türkçe

Benim hobilerim sadece geniş kapsamlı değil fakat aynı zamanda faydalı da.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom çok geniş fikirli.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ben, suitleri ferah, kanapeleri geniş sandviçleri bol buldum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Aile arazisinin geniş alanını çocuklar arasında eşit olarak böleceğiz.
Translate from Türkçe to Türkçe

Asya, dünya kıtalarının en geniş ve en kalabalığıdır.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ailemin çevresi geniş.
Translate from Türkçe to Türkçe

Benim çevrem geniş.
Translate from Türkçe to Türkçe

Geniş bir hayal gücün var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom giysilerinin geniş olmasını tercih eder.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu okulun müfredatı geniş ve yüzeysel.
Translate from Türkçe to Türkçe

Geniş bant hızında ve kalitesinde ülkeden ülkeye büyük farklılıklar vardır.
Translate from Türkçe to Türkçe

Fransa, Batı Avrupa'nın en geniş ülkesidir.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom geniş esnedi.
Translate from Türkçe to Türkçe

Şehrin çok sayıda geniş caddeleri var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Geniş kütüphanenin yakınında yaşıyoruz.
Translate from Türkçe to Türkçe

Birine aptal dediğimde, bu bir hakaret değil. Ben entelektüel gelişim için onun geniş potansiyele sahip olduğunu ona işaret ediyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tokyo'da geniş dairelere uğraması zordur.
Translate from Türkçe to Türkçe

Dr. Svensen konuyu öyle geniş bir şekilde araştırdı ki onun kaynakçası kitabının yarı ağırlığını oluşturuyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Gönlü geniş olan sukutu öğrensin.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ana caddeler çok geniş.
Translate from Türkçe to Türkçe

Geniş çaplı bir buzdolabı satın almak istiyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Sanırım Tom geniş görüşlü.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom'un geniş omuzları var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onun geniş bir hayal gücü var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Meseleleri daha geniş bir temelde yargılamalıyız.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onların geniş bir bahçesi var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onun kalbi geniş.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom bir Harvard geniş tişörtü giyiyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu ev çok geniş.
Translate from Türkçe to Türkçe

Yolun arabalar için yeterince geniş olduğunu düşünüyor musun?
Translate from Türkçe to Türkçe

Mary'nin geniş omuzları var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Benim geniş omuzlarım var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bizim geniş omuzlarımız var.
Translate from Türkçe to Türkçe

O, onun için çalışan geniş bir kadroya sahiptir.
Translate from Türkçe to Türkçe

Geniş nehir yavaşça akar.
Translate from Türkçe to Türkçe

Baba oturma odamızı daha geniş yaptı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Dünkü konserde geniş bir dinleyici kitlesi vardı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu gazete geniş bir sirkülasyona sahip.
Translate from Türkçe to Türkçe

Yol, iki yönlü trafik için yeterince geniş mi?
Translate from Türkçe to Türkçe

Biz daha geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmak istiyoruz.
Translate from Türkçe to Türkçe

O, dünya hakkında çok geniş bir bilgiye sahiptir.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom geniş bir kayanın üzerinde uzanıyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom'un geniş bir sosyal ağı var.
Translate from Türkçe to Türkçe

Yangın geniş çaplı hasara neden oldu.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu çatı katı geniş.
Translate from Türkçe to Türkçe

Çay geniş ölçüde Hindistan'da yetiştirilir.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu kararın geniş ve ciddi sonuçları olacaktır.
Translate from Türkçe to Türkçe

O kararın geniş kapsamlı ve ciddi sonuçları olacaktır.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ayrıca şu kelimelere de göz atın: Hoş, geldin, Sevebilirim, Rengin, solmuş, özledim, treni, kaçırıyordum, gece, kalmak.