Oturma odamda geniş pencereler var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bana onun geniş bir arkası olduğu söylendi.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu böcekler geniş bir alana yayıldılar.
Translate from Türkisch to Deutsch

Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom geniş kitlenin önünde konuşma yapmaktan hoşlanmaz.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom'un geniş bir arkadaş çevresi var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu fiil geniş zamanda hangi takıları alır?
Translate from Türkisch to Deutsch

Ağzınızı geniş açın.
Translate from Türkisch to Deutsch

Onun geniş omuzları vardı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu yer geniş, öyle değil mi?
Translate from Türkisch to Deutsch

Onun ailesi çok geniş.
Translate from Türkisch to Deutsch

Nehir geniş bir alanı su altında bıraktı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bizim geniş bir kitap seçeneğimiz var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Benim geniş bir arazim var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Jim'in geniş omuzları var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom'un geniş ve rahat bir yere ihtiyacı var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Nehri yüzerek geçmek imkânsız. Çok geniş!
Translate from Türkisch to Deutsch

Yüzerek geçmek imkânsız. Nehir çok geniş.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bizim ev beşimize yetecek kadar geniş.
Translate from Türkisch to Deutsch

Nehri bloke eden baraj çok geniş.
Translate from Türkisch to Deutsch

Deprem geniş çaplı hasara yol açtı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Japon ekonomisi geniş ölçüde büyüdü.
Translate from Türkisch to Deutsch

Ağzını geniş aç.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu nehir Avrupa'daki en geniş nehir.
Translate from Türkisch to Deutsch

New York'un caddeleri çok geniş.
Translate from Türkisch to Deutsch

Ne kadar geniş?
Translate from Türkisch to Deutsch

Geniş bir aileden geliyorum.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bakış açısına göre değişmekle birlikte odam çok geniş.
Translate from Türkisch to Deutsch

Geniş kalçalarım yok.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu nehir geniş.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom'un geniş bir ilgi alanı var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Onun geniş omuzları var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Evime yakın geniş bir cadde var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Sence yol arabalar için yeterince geniş mi?
Translate from Türkisch to Deutsch

Ülke şimdilerde geniş politik değişim geçiriyor.
Translate from Türkisch to Deutsch

Mary'nin anne babası geniş bir evde yaşıyor.
Translate from Türkisch to Deutsch

Hokkaido'daki şiddetli deprem geniş çaplı hasara neden oldu.
Translate from Türkisch to Deutsch

Deniz çok geniş.
Translate from Türkisch to Deutsch

Dünyanın en geniş ülkesinin devlet başkanı İngilizceyi anlamıyor
Translate from Türkisch to Deutsch

"Pad See Ew", Tayland mutfağına özgü, düz ve geniş kesimli bir pirinç makarnasıdır.
Translate from Türkisch to Deutsch

O, bu konularda en geniş perspektifli insandır.
Translate from Türkisch to Deutsch

Kazakistan, Orta Asya'daki en geniş ülkedir.
Translate from Türkisch to Deutsch

Çatı katında geniş bir oda var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom, geniş kenarlı bir şapka giyiyor.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu cümle geniş zamandadır.
Translate from Türkisch to Deutsch

Mağazamız, geniş bir skalada modaya uygun elbise satmaktadır.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu şehirde birçok geniş cadde vardır.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom geniş fikirlidir.
Translate from Türkisch to Deutsch

Savaştan beri Japonya bilim ve teknolojide geniş ölçüde gelişti.
Translate from Türkisch to Deutsch

Geniş bir çöl önümüzde uzanıyor.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu araba geniş ve komforlu.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu araba geniş ve kullanışlı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu geniş bir evdir.
Translate from Türkisch to Deutsch

Benim hobilerim sadece geniş kapsamlı değil fakat aynı zamanda faydalı da.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom çok geniş fikirli.
Translate from Türkisch to Deutsch

Ben, suitleri ferah, kanapeleri geniş sandviçleri bol buldum.
Translate from Türkisch to Deutsch

Aile arazisinin geniş alanını çocuklar arasında eşit olarak böleceğiz.
Translate from Türkisch to Deutsch

Asya, dünya kıtalarının en geniş ve en kalabalığıdır.
Translate from Türkisch to Deutsch

Ailemin çevresi geniş.
Translate from Türkisch to Deutsch

Benim çevrem geniş.
Translate from Türkisch to Deutsch

Geniş bir hayal gücün var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom giysilerinin geniş olmasını tercih eder.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu okulun müfredatı geniş ve yüzeysel.
Translate from Türkisch to Deutsch

Geniş bant hızında ve kalitesinde ülkeden ülkeye büyük farklılıklar vardır.
Translate from Türkisch to Deutsch

Fransa, Batı Avrupa'nın en geniş ülkesidir.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom geniş esnedi.
Translate from Türkisch to Deutsch

Şehrin çok sayıda geniş caddeleri var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Geniş kütüphanenin yakınında yaşıyoruz.
Translate from Türkisch to Deutsch

Birine aptal dediğimde, bu bir hakaret değil. Ben entelektüel gelişim için onun geniş potansiyele sahip olduğunu ona işaret ediyorum.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tokyo'da geniş dairelere uğraması zordur.
Translate from Türkisch to Deutsch

Dr. Svensen konuyu öyle geniş bir şekilde araştırdı ki onun kaynakçası kitabının yarı ağırlığını oluşturuyor.
Translate from Türkisch to Deutsch

Gönlü geniş olan sukutu öğrensin.
Translate from Türkisch to Deutsch

Ana caddeler çok geniş.
Translate from Türkisch to Deutsch

Geniş çaplı bir buzdolabı satın almak istiyorum.
Translate from Türkisch to Deutsch

Sanırım Tom geniş görüşlü.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom'un geniş omuzları var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Onun geniş bir hayal gücü var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Meseleleri daha geniş bir temelde yargılamalıyız.
Translate from Türkisch to Deutsch

Onların geniş bir bahçesi var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Onun kalbi geniş.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom bir Harvard geniş tişörtü giyiyor.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu ev çok geniş.
Translate from Türkisch to Deutsch

Yolun arabalar için yeterince geniş olduğunu düşünüyor musun?
Translate from Türkisch to Deutsch

Mary'nin geniş omuzları var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Benim geniş omuzlarım var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bizim geniş omuzlarımız var.
Translate from Türkisch to Deutsch

O, onun için çalışan geniş bir kadroya sahiptir.
Translate from Türkisch to Deutsch

Geniş nehir yavaşça akar.
Translate from Türkisch to Deutsch

Baba oturma odamızı daha geniş yaptı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Dünkü konserde geniş bir dinleyici kitlesi vardı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu gazete geniş bir sirkülasyona sahip.
Translate from Türkisch to Deutsch

Yol, iki yönlü trafik için yeterince geniş mi?
Translate from Türkisch to Deutsch

Biz daha geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmak istiyoruz.
Translate from Türkisch to Deutsch

O, dünya hakkında çok geniş bir bilgiye sahiptir.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom geniş bir kayanın üzerinde uzanıyor.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom'un geniş bir sosyal ağı var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Yangın geniş çaplı hasara neden oldu.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu çatı katı geniş.
Translate from Türkisch to Deutsch

Çay geniş ölçüde Hindistan'da yetiştirilir.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu kararın geniş ve ciddi sonuçları olacaktır.
Translate from Türkisch to Deutsch

O kararın geniş kapsamlı ve ciddi sonuçları olacaktır.
Translate from Türkisch to Deutsch