"can" içeren Türkçe örnek cümleler

can kelimesini Türkçe bir cümlede nasıl kullanacağınızı öğrenin. 100'den fazla özenle seçilmiş örnek.

Mate'in Mac uygulamasını deneyin

Safari ve diğer macOS uygulamalarında tek tıklamayla çeviri yapın.

ücretsiz deneyin

Mate'in iOS uygulamasını deneyin

Safari, Mail, PDF'ler ve diğer uygulamalarda tek tıklamayla çeviri yapın.

Mate'in Chrome uzantısını deneyin

Tüm web siteleri ve Netflix altyazıları için çift tıklama çevirisi.

Ücretsiz edin

Mate uygulamalarını deneyin

Bilgisayarınızdaki Chrome'a (veya başka bir tarayıcıya) yükleyin ve interneti sanki yabancı dil yokmuş gibi okuyun.

Ücretsiz edin

Bu nisanda seni görmeye can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onlar can sıkıcı işlerinden dolayı bitkindiler.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ölüm için can atan kimse sefildir, ama daha sefil olanı ondan korkan kimsedir.
Translate from Türkçe to Türkçe

O can sıkıcı değil mi?
Translate from Türkçe to Türkçe

Ben bir fincan kahve için can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Hepimiz, seni ve aileni görmeye can atıyoruz.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ben sizinle karşılamaya can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onlar şehir hayatına can atıyorlar.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ben bu kamera için can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Biz barış için can atıyoruz.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ben, Kumiko'yu görmek için can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

İnsanlar iş yerlerinde cinsel ilişkide bulunduğunda, bu can sıkıcıdır.
Translate from Türkçe to Türkçe

Seni görmek için can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Zaman zaman can sıkıcı baş ağrısı çekti.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom Mary ile karşılamak için can atıyordu.
Translate from Türkçe to Türkçe

Yangın 13 can aldı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Pazar öğleden sonra yağmurlu bir günde kendileriyle ilgili ne yapacaklarını bilmeyen milyonlarca insan ölümsüzlük için can atıyorlar.
Translate from Türkçe to Türkçe

Can çıkar, huy çıkmaz.
Translate from Türkçe to Türkçe

Biraz izne çıkmaya can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Hepimiz aileni görmek için can atıyoruz.
Translate from Türkçe to Türkçe

Paris'ten gelen mektubunu okumak için can atıyordum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Yangında yirmi kişi can verdi.
Translate from Türkçe to Türkçe

O evi için hâlâ can atıyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ailem aptal şeyler hakkında tartışmayı sürdürüyor. Bu çok can sıkıcı!
Translate from Türkçe to Türkçe

Arkadaşlarım her zaman benim sakin olduğumu söyler fakat ailem her zaman can sıkıcı olduğumu söyler.
Translate from Türkçe to Türkçe

Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu.
Translate from Türkçe to Türkçe

Emily onu tekrar görmek için can atıyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Chris üniversiteye gitmek için can atıyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Sanırım Chris'in ne kadar can sıkıcı olduğu hakkında düşünerek başım ağrıyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Beth onunla tanışmak için can atıyordu fakat o asla gelmedi.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu çok can acıtır mı?
Translate from Türkçe to Türkçe

Ben haftalardır senden haber almak için can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Paris'i görmek için can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ben ona can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Soğuk bir içecek için can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Annemi görmek için can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Dondurulmuş yoğurda can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

New York'a gitmeye can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

O, ona can atıyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Uçak kazası 200 can aldı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bebek annesinin sütüne can atar.
Translate from Türkçe to Türkçe

O tenise can atıyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Gerçekten seni görmeye can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Doğum günüme can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Partiye can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onu görmeye can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Seni tekrar görmeye can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Yakında seni görmeye can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Senden haber almaya can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ondan haber almaya can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Seninle görüşmeye can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Hepimiz seni görmeye can atıyoruz.
Translate from Türkçe to Türkçe

Babanı görmeye can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

O, onu tekrar görmeye can atıyordu.
Translate from Türkçe to Türkçe

O, onunla birlikte yelkenli turuna gitmeye can atıyordu.
Translate from Türkçe to Türkçe

O, onunla zaman geçirmeye can atıyordu.
Translate from Türkçe to Türkçe

O, onunla bir sinemaya gitmeye can atıyordu.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu konu ile ilgili düşüncelerini duymaya can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

O, onunla tenis oynamaya can atıyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ziyaretine ne kadar çok can attığımı sana anlatamam.
Translate from Türkçe to Türkçe

Can kulağıyla dinliyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

O, can havliyle koştu.
Translate from Türkçe to Türkçe

Onun sözü can evinden vurdu.
Translate from Türkçe to Türkçe

Gerçekten can sıkıcısın.
Translate from Türkçe to Türkçe

O, can sıkıcı bir soru.
Translate from Türkçe to Türkçe

Aşırı sıcaklar can almaya devam ediyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Kısa sürede seni görmeye can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

İngiltere'yi bir kez daha ziyaret etmek için can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Seninle mektuplaşmaya can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Kocasının eve gelmesine can atıyordu.
Translate from Türkçe to Türkçe

Kısa sürede seninle görüşmeye can atıyoruz.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom, Mary'yi tekrar görmeye can atıyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu iş can sıkıcıdır.
Translate from Türkçe to Türkçe

Toplu taşıma aracı ile oraya gitmek can sıkıcı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bunu yapmak can sıkıcı olabilir fakat onu yapmak zorundayız.
Translate from Türkçe to Türkçe

Önümüzdeki pazar seni görmeye can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu yıl Noel için can atmıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Ne can sıkıcı!
Translate from Türkçe to Türkçe

Sen can sıkıcısın.
Translate from Türkçe to Türkçe

YENİ YILA AYIK GİRMEK BİRAZ CAN SIKICI OLABİLİR.
Translate from Türkçe to Türkçe

O benim can dostumdu.
Translate from Türkçe to Türkçe

Fuji Dağının doğal manzarasını görmeye can atıyordum fakat maalesef o tamamen bulutların arkasına saklanmıştı.
Translate from Türkçe to Türkçe

O gerçekten can sıkıyor muydu?
Translate from Türkçe to Türkçe

Yangınlar can almadan söndürülmeli.
Translate from Türkçe to Türkçe

Can Yücel benim şairim mi?
Translate from Türkçe to Türkçe

O çok can sıkıcı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bir tek Allah'a can borcum kalsın.
Translate from Türkçe to Türkçe

Can yakıcı mı?
Translate from Türkçe to Türkçe

Can sıkıcı olmayın.
Translate from Türkçe to Türkçe

Biz can kurtaranlarız.
Translate from Türkçe to Türkçe

Can kulağıyla dinliyoruz.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu can yakıcı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Sizinle görüşmeye can atıyordum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom'la görüşmeye can atıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom bir dövüşe can atıyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom gitmeye can atıyor.
Translate from Türkçe to Türkçe

Benim müthiş büyükannem dil için öylesine titizdi ki ne zaman birinin "Can I.."ile soru sorduğunu duysa onların sözünü keser ve ani reaksiyon gösterirdi, "ben bilmiyorum, sen? Neyi yapabildiğini kendin bilmiyorsan ben nasıl bilirim? Eğer izin istiyorsan 'May I...' de"
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu çok can sıkıcı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Bu can sıkıcı olmalı.
Translate from Türkçe to Türkçe

Tom'u görmeye can atmıyorum.
Translate from Türkçe to Türkçe

"May I" ve "Can I" arasındaki fark nedir?
Translate from Türkçe to Türkçe

Ayrıca şu kelimelere de göz atın: İngilizce, konuşulan, dildir, Doktor, olacak, Yumi, öğretmen, tırtıl, harika, kelebek.