Türkisch Beispielsätze mit "bıçak"

Lernen Sie, wie man bıçak in einem Türkisch Satz verwendet. Über 100 handverlesene Beispiele.

Probieren Sie die Mate Mac-App aus

Übersetzen Sie in Safari und anderen macOS-Apps mit einem Klick.

kostenlos ausprobieren

Probieren Sie die Mate iOS-App aus

Übersetzen Sie in Safari, Mail, PDFs und anderen Apps mit einem Klick.

Probieren Sie die Mate Chrome-Erweiterung aus

Doppelklick-Übersetzung für alle Websites und Netflix-Untertitel.

Kostenlos ausprobieren

Probieren Sie Mate-Apps aus

Installieren Sie es in Chrome (oder einem anderen Browser) auf Ihrem Computer und lesen Sie das Internet, als gäbe es keine Fremdsprachen.

Kostenlos ausprobieren

Kayıp bir bıçak var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bıçak keskin değil.
Translate from Türkisch to Deutsch

O bir bıçak değildir, BU bir bıçaktır.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bıçak ağzının ucu keskindir.
Translate from Türkisch to Deutsch

Peyniri bir bıçak ile kesmek kolaydır.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu bıçak iyi kesmez.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve benim çakımı kullanmak zorunda kaldım.
Translate from Türkisch to Deutsch

Peynir bir bıçak ile kolayca kesilir.
Translate from Türkisch to Deutsch

Peynirin içine bıçak saplamayın.
Translate from Türkisch to Deutsch

Lütfen bize iki bıçak ve dört çatal verin.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom mutfakta bir çekmeceden bir bıçak çıkardı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom Mary'nin boğazına bir bıçak dayadı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Mary bir bıçak tutuyorken onu kızdırmamak için Tom kesinlikle dikkatli olmalıdır.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu bıçak iyi keser.
Translate from Türkisch to Deutsch

O bıçak iyi keser.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bana bir bıçak lazım.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu bıçak çok keskin.
Translate from Türkisch to Deutsch

O bir bıçak olarak kullanılabilir.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu bıçak et kesmek için kullanılır.
Translate from Türkisch to Deutsch

Mutfakta bir bıçak var mı?
Translate from Türkisch to Deutsch

Dikkatli ol. O bıçak keskindir.
Translate from Türkisch to Deutsch

Ben bir bıçak ile parmağımı kestim.
Translate from Türkisch to Deutsch

Lütfen bana temiz bir bıçak getirir misin?
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu bıçak o kadar kör ki kesemez.
Translate from Türkisch to Deutsch

Kurşun kalemimi keskinleştirmek için bir bıçak istiyorum.
Translate from Türkisch to Deutsch

Çocuk bir bıçak ve çatalı çok iyi şekilde kullanabilir.
Translate from Türkisch to Deutsch

Keskin bir göz olmadan keskin bir bıçak işe yaramaz.
Translate from Türkisch to Deutsch

Ekmeği kesmek için kullandığımız bıçak keskindi.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bıçak kör.
Translate from Türkisch to Deutsch

Patatesleri sıradan bir bıçak yerine patates soyacağı ile soymayı tercih ederim.
Translate from Türkisch to Deutsch

Onlar, bir bıçak ve çatalla yemek yerler.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bıçak keskin değildi ve eti onunla kesemedim, bu yüzden son çare olarak çakımı kullandım.
Translate from Türkisch to Deutsch

Biz bıçak ve çatal yerine yemek çubuklarını kullanırız.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom'a bir bıçak uzattım.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bıçak ve çatal alabilir miyim lütfen?
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom'a bir bıçak vermekten pişman olacağımızı biliyordum.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom bir bıçak için elini uzattı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom bir bıçak, bir soğan ve bir doğrama tahtası aldı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom Mary'ye bir bıçak uzattı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Boğazıma bir bıçak dayadılar ve beni soydular.
Translate from Türkisch to Deutsch

Boğazıma bir bıçak dayadı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Hiç bıçak yok.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu bıçak çok keskin değil.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bir bıçak istiyorum.
Translate from Türkisch to Deutsch

Yeni bir bıçak istiyorum.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bir bıçak ve bir çatalım var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu bıçak iyi kesmiyor.
Translate from Türkisch to Deutsch

O bıçak ile ağaçtan ince bir dal kesti.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bana bir bıçak satın almanı istiyorum.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bir bıçak ağzının ucuna kaç tane dans eden melek sığabilir?
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom'un elinde bir bıçak vardı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu bıçak çok işimi gördü.
Translate from Türkisch to Deutsch

Burada bir bıçak var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bir bıçak var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom bir elinde silah ve diğerinde bir bıçak taşıyor.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom bir bıçak tutuyor.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom'un büyük bir bıçak koleksiyonu var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu bıçak benim için çok yararlıydı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Pastayı kesmek için bir bıçak kullandım.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bıçak nerede bulundu?
Translate from Türkisch to Deutsch

Beni mutfağa kadar izleyip bir bıçak aldı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Dikkatli ol, bu bıçak çok keskin.
Translate from Türkisch to Deutsch

Masanın üzerinde zaten tabak, bıçak, çatal, kaşık ve bir tuzluk var; Tencereyi getirin.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bıçak bahçıvan aittir.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom bıçak bilemede oldukça iyidir.
Translate from Türkisch to Deutsch

O bıçak çok kullanışlı geldi.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu bıçak neden çekmecede değil?
Translate from Türkisch to Deutsch

O bıçak çok işe yaradı, değil mi?
Translate from Türkisch to Deutsch

Bıçak kirli.
Translate from Türkisch to Deutsch

Hiç bıçak yoktu.
Translate from Türkisch to Deutsch

Dikkatli ol! Bıçak çok keskin.
Translate from Türkisch to Deutsch

Lütfen bana temiz bir bıçak getir.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bana bu armutu soymak için bir bıçak ödünç ver.
Translate from Türkisch to Deutsch

O, polise bağırdı ve bir bıçak sallayarak tehdit etti.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bıçak nerede?
Translate from Türkisch to Deutsch

İpi kesmek için bir bıçak istiyorum.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bıçak, onun akciğerini delmiş.
Translate from Türkisch to Deutsch

Kendine yeni bir bıçak almalısın.
Translate from Türkisch to Deutsch

O bir bıçak ya da benzer bir şey taşıdı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bütün gece Tom'un ağzını bıçak açmadı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu bir bıçak.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu bıçak kör.
Translate from Türkisch to Deutsch

Ona bir bıçak alacağım.
Translate from Türkisch to Deutsch

Polis dedektifi kanlı bir bıçak buldu.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom Mary'yi mutfağa kadar izledi, bir bıçak aldı ve onunla onu tehdit etti.
Translate from Türkisch to Deutsch

Mary'nin vücudunda yirmi bir tane bıçak izi vardı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom bir bıçak çıkardı ve Mary'yi tehdit etti.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tekrarlayalım: bardak, tabak, bıçak, çatal, kaşık, çay kaşığı.
Translate from Türkisch to Deutsch

Dan kendini koruması için Linda'ya bir bıçak verdi.
Translate from Türkisch to Deutsch

Biri bana bir bıçak verebilir mi?
Translate from Türkisch to Deutsch

Polis odaya girdiğinde Tom elinde kanlı bir bıçak tutuyordu.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu, Tom'dan haczettiğim bıçak değil.
Translate from Türkisch to Deutsch

O, bıçak fırlatma konusunda bir uzmandır.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu bıçak seninse, o zaman benimkini kaybettim.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom bir bıçak çekti.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom bıçak fırlatmada bir uzmandır.
Translate from Türkisch to Deutsch

Tom boğazıma bir bıçak soktu.
Translate from Türkisch to Deutsch

Paketimde bir bıçak taşıyorum.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bıçak o kadar kördü ki onunla eti kesemedim ve çakıma başvurdum.
Translate from Türkisch to Deutsch

Bu bıçak yeterince keskin değil.
Translate from Türkisch to Deutsch

Masanın üzerinde bir tabak, bir çatal ve bir bıçak var.
Translate from Türkisch to Deutsch

Sehen Sie sich auch die folgenden Wörter an: gitmeye, hevesli, Biraz, sakinleşmelisin, Sen, olmasaydın, hâlâ, hayatta, olacaktı, gülümsedi.