Turkish example sentences with "ziyaret"

Learn how to use ziyaret in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Kasabayı ziyaret edenler yıldan yıla artıyor.

Mekan, en az bir kere ziyaret edilmeye değer.

Fransa devlet başkanı, Okinava'yı ziyaret etti.

İsviçre, çok güzel bir ülkedir ve ziyaret edilmeye değerdir.

Twitter'ın genel merkezini ziyaret etmedim.

Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.

Çin'e son gittiğimde Şangay'ı ziyaret etmiştim.

Shakespeare'in doğduğu yer olan Stratford-on-Avon, her yıl pek çok turist tarafından ziyaret edilir.

Madam Tussaud'yu ziyaret edebilir miyim?

London Eye'ı ziyaret edebilir miyim?

Kore'yi ziyaret etmek istiyorum.

Kraliçe önümüzdeki sene Çin'i ziyaret edecek.

Ülkende bir hayvanat bahçesini ziyaret ettin mi?

Müzeyi ziyaret etme fırsatından yararlandı.

Daha önce Kyoto'yu hiç ziyaret ettin mi?

Shakespeare'in doğduğu evi ziyaret ettim.

Onun şu amcası sık sık Amerika'yı ziyaret etti.

Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.

Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.

Dün amcam beni ziyaret etti.

Ben, Machu Picchu harabelerini ziyaret etmek isterim.

Sık sık onu ziyaret ederim.

Ben, dün hiç zaman kaybetmeden teyzemi hastanede ziyaret ettim.

Ben, bir gün ülkenizi ziyaret etmek istiyorum.

Ben, bir gün sizi ziyaret edebilir miyim?

Onu ziyaret ettiğim zaman, sıcak karşılandım.

Onu ziyaret edeceğimi umuyordum, ama edemedim.

O, dün beni ziyaret etti.

O bir satıcı kılığına girdi ve onun evini ziyaret etti.

O, bana gelecek ay Nara'yı ziyaret edeceğini söyledi.

Beni bazen ziyaret eder.

Linda teyzesi Nancy'nin onu ziyaret etmek için geldiğini öğrendiği için aşırı heyecanlıydı.

Çok sayıda turist her yıl Kyoto'yu ziyaret eder.

Ofisteki en iyi arkadaşı onu ziyaret etmek için geldi.

Adayı her ziyaret edişimde, doğanın güzelliğinden etkilendim.

Ben kısa sürede sizi ziyaret edeceğim.

Ben bazen onu ziyaret ederim.

Ben arkadaşımın evinini aralıklarla ziyaret ederim.

Ben sık sık onu ziyaret ederim.

Dün seni ziyaret etmeye niyetlenmiştim.

Nasıl olur da gece öyle geç saatte bizi ziyaret edersin?

Yarın Bay Smith'i ziyaret edeceğiz.

Nagano bölgesindeki arkadaşımı ziyaret ettiğimde, bana lezzetli soba ikram edildi.

Eski arkadaşlarımdan biri uzun süredir ilk defa beni ziyaret etti.

Fred'in annesiyle birlikte Kyoto'u ziyaret edişini hatırlıyorum.

Müzik öğretmenimiz bana Viyana'yı ziyaret etmemi tavsiye etti.

Onun hayali Paris'i ziyaret etmektir.

Sanırım onu ziyaret etsen iyi olur.

O, günaşırı bizi ziyaret eder.

Yakın bir zamanda Paris'te bizi ziyaret etmeye gel.

1499 yılında Güney Amerika kıyısını ziyaret etti.

Siz onu randevu ile ziyaret etmelisiniz.

Biz, randevusuz başkalarını ziyaret etmekten kaçınmalıyız.

Zamanım olursa, müzeyi ziyaret ederim.

İki hafta önce, ilk kez Disneyland ziyaret ettim.

Biz tarihi ilgi yerlerini ziyaret ettik.

Yarın sizi ziyaret etmeyecek.

Birkaç yıl önce Romanya'yı ziyaret ettim.

Ben Dan'ı ziyaret ettim.

Yeni Yıl Günü, birçok kişi, çevre türbelerini ziyaret eder.

Eğer şimdi Tom'u ziyaret ederseniz, o muhtemelen TV izliyor olacak.

O iki hafta izin aldı ve Çin'i ziyaret etti

Bir diş hekimini ziyaret etmen gerekiyor.

Önümüzdeki pazar günü bizi ziyaret edip etmeyeceğini bilmiyorum.

İstediğin zaman beni ziyaret edebilirsin.

Yeni müze ziyaret etmeye değer.

Burası tam uzun süredir ziyaret etmek istediğim yer.

Tom Mary'yi yarın ziyaret edecek.

Ben dağlarda bazı köyleri ziyaret etmenizi öneriyorum.

Dün arkadaşım Tom'u ziyaret ettim.

Bir satıcı olarak kimliğini gizledi ve onun evini ziyaret etti.

Onu her ziyaret edişinizde, onu video oyunları oynarken bulacaksınız.

Yıllar önce, ben Hiroşima'nın merkezini ziyaret ettim.

Tokyo'ya her gelişinde beni ziyaret etti.

Beni yarın ziyaret edebilirsin.

Fırsatımız varken Tom'u ziyaret etmememiz ne kötü.

Eğer onu şimdi ziyaret edersen, Tom televizyon izliyor olacak.

Tom Boston'u ziyaret ettiğinden beri bir yıldan fazla oldu.

Tom bu yaz kesinlikle Boston'u ziyaret edecek.

Tom geçen ay Boston'u ziyaret etmeye niyetlendi.

Tom Boston'u üç kez ziyaret etti.

Tom ailesinin Boston'u ziyaret etmesi için bir ayarlama yaptı.

Tom Boston'da Mary'yi ziyaret etti.

Tom bugünlerde Boston'da Mary'yi ziyaret etmeyi planlıyor.

Tom Boston'u ziyaret ettiğinde Mary'yi görmüş olmalı.

Tom geçen hafta Boston'da Mary'yi ziyaret etmiş olabilir. Emin değilim.

Tom Boston'da iken Mary'yi ziyaret etmek için zaman ayırmış olabilir.

Tom Mary'nin Boston'u ne zaman ziyaret edeceğini bilmiyor.

Tom Mary'nin amcasını ziyaret etmesi için Boston'a gitmesini istedi.

Tom Paris'i ziyaret ettiğinde Fransızca olarak kendini ifade edebildi.

O, benim geçen ay ziyaret ettiğim hastane idi.

Filmlerde gördüklerimize benzer uzaylıların şu ana kadar gezegenimizi ziyaret etmiş olmalarının olası olmadığını düşünüyorum.

Seni ziyaret edeceğim, John

Tom'u ziyaret etmek istediğini söylüyorsun? Allah aşkına bunu neden yapmak istiyorsun?

Tom her zaman Mary'yi ziyaret etmek istedi, ama onun hiç şansı olmadı.

Tom Fransa'da iken kesinlikle bir ya da iki sanat müzesini ziyaret etmeli.

Bir gün Londra'yı ziyaret etmek istiyorum.

Dün Tony'yi ziyaret ettim.

Dün onu ziyaret ettim.

Bügünkü gazete Başbakanın Amerikayı ziyaret etme fikrinden vazgeçtiğini bildiriyor.

Ben, bir gün Boston'ı ziyaret etmek istediğimi düşünüyorum.

Also check out the following words: Rosa, Parks, yolcuya, koltuğunu, bırakmayı, kıyaslama, kitaplarla, adamım, ağlıyordum, Minogue'un.