Turkish example sentences with "zamanını"

Learn how to use zamanını in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.

Onlar düğünün zamanını ve yerini belirlediler.

Zamanını ve paranı ziyan etme.

Hangi yolu izlersen izle, şehre gidiş yirmi dakikadan fazla zamanını almaz.

Tom onu bekliyor olsada, Mary'nin bir elbise seçmesi zamanını aldı.

Mary'nin ölümünü hazmetmek Tom'un uzun zamanını aldı.

Zamanını ve paranı boşa harcama.

Zamanını boşa harcıyorsun.

O, zamanını boşa harcar.

Zamanını boşa harcaman iyi değildir.

Zamanını israf etmemelisin.

Tom işi bitirmenin Mary'nin ne kadar zamanını alacağını merak etti.

Tom Mary'ye zamanını boşa harcadığını söyledi.

Tom'un zamanını ayarlama sorunu var.

Tom işi yapabilir, eminim, fakat onun uzun zamanını alacaktır.

Tom'un biraz zamanını alacak, fakat sonunda Mary'nin üstesinden gelecek.

Evinden buraya trenle gelmen ne kadar zamanını alır?

Her neyse, daha fazla zamanını almayacağım.

Raporu yazmak onun zamanını aldı.

Boş zamanını nasıl geçirdin?

Sen zamanını iyi kullanmalısın.

O bütün zamanını erkek çocuklarını düşünerek geçirir.

Hoşlandığın bir şeyi yaparak zamanını geçirmeyi tercih etmez misin?

Daha fazla insanın zamanını ve parasını bağışlamasına acil bir ihtiyaç vardır.

Yaşamak için bir haftan daha olsaydı, zamanını ne yaparak geçirirdin?

O, zamanını iyi kullanır.

Babam zamanını boşa harcamaz.

Zamanını en iyi şekilde kullanmaya çalış.

Babam zamanını en iyi şekilde kullanır.

Zamanını iyi kullanmayı biliyor.

Mektubu yazmak ne kadar zamanını aldı?

Boş zamanını daha iyi kullanmalısın.

Onların zamanını aldığı için onlardan özür diledi.

Tüm zamanını tarih çalışmalarına adadı.

Tom zamanını boşa harcıyor.

Zamanını boşa harcama.

Bütün bu gereksiz tekrarla zamanını boşa harcıyorsun bu yüzden bize uzun soluklu bir açıklama yap.

Sadece Tom'un zamanını boşa harcadığını görmekten nefret ediyorum.

Bir duş almak Tom'un uzun zamanını almaz.

Fince öğrenmek ne kadar zamanını aldı?

İkimizin de zamanını harcıyorsun.

İkimizin de zamanını harcıyorsunuz.

Sanırım zamanını boşa harcıyorsun.

Tom boş zamanını çoğunu TV izleyerek harcar.

Boş zamanını nasıl harcarsın?

Zamanını daha iyi kullanmalıydın.

Başarılı olmak istiyorsan zamanını iyi kullan.

Babam zamanını iyi kullanır.

Tom Mary'ye zamanını boşa harcamamasını söyledi.

Tom Mary'ye John'u yardım etmesi için ikna etmeye çalışarak zamanını boşa harcamamasını söyledi.

Uçağın varış zamanını biliyor musun?

Tom zamanını tüketiyor.

Lütfen bana toplantı zamanını hatırlat.

Zamanını o işe yaramaz kimse için boşa harcıyorsun!

Zamanını boşa harcamadığını gördüğüme memnun oldum.

Boston'a varmak ne kadar zamanını aldı?

Çok zamanını almak istemiyorum.

Tom bütün zamanını spor hakkında düşünerek geçirir.

Onun hakkında endişe ederek zamanını israf etme.

Bu çok uzun zamanını alacak.

Tom Mary ile konuşarak zamanını boşa harcamadı.

Boş zamanını nerede geçirdin?

Okul için hazırlanmak ne kadar zamanını alır.

Korkarım ki zamanını boşa harcıyorsun.

Zamanını boşa harcadığımı hissediyorum.

Tom zamanını nasıl iyi kullanacağını biliyor.

Bu raporu yazman ne kadar zamanını aldı?

Tom bütün zamanını çalışarak geçiriyor.

Mary ona zamanını boşa harcamamasını söyledi.

Babasının ölümünden sonra, zamanını barlarda geçirmeye başladı.

O geldikten sonra nerede olduğunu fark etmek biraz zamanını aldı.

Ev ödevini bitirmen ne kadar zamanını aldı?

Evini inşa etmen ne kadar zamanını aldı?

Buraya gelmen ne kadar zamanını aldı?

Biraz zamanını alabilir miyim.

Karar vermek sadece Tom'un biraz zamanını aldı.

Çiti boyamak Tom'un çok uzun zamanını almamalı.

Buraya gelmek Tom'un fazla zamanını almadı.

Tom zamanını iyi kullandı.

Evimi boyaman ne kadar zamanını alacak?

Boş zamanını iyi kullanmayı dene.

Mary geçen hafta bütün boş zamanını doğum günü tebriklerine cevap vererek geçirdi.

Neden Tom'la birlikte zamanını israf ediyorsun?

Neden bununla zamanını boşa harcıyorsun?

Tom bana onun zamanını israf ettiğimi söyledi.

Sadece zamanını boşa harcıyorsun.

Tom Mary'nin Fransızca çalışarak zamanını boşa harcadığını düşündü.

Ne olduğunu fark etmesi Tom'un çok az zamanını aldı.

Zamanını nasıl geçireceksin?

Tom bütün zamanını çalışarak geçirdi.

Zamanını boşa harcadığım için üzgünüm.

Zamanını harcamak istemiyorum.

Mary, Tom'un Latince okuyarak zamanını boşa harcadığını düşündü.

Tom hiç sıkılmadı. O tüm boş zamanını cümleleri çevirerek harcar.

Bu makineler senin boş zamanını öldürebilir.

Senin zamanını takdir ediyorum.

Zamanını takdir ediyoruz.

Boş zamanını en iyi şekilde değerlendirdi.

Yılın bu zamanını seviyorum.

Zamanını en iyi şekilde kullanmaya çalışmalısın.

Zamanını harcayacak daha iyi bir şeyin yok mu?

Also check out the following words: Türkiye'den, döndükten, sonra, Türkçem, zayıfladı, Politik, düşmanı, kahve, dükkanında, buluşmaya.