Turkish example sentences with "yarım"

Learn how to use yarım in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Toplantı yarım saat önce bitti.

Lütfen yarım saat bekle.

Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.

Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime içeriyor.

Konuşma yarım saat sürdü.

Yarım saat koşmaya devam etti.

Yarım baş ağrım var.

Yarım düzine yumurta aldım.

Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.

Neredeyse yarım saattir bekliyorum.

O, yarım yıl boyunca bize eğitmenlik yaptı.

Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.

Denize yarım milden daha fazla değil.

Sözlük yaklaşık yarım milyon kelime toplar.

Yarım kalmış işten nefret ederim.

Yarım tabib candan eder, yarım fakih imandan eder.

Yarım tabib candan eder, yarım fakih imandan eder.

Bu tren Aomori'den yarım saat geç ayrıldı, bu yüzden maalesef Tokyo'ya öğleden önce varamayacağız.

Yarım milyon çocuk Nijer'de hâlâ yetersiz beslenme ile karşı karşıyadır.

Biz trafikte yarım saat kadar durdurulduk ve bu yüzden geç vardık.

Sanırım bir yarım saat daha beklememiz gerektiğini düşünüyorum.

Tom yarım saattir sessizce oturuyordu.

O beni yarım saat bekletti.

Tom yarım yamalak işi yapmakla suçlandı.

Tom konser salonundan yarım blok öteye parkedebildi.

Tom'un eve gitmeden önce yapacağı yarım saatlik daha işi var.

Tom yarım saat erken vardı.

Yarım kek almak istiyorum.

Postane yarım mil uzaklıkta.

O, bir ayda yarım milyon yen kazanmaktadır.

Tom yarım şeftali yedi ve artanını bana uzattı.

Tom yarım paket patates kızartması yedi.

O yarım saat sürdü.

İş yarım yapıldı.

Yarım somun ekmek hiç yoktan iyidir.

O yarım saat içinde burada olacak.

Yarım günlük turlarınız var mı?

O, beni yarım saat bekletti.

Yarım saatte okula yürüyebilirim.

Yarım saat daha erken ayrılmalıydın.

Bir işi yarım bırakmak yapılabilecek en kötü iştir.

Okula yürüyerek gitmek yarım saatimizi alıyor.

İşleri yarım bırakma.

Her gün yarım saat İngilizce çalışıyorum.

Onu yarım saat bekletti.

En geç yarım saate siparişiniz hazır.

İşini yarım bitmiş bırakma.

Her zaman işlerini yarım bırakır.

Yarım saatte iki mil yürüdü.

Bu problemi çözmem yarım saatimi aldı.

Beni yaklaşık yarım saat bekletti.

Her gün yarım saat İngilizce çalışırım.

Paket yarım kilodan fazla geliyor.

Bu iş yarım saat içinde bitirilebilir.

Yaklaşık yarım saat bekletildim.

Yarım depo benzinle Miami'ye gidebilir miyiz?

Okul evimden yarım millik yürüyüş mesafesinde.

İşten usandı ve onu yarım bıraktı.

Yarım tavuk ister misin?

İki gün önce servis bilerek yarım saat geç geldi.

Kahvaltı için yarım greyfurt yedim.

İş yarım saatten az bir sürede tamamlandı.

Yarım saat geç geldi, bu yüzden herkes ona kızgındı.

New York'tan kimya ile ilgili yarım düzüne kitap sipariş ettim.

Bütün alıştırmaları yarım saatten kısa bir sürede çözdüm.

Yarım saattir bekliyorum.

Yarım yıl evvel o, kendini bir kuş gibi özgür hissediyordu.

Yarım saatim var.

Tom çöp tenekesine yarım yenmiş sandviçi attı.

Yarım günlük bir işim var.

İngilizcede tahminen yarım milyonun üzerinde sözcük var.

Bugün fazladan yarım saat daha ders yapın.

Onlar yarım saattir sıkışık bir trafikte saplanıp kaldılar.

Bana yarım kilo et ver.

Yarım saat içinde başlıyoruz.

Faizleri yarım puan indirsen nasıl olur?

Yarın yapmak istediğim ilk şey, iyi bir yarım zamanlı iş bulmaktır.

Tom'dan yarım inç daha uzunum.

Yarım saat içinde burada olabilir misin?

Yarım saat geç geldi.

Yarım saat içinde seni toplantı odasında göreceğim.

Yarım düzine yumurtamız var.

Yarım bir dost aynı zamanda yarım bir düşmandır.

Yarım bir dost aynı zamanda yarım bir düşmandır.

Yarım saat geçti.

Geçen yaz bir çiftlikte yarım zamanlı olarak çalıştım.

Yarım saat erken vardılar.

Tom'un hamburger lokantasında yarım zamanlı bir işi var.

Ekvator dünyayı iki yarım küreye ayırır.

Buzdolabında yarım şişe şarap var.

Sen hiç alışveriş yaparken hastalanan kadın gördün mü? Göremezsin, çünkü, eve gelir evde hastalanır, alışverişini yarım bırakmaz.

Yemek yarım saat sonra hazır.

Aradan yarım yüzyıldan fazla zaman geçti.

Biraz sonra gidiyorum çünkü otobüsüm yarım saat içinde hareket ediyor.

Ezberci eğitim sistemiyle, sağ beyin yarım küresi gelişmez.

Seni beklerken, yarım şişe şarapla sarhoş oldum bile.

Sabah uyanınca gözlerine yarım saat boyunca işkence eden bir varlıktır kadın.

Yarım saat önce başlamalıydın.

Yarım saat sonra gidersek Mary onu yapabilir.

Lütfen yarım saat sonra geri gel.

Yarım sandviç ister misiniz?

Also check out the following words: boyunca, mağazası, Auckland, Yeni, Zelanda'da, şehirdir, Elmalar, kırmızı, veya, yeşildir.