Turkish example sentences with "yapmak"

Learn how to use yapmak in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bu gemi okyanuslarda yolculuk yapmak için uygun değil.

Onu kendim yapmak istiyorum.

20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.

Ne yapmak istiyorsun?

Zamanının çoğunu yapmak için çalış.

Öğrenim yapmak gerçekten kolay bir şey değildir.

O filmi izlemek Hindistan'a yolculuk yapmak gibi bir şeydir.

Zaman zaman daha akademik biriyle detaylı bir konuşma yapmak istiyorum.

Öyle bir yargılama yapmak yanlış fikirlere yönlendirebilir.

Onlar evi yapmak için altı ay harcadılar.

Onu yapmak imkânsız.

Ya sen ya da ben bunu yapmak zorundayız.

Öyle yapmak kesinlikle imkansızdır.

Hata yapmak her zaman yanlış değildir.

Resmi yapmak tam bir gün sürdü.

Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır.

O biraz alışveriş yapmak için dışarı gitmiş olabilir.

Sanat öğrenimi yapmak iyi bir zevk gerektirir.

Er ya da geç her anne-baba çocukları ile kuşlar ve arılar hakkında bir konuşma yapmak zorundadır.

Yürüyüş yapmak için bir süre dışarı çıkalım.

Ben bu küçük odayla ilgili en iyisini yapmak zorundayım.

Onların hepsinin, kolları, bacakları, ve kafaları var,onlar yürürler ve konuşurlar, ama şimdi onlara farklı yapmak isteyen bir şey var.

O, eğitim yapmak için Amerika'ya gitmeye karar verdi.

Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.

Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır.

Yani sonuçta, Web'i dil öğrenmede daha iyi bir yer yapmak için biz Tatoeba ile sadece temelleri inşa ediyoruz.

Çok sayıda öğrenci müzik eğitimi yapmak amacıyla Avrupa'ya gider.

Tom her zaman tasarruf yapmak için ekonomi sınıfta uçuyor.

Sen, ne yapmak istiyorsun?

Okul festivalini başarılı yapmak için birbirlerine yardımcı oldular.

Kayalıktan dalış yapmak istiyorum.

Konu ile ilgili ne yapmak zorundasın?

New York'ta Fifth Avenue'da alışveriş yapmak istiyorum.

Bu görkemli planları yapmak iyi fakat tabağında sahip olduğunla başlamanı istiyorum.

Ben bir banyo yapmak istiyorum.

Zil çaldığında tam banyo yapmak üzereydi.

Onlar barış yapmak için geldi.

O, Fransa'da bir tatil yapmak için kocasını ikna etti.

Bu göl üzerinde paten yapmak güvenlidir.

Bir şey yapmak için son ana kadar beklemeyi sevmez.

Hayatta derece yapmak için hepimiz çok çalışırız fakat sadece birkaç kişi başarır.

Ben onu tekrar yapmak zorunda mıyım?

Ben taslakta bazı değişiklikler yapmak istiyorum.

Paris'te öğretim yapmak istiyorum.

Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.

Birbirimizle işbirliği yapmak zorunda kaldık.

Kamu hizmetleri için ödeme yapmak zorundasın.

Ben önümüzdeki yıl yurt dışında öğrenim yapmak niyetindeyim.

Biz işi bir gün içinde yapmak zorundayız.

Uluslararası aramaları kişiden kişiye yapmak en iyisidir.

Çek ile ödeme yapmak istiyorum.

ABD'de, onlardan bilgi almak için insanlara işkence yapmak yasaktır.

Mary bir pasta yapmak için malzemeleri karıştırdı.

Önceden rezervasyon yapmak zorundasın.

Sizinle birlikte kahvaltı yapmak istiyorum.

Bu tür bir şey yapmak aptal görünmesini sağlar.

Tom mühendislik dalında mastır yapmak için çalışıyor.

Tom öğrenimini Boston'da yapmak istiyor.

Tom öğrenim yapmak için Boston'a gitmeye karar verdi.

Ne tür bir iş yapmak istediğinizi düşünmelisiniz.

İyi bir iş yapmak istiyorsanız, uygun araçları kullanmalısınız.

Tom Mary'yi mutlu yapmak istediğini söyledi.

Lincoln öyle yapmak için anlaştı.

Ben giriş yapmak istiyorum.

Tom'u ziyaret etmek istediğini söylüyorsun? Allah aşkına bunu neden yapmak istiyorsun?

Tom'un söylediğini yapmak zorunda değilsin.

Tom yarın ne yapmak istiyor?

Tom bu konuda ne yapmak niyetinde?

O Tom'a ne yapmak zorundadır?

Tom alışveriş yapmak için şehir merkezine gitti.

Tom başka hiç kimsenin yapmak istediği her şeyi yapmak için gönüllüydü.

Tom başka hiç kimsenin yapmak istediği her şeyi yapmak için gönüllüydü.

Tom Mary'nin kendine bir masaj yapmasını istedi fakat o yapmak istemedi.

Tom Mary'den onun yapmak istemediği bir şey yapmasını istedi.

Bence Mary makyaj yapmak için çok genç.

Hükümet, dış politikasında değişiklikler yapmak zorunda kaldı.

Tom'un gerçekten yapmak istediği evde kalmak ve televizyon izlemekti.

Tango yapmak iki kişi gerektirir.

Yeniden yapmak için hiç para yoktu.

Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.

Aradığını bulmadan önce internet'te arama yapmak Tom'un on beş dakikasını aldı.

Dün fazla mesai yapmak zorunda kaldım.

Ben bu işi yapmak için nitelikli değilim.

Tom Mary'nin partisine katılmayı isterdi. Maalesef, yapmak zorunda olduğu başka şeyler vardı.

Tom Mary'nin doğum gününden özel bir şey yapmak istiyor.

Tom Mary ile iş yapmak istiyor.

Tom, akşam yemeğinden önce bir şekerleme yapmak istedi.

Hesap yapmak herkesin önünde tatmin olmanın kabul edilebilir tek sosyal yoludur.

Tom Mary'nin ne yapmak istediğini bilmediğini söylüyor.

Tom bana yardım etmek için yapabileceği her şeyi yapmak için söz verdi.

Tom her şeyi kendisi yapmak zorundaydı.

Tom'un işleri hatasız yapmak için tek şansı vardı.

Tom her zaman Fuji Dağı'na çıkmak istemişti fakat şimdiye kadar, bunu yapmak için zaman bulamamıştı.

Tom egzersiz yapmak için yerel spor salonuna gidiyor

Bunu yapmak neredeyse imkansız.

Tom onu tekrar asla yapmak istemiyor.

Tom TV izlemekten başka bir şey yapmak istemiyor.

Tom yüzmekten başka bir şey yapmak istemiyor.

Tom onu yapmak zorunda değil.

Tom'un canı eğitim yapmak istemiyor.

Tom sadece yapmak istediğini yapar.

Also check out the following words: ödemesine, sayfalık, çektiğini, şakalarına, aramadığından, inanamayacağını, iskambil, katlanamayacağını, Mary'siz, düşünemeyeceğini.