Turkish example sentences with "yapıyor"

Learn how to use yapıyor in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

John şu an ne yapıyor?

Onun dediğini görmezden gel. O sadece şaka yapıyor.

Babam parkta bir yürüyüş yapıyor.

Böyle bir şey yapıyor olmaktan çok daha iyisini biliyorum

Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.

Bu elektrikli süpürge çok gürültü yapıyor.

Bir sporu yapıyor musun?

Bu onu bir maskara yapıyor.

Çoğu öğrenciler dönem sınavı için hazırlık yapıyor.

Ağabeyim büyük bir ticari kuruluşta görev yapıyor.

O, çok çalışmıyor ama okulda çok iyi yapıyor.

O, üniversitede tarih eğitimi yapıyor.

Tom şimdi ne yapıyor

Tom bu saatte burada ne yapıyor?

Kimya öğrenimi yapıyor musun?

Hafta sonunda ne yapıyor olacaksın?

O herhangi bir spor yapıyor mu?

Annem bir pasta yapıyor.

O, bu bahar otuz yıldır öğretmenlik yapıyor olacak.

O ayrıca Çince öğrenimi yapıyor.

Aramızda kalsın, şişman çirkin cadı diyet yapıyor.

Peter sürekli annesiyle telefon görüşmesi yapıyor.

Şaka yapıyor olmalısın!

Adam bir otelde giriş yapıyor.

Mary güveç pişiriyor ve Tom bir salata yapıyor.

Mary Tom'a şantaj yapıyor.

Tom bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.

Tom üç yıldır Fransızca eğitimi yapıyor.

Altı aylığına banka kredisi almak istiyorum. Şimdi ne yapıyor olmalıyım?

Yaşlı Bay Smith yapabildiği kadar çok para tasarrufu yapıyor.

Tom'un şirketi petrol için sondaj yapıyor.

Tom'un şirketi Hindistan'dan çay ithalatı yapıyor.

Tom evinin yakınındaki bir spor salonunda egzersiz yapıyor.

Tom düşük-yağlı, yüksek-proteinli diyet yapıyor.

Tom şimdi tatil planları yapıyor.

O, her zaman okulda şekerleme yapıyor.

Tom Mary'yi mutlu etmek için elinden geleni yapıyor.

Tom üniversite için para tasarrufu yapıyor.

Tom mutfakta çay yapıyor.

Tom eskiye göre çok daha iyi yapıyor.

Tom hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek için gücü dahilinde her şeyi yapıyor.

Bu hükümet gerçekten eskiye dönüş yapıyor.

Tom şimdi ne yapıyor olması gerektiğini kesinlikle biliyor.

Yerçekimi insan vücuduna baskı yapıyor.

O, tıp uygulaması yapıyor.

Sendika yüzde on oranında ücret zammı için baskı yapıyor.

Mike sabahtan beri bir model uçak yapıyor.

O şimdi ne yapıyor?

O, şimdi ne iş yapıyor?

O gerçekten üzgün değil; o sadece rol yapıyor.

O onu demek istemiyor; o sadece rol yapıyor.

On bir yaşından beri, Jane filmlerde oyunculuk yapıyor.

Jane onun ödevini yapıyor.

John, ofiste iyi iş yapıyor.

John şimdi ne yapıyor?

Tony ne yapıyor?

Ken şu anda ne yapıyor?

Hokkaido Midori o zaman kayak yapıyor muydu?

O iyi yapıyor.

O ne yapıyor?

O şimdi eğitim yapıyor.

O her zaman şaka yapıyor.

O bir yürüyüş yapıyor.

Ken şimdi ne yapıyor?

O kurabiye yapıyor.

O işini yapıyor.

O bir oyuncak bebek yapıyor mu?

Şaka yapıyor olmalısın.

Herhangi bir spor yapıyor musunuz?

O, süper bir iş yapıyor.

O ona şantaj yapıyor.

Annem, babama bir pasta yapıyor.

Tom şimdi banyo yapıyor.

Doktor ne yapıyor?

O okulda iyi yapıyor.

O, sadece seninle şaka yapıyor.

O, Amerikan Tarihi eğitimini yapıyor.

O, onu benim yardımım vasıtasıyla yapıyor.

O, üniversiteye gitmek için tasarruf yapıyor.

O, diyet yapıyor.

Pazar günleri teslimat yapıyor musunuz?

Köpeğim çoğunlukla uyuyor numarası yapıyor.

Annem babama bir kek yapıyor.

Annem babam için bir kek yapıyor.

Benim yaşımda bu tür bir şeyi hâlâ yapıyor olacağımı bir an bile düşünmedim.

Jane ödevini yapıyor.

Katil salatalık cinsiyet ayrımı yapıyor.

Bu, ilginç bir şekilde bağımlılık yapıyor!

O, şimdi ev ödevini yapıyor.

Ne bizi insan yapıyor?

Özel bir şey yapıyor musun?

Annem alışveriş yapıyor.

Sosyolojide araştırma yapıyor.

O bir kız lisesinde öğretmenlik yapıyor.

Atölyesinde bir tablo yapıyor.

Ablan şimdi ne yapıyor?

Bir yolculuk için hazırlıklar yapıyor.

Peşin ödersem indirim yapıyor musunuz?

Erkek kardeşlerim sürekli çevresine şakalar yapıyor.

Onlar onu sadece onun büyük heyecanı için yapıyor.

Bu eski araba sürekli arıza yapıyor.

Also check out the following words: boya, yaştır, kibritlerle, oynamasından, kaynaklandı, gördümKırmızı, olandan, uzatır, Üzücü, ağlattı.