Learn how to use sorun in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Sorun ne?
Translate from Turkish to English
Altmış yaşındaki birine değil altı yaşındaki birine sorun.
Translate from Turkish to English
Başka sorun var mı?
Translate from Turkish to English
Cinsel taciz artık şimdi sosyal bir sorun haline geldi.
Translate from Turkish to English
Sorun yok!
Translate from Turkish to English
Bu sorun tartışılmaya değer.
Translate from Turkish to English
Bu sorun çok basit.
Translate from Turkish to English
Sorun için cevap yok.
Translate from Turkish to English
Sınıf tartışması için uygun bir sorun.
Translate from Turkish to English
Sorun değil.
Translate from Turkish to English
Sorun hakkında ne hissediyorsun?
Translate from Turkish to English
Bu sorun hakkında seninle konuşmak istiyorum.
Translate from Turkish to English
Sorun oğlumun okula gitmek istememesidir.
Translate from Turkish to English
Sorun konusunda sessiz kaldı.
Translate from Turkish to English
Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.
Translate from Turkish to English
Sorun daha kötüydü.
Translate from Turkish to English
Hiç sorun değil!
Translate from Turkish to English
Çözülecek çok fazla sorun var.
Translate from Turkish to English
Çözülecek bir sürü sorun var.
Translate from Turkish to English
Tartışmamız gereken başka bir sorun var.
Translate from Turkish to English
Böyle bir sorun ile uğraşmak zordur.
Translate from Turkish to English
Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.
Translate from Turkish to English
Sorun hakkında gerçekten bir şey yapılmalı, ama bu balyozla ceviz kırmaktır.
Translate from Turkish to English
Sadece evet ya da hayır ile cevap verilebilen sorular sorun.
Translate from Turkish to English
O şirketin yeni bilgisayar mimarisi ile ilgili bir sorun vardı. Onlar şimdi bir iptal çılgınlığını gözden geçirecekler.
Translate from Turkish to English
Diskoya girmekte sorun yaşadık.
Translate from Turkish to English
Ben peş peşe sorun yaşıyorum.
Translate from Turkish to English
Sorun bizim okulun prestiji etkiler.
Translate from Turkish to English
Sorun nedir?
Translate from Turkish to English
Pekala, sorun yok.
Translate from Turkish to English
Onun hayatı sorun dolu.
Translate from Turkish to English
Bu sorun, ancak, daha dikkatli değerlendirilmelidir.
Translate from Turkish to English
Böyle önemsiz bir sorun hakkında endişelenmeyin.
Translate from Turkish to English
Tom herhangi bir sorun olduğunu fark etmiş gibi görünmüyordu.
Translate from Turkish to English
Sorun çözülmeden kalır.
Translate from Turkish to English
Arabada sorun yok, sadece sen kötü bir sürücüsün.
Translate from Turkish to English
Onların ne düşündüğünü sormayın. Ne yaptığını sorun.
Translate from Turkish to English
Sorun TV izlerken çalışamamandır.
Translate from Turkish to English
O sorun kabul edildi.
Translate from Turkish to English
Annem kıt kanaat geçinmekte sorun yaşıyor.
Translate from Turkish to English
Sorularınız varsa, uzaktan sorun.
Translate from Turkish to English
Bir çözüm yoksa, öyleyse hiçbir sorun yok.
Translate from Turkish to English
Aynı eski sorun.
Translate from Turkish to English
Sorun onun yeteneği değil, karakteridir.
Translate from Turkish to English
Bana paranın satın alabileceği en iyi çalışanları gönder. Para sorun değil.
Translate from Turkish to English
O, insanlara her zaman bir sürü sorun çıkarıyor.
Translate from Turkish to English
Öyleyse bir sorun var...
Translate from Turkish to English
İşte sorun burada yatmaktadır.
Translate from Turkish to English
Tom oğlunun intiharı ile başa çıkmada sorun yaşıyor.
Translate from Turkish to English
Tom oğlunun intihar etmesi gerçeğiyle başa çıkmada sorun yaşıyor.
Translate from Turkish to English
Tom yeni arabasıyla ilgili küçük bir sorun yaşıyor.
Translate from Turkish to English
Tom sorun hakkında Mary'nin tavsiyesi istedi.
Translate from Turkish to English
Tom sorun hakkında Mary ile tartıştı.
Translate from Turkish to English
Sorun Tom'un Mary ile karşılaşmayı planladığı mı yoksa tesadüfen karşılaştığı mıdır.
Translate from Turkish to English
Mademki Tom ve Mary ayrıldılar, ona çıkma teklif etmek için sorun yok.
Translate from Turkish to English
Bu arabada bir sorun var gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English
Tom bilgisayarı ile sorun yaşadığını söylüyor.
Translate from Turkish to English
İşte yazılışı sorun yaratabilecek birkaç kelime.
Translate from Turkish to English
Malzemelerde hiçbir sorun yoktu.
Translate from Turkish to English
İstek başkanlık kampanyasında sıcak bir siyasi sorun haline geldi.
Translate from Turkish to English
Dün gece polisle sorun yaşadım.
Translate from Turkish to English
Motor henüz bize hiçbir sorun çıkarmadı.
Translate from Turkish to English
Tom'un bu sorun hakkında daha fazla bilgi edinmesi gerekiyor.
Translate from Turkish to English
Kim bu sorun için sorumluluk alıyor?
Translate from Turkish to English
Sorun hakkında onunla konuşup konuşmamam gerektiğini merak ediyorum.
Translate from Turkish to English
Tom sorun hakkında bir şey yapmaya teşebbüs eden tek kişiydi.
Translate from Turkish to English
Tom kapıyı açmada sorun yaşıyor gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English
Yolunuzu kaybederseniz, bir polise sorun.
Translate from Turkish to English
Tom Mary'nin evini bulmada biraz sorun yaşamıştı.
Translate from Turkish to English
Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.
Translate from Turkish to English
Tom herhangi bir sorun istemiyor.
Translate from Turkish to English
Tom'un niyeti Mary'ye sorun yaratmak değildi.
Translate from Turkish to English
Tom bu sorun hakkında bir şey yapmak zorunda.
Translate from Turkish to English
Tom sorun hakkında bir şey yapamadı.
Translate from Turkish to English
Tom bana çok sorun çıkarıyor.
Translate from Turkish to English
Sorun Tom'un çok iyi bir öğretmen olmamasıdır.
Translate from Turkish to English
Sorun Tom'un iyi bir sürücü olmamasıdır.
Translate from Turkish to English
Sorun Tom'un Mary'nin yanında oturmak istememesidir.
Translate from Turkish to English
Sorun Tom'un nasıl Fransızca konuşacağını bilmiyor olmasıdır.
Translate from Turkish to English
O öyle büyük bir sorun değil. Oldukça fazla üzülüyorsun.
Translate from Turkish to English
Sorun ona kimin söyleyeceğidir.
Translate from Turkish to English
Çevirmenlerin karşılaştığı bir sorun kaynak belgenin kötü yazılmasıdır.
Translate from Turkish to English
Şimdi bu sorun hakkında düşünemeyecek kadar çok yorgunum.
Translate from Turkish to English
Bu hiç sorun değil.
Translate from Turkish to English
Tamam, sorun değil.
Translate from Turkish to English
Sorun yeterli paraya sahip olmamamızdır.
Translate from Turkish to English
Sorun senin çok genç olmandır.
Translate from Turkish to English
Sorun onun İngilizcesini izleyip izleyememendir.
Translate from Turkish to English
Sorun planın işe yarayıp yaramayacağıdır.
Translate from Turkish to English
Sorun benim ona söyleyecek bir şeyim olmamasıydı.
Translate from Turkish to English
Sorun, bir sonraki adımın ne olduğu?
Translate from Turkish to English
Sorun o hatayı kimin yaptığıdır.
Translate from Turkish to English
Sorun onu kimin yapacağıdır.
Translate from Turkish to English
Sorun kararı kimin vereceğidir.
Translate from Turkish to English
Sorun onun için oraya kimin gideceğidir.
Translate from Turkish to English
Sorun onun mektubu okuyup okumayacağıdır.
Translate from Turkish to English
Sorun onun parayı nasıl alacağıdır.
Translate from Turkish to English
Sorun onun bizimle aynı fikirde olup olmayacağıdır.
Translate from Turkish to English
Sorun ona güvenilip güvenilmeyeceğidir.
Translate from Turkish to English
Sorun onun beş parasız olmasıdır.
Translate from Turkish to English
Sorun onun onu yapabilip yapamayacağıdır.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: duyduk, gelene, bekleyeceğim, gücünü, kötüye, Roma'dan, anneni, Yumurtaları, sevmediğimi, biliyorsun.