Turkish example sentences with "sorun"

Learn how to use sorun in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Sorun ne?

Altmış yaşındaki birine değil altı yaşındaki birine sorun.

Başka sorun var mı?

Cinsel taciz artık şimdi sosyal bir sorun haline geldi.

Sorun yok!

Bu sorun tartışılmaya değer.

Bu sorun çok basit.

Sorun için cevap yok.

Sınıf tartışması için uygun bir sorun.

Sorun değil.

Sorun hakkında ne hissediyorsun?

Bu sorun hakkında seninle konuşmak istiyorum.

Sorun oğlumun okula gitmek istememesidir.

Sorun konusunda sessiz kaldı.

Motorda sorun yok, fakat arabam hareket etmiyor.

Sorun daha kötüydü.

Hiç sorun değil!

Çözülecek çok fazla sorun var.

Çözülecek bir sürü sorun var.

Tartışmamız gereken başka bir sorun var.

Böyle bir sorun ile uğraşmak zordur.

Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.

Sorun hakkında gerçekten bir şey yapılmalı, ama bu balyozla ceviz kırmaktır.

Sadece evet ya da hayır ile cevap verilebilen sorular sorun.

O şirketin yeni bilgisayar mimarisi ile ilgili bir sorun vardı. Onlar şimdi bir iptal çılgınlığını gözden geçirecekler.

Diskoya girmekte sorun yaşadık.

Ben peş peşe sorun yaşıyorum.

Sorun bizim okulun prestiji etkiler.

Sorun nedir?

Pekala, sorun yok.

Onun hayatı sorun dolu.

Bu sorun, ancak, daha dikkatli değerlendirilmelidir.

Böyle önemsiz bir sorun hakkında endişelenmeyin.

Tom herhangi bir sorun olduğunu fark etmiş gibi görünmüyordu.

Sorun çözülmeden kalır.

Arabada sorun yok, sadece sen kötü bir sürücüsün.

Onların ne düşündüğünü sormayın. Ne yaptığını sorun.

Sorun TV izlerken çalışamamandır.

O sorun kabul edildi.

Annem kıt kanaat geçinmekte sorun yaşıyor.

Sorularınız varsa, uzaktan sorun.

Bir çözüm yoksa, öyleyse hiçbir sorun yok.

Aynı eski sorun.

Sorun onun yeteneği değil, karakteridir.

Bana paranın satın alabileceği en iyi çalışanları gönder. Para sorun değil.

O, insanlara her zaman bir sürü sorun çıkarıyor.

Öyleyse bir sorun var...

İşte sorun burada yatmaktadır.

Tom oğlunun intiharı ile başa çıkmada sorun yaşıyor.

Tom oğlunun intihar etmesi gerçeğiyle başa çıkmada sorun yaşıyor.

Tom yeni arabasıyla ilgili küçük bir sorun yaşıyor.

Tom sorun hakkında Mary'nin tavsiyesi istedi.

Tom sorun hakkında Mary ile tartıştı.

Sorun Tom'un Mary ile karşılaşmayı planladığı mı yoksa tesadüfen karşılaştığı mıdır.

Mademki Tom ve Mary ayrıldılar, ona çıkma teklif etmek için sorun yok.

Bu arabada bir sorun var gibi görünüyor.

Tom bilgisayarı ile sorun yaşadığını söylüyor.

İşte yazılışı sorun yaratabilecek birkaç kelime.

Malzemelerde hiçbir sorun yoktu.

İstek başkanlık kampanyasında sıcak bir siyasi sorun haline geldi.

Dün gece polisle sorun yaşadım.

Motor henüz bize hiçbir sorun çıkarmadı.

Tom'un bu sorun hakkında daha fazla bilgi edinmesi gerekiyor.

Kim bu sorun için sorumluluk alıyor?

Sorun hakkında onunla konuşup konuşmamam gerektiğini merak ediyorum.

Tom sorun hakkında bir şey yapmaya teşebbüs eden tek kişiydi.

Tom kapıyı açmada sorun yaşıyor gibi görünüyor.

Yolunuzu kaybederseniz, bir polise sorun.

Tom Mary'nin evini bulmada biraz sorun yaşamıştı.

Tom ayarları ayarlamada biraz sorun yaşadı.

Tom herhangi bir sorun istemiyor.

Tom'un niyeti Mary'ye sorun yaratmak değildi.

Tom bu sorun hakkında bir şey yapmak zorunda.

Tom sorun hakkında bir şey yapamadı.

Tom bana çok sorun çıkarıyor.

Sorun Tom'un çok iyi bir öğretmen olmamasıdır.

Sorun Tom'un iyi bir sürücü olmamasıdır.

Sorun Tom'un Mary'nin yanında oturmak istememesidir.

Sorun Tom'un nasıl Fransızca konuşacağını bilmiyor olmasıdır.

O öyle büyük bir sorun değil. Oldukça fazla üzülüyorsun.

Sorun ona kimin söyleyeceğidir.

Çevirmenlerin karşılaştığı bir sorun kaynak belgenin kötü yazılmasıdır.

Şimdi bu sorun hakkında düşünemeyecek kadar çok yorgunum.

Bu hiç sorun değil.

Tamam, sorun değil.

Sorun yeterli paraya sahip olmamamızdır.

Sorun senin çok genç olmandır.

Sorun onun İngilizcesini izleyip izleyememendir.

Sorun planın işe yarayıp yaramayacağıdır.

Sorun benim ona söyleyecek bir şeyim olmamasıydı.

Sorun, bir sonraki adımın ne olduğu?

Sorun o hatayı kimin yaptığıdır.

Sorun onu kimin yapacağıdır.

Sorun kararı kimin vereceğidir.

Sorun onun için oraya kimin gideceğidir.

Sorun onun mektubu okuyup okumayacağıdır.

Sorun onun parayı nasıl alacağıdır.

Sorun onun bizimle aynı fikirde olup olmayacağıdır.

Sorun ona güvenilip güvenilmeyeceğidir.

Sorun onun beş parasız olmasıdır.

Sorun onun onu yapabilip yapamayacağıdır.

Also check out the following words: tenisi, oynayabilir, edeceğim, üçünün, büyüğüyüm, ödevime, Tabii, Arkadaşımdan, sözlüğü, beyzbolda.