Turkish example sentences with "sanmıyorum"

Learn how to use sanmıyorum in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Televizyonun, kitapların yerini alacağını sanmıyorum.

Ben bu öğleden sonra bütün bu işi bitireceğimi sanmıyorum.

Ben, güneşli olacağını sanmıyorum.

Bu figürün Marilyn Monroe'yu temsil ettiği varsayılır, ama onun adaletini temsil ettiğini sanmıyorum.

Giants'ların bu yıl şampiyon olacağını sanmıyorum.

Ne yazık ki çok yardımım olacağını sanmıyorum.

Tom'a yardım etmeyi düşündüğünü sanmıyorum.

Tom hakkında bir şey bildiğini sanmıyorum, ne dersin?

Planının işe yarayacağını sanmıyorum.

Birinin haklı diğerinin hatalı olduğunu gerçekten söyleyebileceğimizi sanmıyorum.

Ne söylersen söyle, Tom'un iyi bir adam olduğunu sanmıyorum.

Tom'un uyuşturucu kullandığını sanmıyorum.

Gecenin bu saatinde Tom'un uğramasının olası olduğunu sanmıyorum.

Tom'un özellikle yakışıklı olduğunu sanmıyorum.

Yarın yağmur yağacağını sanmıyorum.

Tom onu söyledi fakat gerçekten onu demek istediğini sanmıyorum.

Öyle olduğunu sanmıyorum.

Ben gitmek istediğimi sanmıyorum.

Onun mutlu olduğunu sanmıyorum.

Onun evet diyeceğini sanmıyorum.

Onun gerçekçi olduğunu sanmıyorum.

Onun onu yapabileceğini sanmıyorum.

Onun haklı olduğunu sanmıyorum.

Onu yapmamız gerektiğini sanmıyorum.

Onun geleceğini sanmıyorum.

Beni görmeye geleceğini hiç sanmıyorum.

Bu öğleden sonra yağmur yağacağını sanmıyorum.

Onun iş için uygun olduğunu sanmıyorum.

Onunla geçinebileceğimi sanmıyorum.

Şehir hayatının bana göre olduğunu sanmıyorum.

Çocukların bira içmesi gerektiğini sanmıyorum.

Daha çok öğrencinin gelmek istediğini sanmıyorum.

Bu gömleğin o kırmızı kravatla uyacağını sanmıyorum.

Onun konu ile ilgisi olduğunu sanmıyorum.

Onun bir yerli konuşur gibi sesletim yapacağını sanmıyorum.

Her gün Çin yemeği yememin bir sakıncası olduğunu sanmıyorum.

O onunla tartışmış olabilir fakat ona vurmuş olabileceğini sanmıyorum.

Ne kadar çabalarsam çabalayayım bir yerli gibi sesletim yapacağımı sanmıyorum.

Birçok insanın aylığından tatmin olduğunu söyleyebileceğini sanmıyorum.

Bir yerli gibi konuşacağımı sanmıyorum ve gerçekten konuşmam gerektiğini sanmıyorum.

Bir yerli gibi konuşacağımı sanmıyorum ve gerçekten konuşmam gerektiğini sanmıyorum.

Sadece at eti yemeği sevdiğine karar verdiğinden dolayı bunun onu kötü bir kişi yapacağını sanmıyorum.

Hayır, öyle olduğunu sanmıyorum.

Onu yapabileceğimi sanmıyorum.

Bir gün onunla karşılaşacağımı sanmıyorum.

Ama babamın yapmamı istediğini sanmıyorum.

Onun çok umurunda olduğunu sanmıyorum.

Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum.

Onun evde olduğunu sanmıyorum.

Yağmur yağacağını sanmıyorum.

Fransızca konuşabileceğini sanmıyorum.

Senin için gerçekten önemli olduğumu sanmıyorum.

Onun akıllıca bir karar olduğunu sanmıyorum.

Onların planının başarılı olacağını sanmıyorum.

Beşe kadar döneceğini sanmıyorum.

İşimi başka birinin yapabileceğini sanmıyorum.

Onu tanımıyorum ve tanımak istediğimi sanmıyorum.

Bu mürekkep lekelerinin çıkacağını sanmıyorum.

Evin umduğumuz kadar büyük olduğunu sanmıyorum.

Tom'un durumun üstesinden gelebileceğini sanmıyorum

Tom'un skandala karıştığını sanmıyorum.

Onu görmenin senin için iyi olacağını sanmıyorum.

Böyle bir şey yapmanın zaman harcamaya değeceğini sanmıyorum.

Onun numara yaptığını sanmıyorum.

Onun doğru olduğunu sanmıyorum.

Yurt dışına ilk yolculuğumuzda birlikte gittiğim bir arkadaş cüzdanını çaldırdı. Bunun iyi bir izlenim bıraktığını sanmıyorum.

Onun davranışı için herhangi bir mazeret olduğunu sanmıyorum. Aynı zamanda, onun söylemek zorunda olduğunu dinlememiz gerekiyor.

Tom ve Mary'nin kardeş olduklarını sanmıyorum.

Onun lazım olacağını sanmıyorum.

Onun olduğunu sanmıyorum.

Hâlâ hatalı olduğumu sanmıyorum.

Tom'un anlayacağını sanmıyorum.

Tom'un aldıracağını sanmıyorum.

Tom'un yalan söyleyeceğini sanmıyorum.

Tom'un iyi karşılanacağını sanmıyorum.

Tom'un kabul edeceğini sanmıyorum.

Tom'un fark edeceğini sanmıyorum.

Tom'un umursayacağını sanmıyorum.

Tom'un yalan söylediğini sanmıyorum.

Tom'un anladığını sanmıyorum.

Tom'un bizi gördüğünü sanmıyorum.

Tom'un onu sevdiğini sanmıyorum.

Tom'un bir şey bildiğini sanmıyorum.

Tom'un Mary'yi tanıdığını ben de sanmıyorum.

Tom'un Mary'yi öldürdüğünü sanmıyorum.

Tom'un birisini öldürdüğünü sanmıyorum.

Tom'un hazır olduğunu sanmıyorum.

Tom'un Mary'nin erkek arkadaşı olduğunu sanmıyorum.

Tom'un dinlediğini sanmıyorum.

Tom'un karıştığını sanmıyorum.

Tom'un masum olduğunu sanmıyorum.

Tom'un aç olduğunu sanmıyorum.

Tom'un evde olduğunu sanmıyorum.

Tom'un öldüğünü sanmıyorum.

Tom'un deli olduğunu sanmıyorum.

Tom'un geldiğini sanmıyorum.

Tom'un döndüğünü sanmıyorum.

Tom'un nefes aldığını sanmıyorum.

Tom'un blöf yaptığını sanmıyorum.

Tom'un müsait olduğunu sanmıyorum.

Tom'un yaptığını söylediğin şeyi yaptığını sanmıyorum.

Also check out the following words: olduğumu, Adalet, pahalıdır, Dağlardaydım, Londra'ya, Göl, derin, Trang, şakadan, Yazıcının.