Turkish example sentences with "süredir"

Learn how to use süredir in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Onlar uzun süredir burada yaşıyor.

Bir aydan kısa bir süredir Çin'de bulunuyorum.

Bir süredir onunla ilgili bir şey görmedim.

Oda uzun süredir boş.

Ne kadar süredir bu kasabadasın?

Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.

Ne kadar süredir Macarca çalışıyorsun?

O, bir süredir yatakta hastadır.

Tom bana ebeveynlerimin ayrılmadan önce ne kadar süredir evli olduklarını sordu.

Ay ortaya çıktığında, uzun süredir beklemiyorduk.

Eski arkadaşlarımdan biri uzun süredir ilk defa beni ziyaret etti.

Ne kadar süredir Japonya'da yaşıyorsunuz?

Ben uzun bir süredir yeni bir iş arıyorum.

Burası tam uzun süredir ziyaret etmek istediğim yer.

Bir süredir bu konu hakkında düşünüyorlardı.

Nasılsın? Uzun süredir seni görmedim!

Tom bir yıldan daha fazla süredir Boston'da yaşamaktadır.

Tom uzun süredir Boston'da yaşamaktadır.

Tom uzun süredir Boston'da olabilirdi.

Ne kadar süredir Japonya'dasınız?

Tom ve Mary'nin uzun bir süredir araları açıktır.

Tom uzun süredir süpermarkete gitmedi.

Tom uzun süredir yalnız yaşıyor.

Tom uzun süredir Mary'yi görmediğini söyledi.

Tom uzun süredir evlenmedi.

Tom uzun süredir burada yaşamıyor.

Tom uzun süredir burada değil.

Tom uzun süredir barmenlik yapmıyor.

Tom uzun süredir yatakta hastadır.

Tom çok uzun bir süredir yurt dışında yaşamaktadır.

Tom ve Mary uzun bir süredir arkadaşlar.

Ben yirmi yılı aşkın bir süredir arkadaşımı görmemiştim.

Uzun süredir burada bulunmadı.

Bob, Mary ile bir yılı aşkın bir süredir nişanlıdır.

Nancy beş yıldan fazla süredir ablam ile iyi ilişkiler içindedir.

Ben uzun bir süredir Bill'i görmedim.

O, on yıldan daha fazla süredir tek başına bir kabinde yaşamaktadır.

O, ne kadar süredir hasta?

Uzun süredir seni görmedim.

Onu ne kadar süredir istiyorsun?

Uzun süredir onu görmedim.

Ne kadar süredir onu tanıyorsun?

O, ne kadar süredir yok?

Jack'i ne kadar süredir tanıyorsunuz?

Ne kadar süredir burada yaşamaktasın?

Onlar ne kadar süredir buradalar.

Ne kadar süredir kar yağıyor?

Ne kadar süredir Judy'yi tanıyorsun?

Onu uzun süredir tanıyorum.

Onu uzun süredir tanımaktayım.

Ne kadar süredir Kobe'desin?

O, uzun süredir bekliyordu.

Ne kadar süredir bu ağrıyı çekiyorsun?

O, Londra'da ne kadar süredir yaşamaktadır?

Uzun süredir hasta olduğundan rengi bembeyaz olmuş.

O, uzun süredir burada bekliyor.

O, uzun süredir onlara yazmadı.

Tom bir yıldan daha fazla süredir Mary'yi görmedi.

O uzun süredir hastadır.

Bir süredir seni görmedim.

Uzun süredir burada yaşamaktayım.

O, uzun süredir onu tanımaktadır.

Altı ay beklemek için uzun bir süredir.

Ne kadar süredir Bayan Smith'i tanımaktasın?

Siz ikiniz ne kadar süredir birliktesiniz?

Onu ne kadar süredir aramaktasın?

Ne kadar süredir tenis oynamaktadırlar?

O, uzun süredir iyi bir yemek yemedi.

Uzun süredir ilk defa geçen hafta onunla karşılaştım.

Yirmi yıldan daha fazla bir süredir onunla tanışıyoruz.

Uzun süredir beklediğini biliyorum fakat sadece biraz daha bekler misin?

Ne kadar süredir buradasın?

Biz uzun süredir arkadaşız.

Ne kadar süredir yurt dışındasınız?

Ne kadar süredir flört ediyorsunuz?

Biz yeterince uzun süredir buradayız.

Ne kadar süredir buradasınız?

Ne kadar süredir Sanda'da yaşamaktasın?

Uzun süredir onu seviyorum.

Uzun süredir birbirimizi tanımıyorduk.

Ne kadar süredir Kushiro'dasın?

Uzun süredir onu tanıyor musun?

Bir süredir burada beklemektedir.

Uzun süredir suskunum.

Tom uzun süredir Mary'yi tanımaktadır.

Tom uzun süredir Mary'yi sevmektedir.

Ne kadar süredir burada çalışmaktasın?

Ne kadar süredir bu sorunun var?

Ne kadar süredir Sasayama'da yaşamaktasın?

Biz uzun bir süredir iyi arkadaşız.

Uzun bir süredir onu bekliyorduk.

Uzun süredir onu görmedi.

Onu on yıldan uzun bir süredir tanıyorum.

Tom uzun süredir Mary'yi görmedi.

Ne kadar süredir beni beklemektesin?

Ne kadar süredir Tokyo'da yaşıyorsun?

Tom uzun süredir hasta.

Sen ve Jane ne kadar süredir evlisiniz?

Ne kadar süredir İngilizce öğreniyorsun?

Ne kadar süredir İngilizce öğrenimi yapmaktasın?

Ne kadar süredir İngilizce öğretiyorsun?

Also check out the following words: gelişmesini, haklarıyla, hürriyetlerine, saygının, kuvvetlenmesini, hedef, almalıdır, milletler, ırk, grupları.