Turkish example sentences with "söylediler"

Learn how to use söylediler in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Onlar hiç kimseyi görmediklerini söylediler.

Genç adamlar tüm zorluklara rağmen bunu yapacaklarını söylediler.

Onlar sahnede sırayla şarkı söylediler.

Onlar dövüşmeyeceklerini söylediler.

"Nasıl gitti?" "Onun akut apandisit olduğunu söylediler."

Onlar sadece protestoyu görmezden gelmediler, aynı zamanda basına yalan söylediler.

Onlar onun grup içinde en iyi yazar olduğunu söylediler.

Onlar Tom'a bir gizlilik anlaşması imzaladığını söylediler.

Dün gece komşular bize sessiz olmamızı yoksa polisleri arayacaklarını söylediler.

Onlar size yalan söylediler.

Onlar koro halinde şarkı söylediler.

Ona kesin kazanacağını söylediler.

Onun utanç verici bir biçimde davrandıklarını söylediler.

Onlar bunun sadece geçici olduğunu söylediler.

Doktorlar bebeğin erken doğum tehlikesinin olduğunu söylediler.

Onun iddiasının yanlış olduğunu söylediler.

Ona onun onların tutsağı olduğunu söylediler.

Onun iç savaşa yol açacağını söylediler.

Depolama maliyetlerinin çok yüksek olduğunu söylediler.

Onun çiçek hastalığının zayıf evresini geçirdiğini söylediler.

Denetimlerin artırılması gerektiğini söylediler.

Bir kurtarma ekibi gelinceye kadar şarkı söylediler.

Kaçakçılardan korkmadıklarını söylediler.

Sadece yalnız kalmak istediklerini söylediler.

Bay Wilson'ın durumunun değişmediğini söylediler.

Herhangi bir şey söylediler mi?

Onlar sana yalan söylediler.

Tom ve Mary herkese boşandıklarını söylediler.

Tom ve Mary herkese boşandıklarını söylediler ama aslında hâlâ evliler.

Tom ve Mary herkese Boston'da yaşamayı planladıklarını söylediler.

Bu akşamki planları hakkında sana bir şey söylediler mi?

Onlar Mary'ye korkunç bir şey olduğunu söylediler.

İnsanlar Maria'ya şirin olduğunu söylediler fakat ayna sen şirinden çok daha fazlasısın, sen güzelsin! dedi.

Bunun işe yaramayacağını söylediler.

Tom'un anne babası ona ateşle oynamanın tehlikeli olduğunu söylediler.

Onlar bana otobüsün arkasında oturmam gerektiğini söylediler.

Onlar bize beklememizi söylediler.

Beklememizi söylediler.

Onun hakkında bir şey söylediler ama gerçekten onları anlayamadım.

Neden onlar Mary'ye her şeyi söylediler?

Ona söylediler.

Mustafa'nın suçlu olduğunu söylediler.

Onun suçlu olduğunu söylediler.

Bana bunu telefonda söylediler.

Hep yalan söylediler.

Mary'nin mutlu olduğunu söylediler.

Böyle mi söylediler?

Tarafsız kalmaya çabaladıklarını söylediler.

Meşgul olduklarını söylediler.

Onlar aç olduklarını söylediler.

Onlar mutlu olduklarını söylediler.

Mary'nin yorgun olduğunu söylediler.

Doktorlar bir destek olmadan onun tekrar yürüyemeyeceğini söylediler.

Onlar bitkin olduklarını söylediler.

Yorgun olduklarını söylediler.

Onlar peş peşe şarkı söylediler.

Neden bunu yapmak zorunda olduğunu söylediler mi?

Gidebileceğimi söylediler.

Bana bunu nasıl yapacağını bildiğini söylediler.

Aids'li insanlara yardım etmek amacıyla para toplamak için şarkıcılar birlikte şarkı söylediler.

Onlar onların yapmasını istediğin şeyi yapamadıklarını söylediler.

Dün Tom'u ziyaret ettiğini söylediler bana.

Hem Tom hem de Mary John'un Alice'e vurduğunu gördüklerini söylediler.

Mary'ye söylediler.

Tom ve Mary yorulduklarını söylediler.

Onlar onları suçladığımız şeyi yapmadıklarını söylediler.

Tom'u hiç görmediklerini söylediler.

Annem ve babam evlat edinildiğimi bana on üç yaşımdayken söylediler.

Onlar ne olduğunu söylediler?

Şişman olduğum için beni kovduklarını söylediler.

Sana bir şey söylediler mi?

Sana kim olduğumu söylediler mi?

Dün serviste her şeyin normal olduğunu söylediler.

Onlar Anderson ve adamlarının kaleyi terk etmesi gerektiğini söylediler.

Onlar düşük ücretlerinden memnun olmadıklarını söylediler.

Bana yalan söylediler.

Dedektifler Tom'un, kız arkadaşını boğarak öldürdüğünü söylediler.

Onlar bana senin gerçek bir uzman olduğunu söylediler!

Onlar senin işten atıldığını söylediler.

Onlar bunun bir kaza olduğunu söylediler.

Onlar Tom hakkında herhangi bir şey söylediler mi?

Tom ve Mary mutlu olduklarını söylediler.

Onlar seni tanıdıklarını söylediler.

Onlar onun çok zengin olduğunu söylediler.

Onlar onun ordusunun saldırmak için yeterince güçlü olmadığını söylediler.

Onlar bunun önemli olduğunu söylediler.

Tom'un anne ve babası ona Mary ile ilgilenmemesini söylediler.

Çocuklar çilekli dondurma sevdiklerini söylediler.

Onlar sana ne söylediler?

Onlar bana mezarlığın berbat durumda olduğunu söylediler.

Tom ve Mary bizim tarafımızda olduklarını söylediler.

Tom ve Mary yalnız bırakılmak istediklerini söylediler.

2011 yılında Yunanların yüzde kırk beşi, İnternet'i hiç kullanmamış olduklarını söylediler.

Annem ve babam bana yalan söylediler.

Onlar aldıkları para konusunda yalan söylediler.

Onlar sana yardım etmek zorunda olduğumu söylediler.

Onlar bu kitapların bir kütüphaneden çalındığını söylediler.

Onlar bunun uluslararası hukukun açık bir ihlali olduğunu söylediler.

Londra ofisini aradım. Tom'un dün Boston'a gittiğini söylediler.

Bana herkese anlattıklarını söylediler.

Birçok kişi bana yakışıklı olduğumu düşündüklerini söylediler.

Also check out the following words: diliyorum, Amerika'daki, şehrin, kütüphanesi, rafa, elleri, buz, soğuktu, Lisa, Lillien.