Yaşlı bir adam otobüste yanıma oturdu.
Translate from Turkish to English

İşitebilmek için önde oturdu.
Translate from Turkish to English

Kanepeye oturdu ve bacak bacak üstüne attı.
Translate from Turkish to English

Hiroko orada tek başına oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom ve arkadaşları sahilde oturdu ve erkek çocuklarının yüzmesini izledi.
Translate from Turkish to English

O, bankta oturdu.
Translate from Turkish to English

Köpek adamın yanına oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom, 30 dakika sessizce oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom, 30 dakika boyunca sessizce oturdu.
Translate from Turkish to English

Gemi karaya oturdu.
Translate from Turkish to English

O yanımda oturdu.
Translate from Turkish to English

Yeni gelen masanın dibinde oturdu.
Translate from Turkish to English

Onlar parkta bir bankta oturdu.
Translate from Turkish to English

Bütün gün sandalyede oturdu, geçmiş olayları düşündü.
Translate from Turkish to English

Yaşlı çift yan yana oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom iki sıra önümde oturdu.
Translate from Turkish to English

Tarihi sahne kapıcısı, Tom Skeleton, eskimiş koltuğunda oturdu, aktörlerin soyunma odalarından taş merdivenlerden yukarı gelirken dinledi.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin yanına oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom otobüste Mary'nin yanına oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom sınıfta Mary'nin yanında oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom konserde Mary'nin yanına oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin karşısına oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom ön sıraya oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom silahını dolduruken kütüğe oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom ağacın altına oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom masasında oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom sabaha kadar oturdu. Şimdi çalışamayacak kadar çok yorgun.
Translate from Turkish to English

Tom yatak odasındaki akvaryumda yüzen tropik balıklara bakarak oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom daha sonra ne yapması gerektiğini merak ederek merdivenlerin alt kısmında oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom sadece boş boş oturdu ve bir iş yapmadı.
Translate from Turkish to English

Tom sürücünün yerine oturdu ve uzaklaştı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin problemlerinin tamamını duymak istemiyordu fakat sessizce oturdu ve dinledi.
Translate from Turkish to English

Rehber salın ön sağında oturdu.
Translate from Turkish to English

Çok taraflı ticaret müzakereleri ithalat kotaları üzerinde şapa oturdu.
Translate from Turkish to English

Meg ve Ken bankta oturdu.
Translate from Turkish to English

John oturdu pencereden dışarı baktı.
Translate from Turkish to English

Ken yanıma oturdu.
Translate from Turkish to English

O, yatağın üzerine oturdu.
Translate from Turkish to English

O, onun yanına oturdu.
Translate from Turkish to English

O bankta oturdu.
Translate from Turkish to English

Onun yanına oturdu.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam oturdu.
Translate from Turkish to English

O, önümde oturdu.
Translate from Turkish to English

Çocuk bir sandalyeye oturdu.
Translate from Turkish to English

Kız yanıma oturdu.
Translate from Turkish to English

O, gece geç saatlere kadar oturdu.
Translate from Turkish to English

O sert bir sandalyeye oturdu.
Translate from Turkish to English

Bir sürücü ön koltukta oturdu.
Translate from Turkish to English

O dün gece geç saatlere kadar oturdu.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam yapayalnız oturdu.
Translate from Turkish to English

O, dereye yakın oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom masada oturdu.
Translate from Turkish to English

Çocuk kızların arasına oturdu.
Translate from Turkish to English

O, pipo içerken orada oturdu.
Translate from Turkish to English

O, tam önümde oturdu.
Translate from Turkish to English

O, bir roman okumak için oturdu.
Translate from Turkish to English

O, kilisede yanımda oturdu.
Translate from Turkish to English

Öğretmen sandalyeye oturdu.
Translate from Turkish to English

O benden uzakta oturdu.
Translate from Turkish to English

Hasta çocuk yatakta dik oturdu.
Translate from Turkish to English

O, otobüste onun yanına oturdu.
Translate from Turkish to English

O, parktaki bankta oturdu.
Translate from Turkish to English

O, masanın başına oturdu.
Translate from Turkish to English

O, banka oturdu.
Translate from Turkish to English

Güzel bir kız yanıma oturdu.
Translate from Turkish to English

O, yanıma oturdu.
Translate from Turkish to English

O, onun yanına oturdu ve sessizce dinledi.
Translate from Turkish to English

Gözleri kapalı olarak onun yanına oturdu.
Translate from Turkish to English

Yaşlı bir adam etrafı torunlarıyla çevrili olarak oturdu.
Translate from Turkish to English

O, başka bir yerde olmayı dileyerek onun yanına oturdu
Translate from Turkish to English

O radyo dinleyerek oturdu.
Translate from Turkish to English

Oturdu ve radyo dinledi.
Translate from Turkish to English

Derenin kenarında oturdu.
Translate from Turkish to English

Pencereden dışarı bakarak oturdu.
Translate from Turkish to English

Çocukları tarafından çevrili vaziyette oturdu.
Translate from Turkish to English

Kolları katlı orada oturdu.
Translate from Turkish to English

Gözleri kapalı orada oturdu.
Translate from Turkish to English

Büyükbaba ateşin yanındaki her zamanki yerine oturdu.
Translate from Turkish to English

Oturdu ve ayak ayak üstüne attı.
Translate from Turkish to English

O ve arkadaşı bankta oturdu.
Translate from Turkish to English

Bacak bacak üstüne atmış şekilde orada oturdu.
Translate from Turkish to English

Çocukları tarafından çevrili şekilde oturdu.
Translate from Turkish to English

Bacak bacak üstüne atarak sessizce oturdu.
Translate from Turkish to English

Gözleri kapalı onun yanında oturdu.
Translate from Turkish to English

Torunları tarafından çevrilmiş şekilde oturdu.
Translate from Turkish to English

Roman okuyarak bütün gece oturdu.
Translate from Turkish to English

Jessie masanın ucunda oturdu.
Translate from Turkish to English

Kolları bağlı şekilde kanepede oturdu.
Translate from Turkish to English

Çocukları tarafından çevrili olarak orada oturdu.
Translate from Turkish to English

Tom masanın başında oturdu.
Translate from Turkish to English

Dışarı çıkmak yerine tüm gün evde oturdu.
Translate from Turkish to English

Yaşlı adam çocukları tarafından çevrilmiş vaziyette oturdu.
Translate from Turkish to English

Gözleri yaşlı sessizce oraya oturdu.
Translate from Turkish to English

Küçük çocuk babasının omuzlarına oturdu.
Translate from Turkish to English

O ana kapı üstünde ata biner gibi oturdu.
Translate from Turkish to English

Gözleri kapalı bir şekilde yere oturdu.
Translate from Turkish to English

Otobüse bindi ve ön tarafta bir koltuğa oturdu.
Translate from Turkish to English

Gözlerinde yaşlarla sessizce orada oturdu.
Translate from Turkish to English

Bir adam içeri geldi ve onun yanındaki tabureye oturdu.
Translate from Turkish to English

Benim yanıma oturdu.
Translate from Turkish to English

O, sandalyede oturdu.
Translate from Turkish to English