Turkish example sentences with "olmadığını"

Learn how to use olmadığını in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Elmanın iyi olmadığını mı sanıyorsun?
Translate from Turkish to English

Bunun doğru olup olmadığını bilmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Tom bunun doğru olup olmadığını merak ediyor.
Translate from Turkish to English

Bir polis, kızlara arabanın onlara ait olup olmadığını sordu.
Translate from Turkish to English

Vaktim olup olmadığını bilmiyorum.
Translate from Turkish to English

Onu ikna etmeye çalışmanın faydası olmadığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Otuzlu yaşlara kadar bir bebek sahibi olma niyetinin olmadığını söylüyor.
Translate from Turkish to English

"Ben polisim. Karakola kadar gelir misiniz?” "N-neden?" “Şehrin ortasında silahla ateş etmenin suç olmadığını mı düşünüyorsun?”
Translate from Turkish to English

Ne söylediğimi sandığını anladığını düşündüğünü biliyorum fakat duyduğunun benim demek istediğimin olmadığını anladığından emin değilim.
Translate from Turkish to English

Ben makinenin faydası olmadığını anladım.
Translate from Turkish to English

Tom'un şu anda Boston'da olmadığını duyuyorum.
Translate from Turkish to English

O, bana orada kimsenin olup olmadığını sordu.
Translate from Turkish to English

Neyin doğru olmadığını asla söylemem.
Translate from Turkish to English

Atasözlerini İngilizceye çevirmede bir amacın olup olmadığını merak ediyorum.
Translate from Turkish to English

Yarın boş olup olmadığını bilmek istiyorum.
Translate from Turkish to English

Onun bir dinleme cihazı olup olmadığını bilmiyorum, fakat bu yazılım doğru olarak çalışmıyor.
Translate from Turkish to English

Sigara içmenin sağlığın için iyi olmadığını aklında tut.
Translate from Turkish to English

O, evliliğinde her şeyin iyi olmadığını ima etti.
Translate from Turkish to English

Ben öyle olmadığını umuyorum.
Translate from Turkish to English

Sigorta bize içinde yaşadığımız dünyanın tamamen güvenli olmadığını hatırlatıyor; biz hastalanabiliriz ya da beklenmedik şeylerle karşılaşabiliriz.
Translate from Turkish to English

Onun hikayesinin gerçek olup olmadığını merak ettim.
Translate from Turkish to English

O, otuzlu yaşlara kadar bir bebek sahibi olma niyetinin olmadığını söylüyor.
Translate from Turkish to English

Zamanım olup olmadığını bilmiyorum.
Translate from Turkish to English

ABD'de futbolun popüler olmadığını niçin düşünüyorsunuz?
Translate from Turkish to English

O onun yorgun olup olmadığını sorduğunda, O "evet" dedi.
Translate from Turkish to English

Önemli olan tek şey senin öğretmeninin senin raporunun yeterince iyi olup olmadığını düşünmesidir.
Translate from Turkish to English

Ben paranın her şey olmadığını biliyorum.
Translate from Turkish to English

Ben, benim çalıntı motosikletimi tekrar görmemin pek olası olmadığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Ben bu hapishaneden kaçmayı başarabilmemizin pek olası olmadığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Ben, ulusal hükümetten herhangi bir yardım almamızın çok olası olmadığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Senin onu tek başına yapabilmenin pek olası olmadığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Böyle bir durumun tekrar olacağının olası olmadığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Filmlerde gördüklerimize benzer uzaylıların şu ana kadar gezegenimizi ziyaret etmiş olmalarının olası olmadığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Herhangi bir mağazanın bu modeli o fiyata satacağının olası olmadığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Sürücü sınavını geçebileceğimin mümkün olmadığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Bitkilerin acı hissetmesinin olası olmadığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Bir sonraki modelin bundan daha iyi olacağının olası olmadığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Windows'un bir sonraki sürümünün bu ayın sonundan önce çıkmasının olası olmadığını düşünüyorum.
Translate from Turkish to English

Sadece bizimle paylaşacak deneyiminiz olup olmadığını merak ediyordum.
Translate from Turkish to English

O ona bir dişçi görmesini tavsiye etti fakat o öyle yapacak yeterli zamanı olmadığını söyledi.
Translate from Turkish to English

Önceki kadar genç olmadığını unutma.
Translate from Turkish to English

Tom'un bugün niçin okulda olmadığını düşünüyorsun?
Translate from Turkish to English

Sana Tom'un bir anadil konuşuru olmadığını düşündüren nedir?
Translate from Turkish to English

Tom bana bir şey duyabildiğini fakat onun ne olduğundan emin olmadığını söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye yeni işinde mutlu olup olmadığını sordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye ertesi gün boş olup olmadığını sordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye Sevgililer Günü'nde boş olup olmadığını sordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye meşgul olup olmadığını sordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye yardıma ihtiyacı olup olmadığını sordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye akşam yemeğinin hazır olup olmadığını sordu.
Translate from Turkish to English

Tom ona Mary olup olmadığını sordu.
Translate from Turkish to English

Tom'un Mary'den ayrıldığına pişman olup olmadığını merak ediyorum.
Translate from Turkish to English

Sadece, Tom'un Mary'ye âşık olup olmadığını merak ediyordum.
Translate from Turkish to English

Mary'nin burada olmadığını Tom'a zaten söyledim.
Translate from Turkish to English

Tom şakayla çok zengin olmadığını söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom o faturayı ödemek için yeterli parası olup olmadığını merak etti.
Translate from Turkish to English

Tom'un odasında olup olmadığını söylemek zordu.
Translate from Turkish to English

Tom suçlu olmadığını savundu.
Translate from Turkish to English

Tom kışı geçirmek için yeterli yakacak odunu olup olmadığını merak etti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin niçin mutlu olmadığını öğrenmek istedi.
Translate from Turkish to English

Tom bana Mary'nin onun tipi olmadığını söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom bana onunla bir sorunu olmadığını söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom bana sabırsızlıkla beklediği bir şeyi olmadığını söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye hikayenin gerçek olmadığını söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye bankada otururken paraya sahip olmanın iyi bir fikir olmadığını söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin giydiğinin resmî bir parti için uygun olmadığını düşünüyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin sürdüğü arabanın güvenli olmadığını düşündü.
Translate from Turkish to English

Tom evde hiç kimse olmadığını düşündü.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin elbisesinin etkinlik için uygun olmadığını düşündü.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin davranışının uygun olmadığını düşündü.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin neler olduğu hakkında bir ipucu olmadığını düşünüyor.
Translate from Turkish to English

Sanki onun ona söylemediği bir şey olup olmadığını merak ederek Tom bir an Mary'ye baktı.
Translate from Turkish to English

Tom sorunla ilgili yapacağı bir şeyi olmadığını söylüyor.
Translate from Turkish to English

Tom niyetinin kabalaşmak olmadığını söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom amacının geç kalmak olmadığını söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom gidecek bir yeri olmadığını söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom yanında hiç para olmadığını fark etti.
Translate from Turkish to English

Tom hikayenin gerçek olmadığını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin samimi olmadığını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin mutlu olmadığını biliyordu.
Translate from Turkish to English

Onun gerçekten hasta olup olmadığını merak ediyorum.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'nin samimi olmadığını hissetti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin aşçılıkta niçin iyi olmadığını anlayamadı.
Translate from Turkish to English

Tom herkesin güvende olup olmadığını merak etmekten kendini alamadı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin iyi olmadığını söyleyebildi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin mutlu olmadığını söyleyebiliyordu.
Translate from Turkish to English

Eğer yeterli parasını olmadığını bilseydi Tom Mary'nin biletini ödeyebilirdi.
Translate from Turkish to English

Tom cinayet anında cinayet mahalline yakın bir yerde olmadığını iddia ediyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'nin yardıma ihtiyacı olup olmadığını anlamak için geldi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi niçin partide olmadığını sormak için aradı.
Translate from Turkish to English

Tom bize herhangi bir sorumuz olup olmadığını sordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye iyi olup olmadığını sordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'ye eve gitmesinin gerekli olup olmadığını sordu.
Translate from Turkish to English

Tom diğer seçenekler olup olmadığını sordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi gören birinin olup olmadığını sordu.
Translate from Turkish to English

Sadece Tom'un bir anahtarı olmadığını söylemesinden dolayı, onun doğru olduğu anlamına gelmez.
Translate from Turkish to English

İstediğimiz her şeyi satın almak için yeterli paramız olmadığını varsaymalısın.
Translate from Turkish to English

E-posta mesajlarının mahrem olmadığını farz ederek hareket etmelisiniz.
Translate from Turkish to English

Onun niçin okulda olmadığını açıklayamam.
Translate from Turkish to English

Onun niçin henüz burada olmadığını anlayamıyorum.
Translate from Turkish to English

Akşam yemeğinin hazır olup olmadığını merak ediyorum.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: özgürlüğünü, garantiledi, kızgındı, Öfkesine, ayrım, yanılsamadan, düzey, pozisyon, umutsuzsun, içimde.