Turkish example sentences with "nasıl"

Learn how to use nasıl in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Bulaşık makinesinin nasıl çalıştığını anlatabilir misin?

Evren nasıl oluştu?

Seni nasıl da özledim!

Örgütümüze nasıl katkıda bulunabilirsiniz?

Röportajın nasıl gitti?

Hava nasıl?

Önemli olan ne okuduğun değil onu nasıl okuduğundur.

Bugün ben birçok İspanyolca sözcük öğrendim ve artık nasıl "yanak", "çene" ve "diz" diyebileceğimi biliyorum.

Latince'nin nasıl okunacağını çok az öğrenci bilir.

Almancada nasıl "hoşça kal" denir?

Almancada nasıl "hoşça kalın" denir?

Almancada nasıl "güle güle" denir?

Hollandaca'da nasıl XXX denir?

O günleri nasıl unutabilirim?

Oraya nasıl gidebilirim?

Nasıl araba süreceğini biliyor musun?

Stadyuma nasıl gidebilirim?

Nasıl bir radyo yapılacağını bilir.

Nasıl şekerleme yapılacağını bilir.

Nasıl araba sürüleceğini biliyorum.

Bana nasıl uçacağımı öğretebilir misin?

Bana nasıl hırsızlık yapılacağını öğretebilir misin?

Bir bilgisayarı nasıl kullanacağını biliyor musun?

Bu kutuyu nasıl açacağını biliyor musun?

Oraya nasıl gideceğimi söyleyebilir misin?

İstasyona nasıl gideceğimi söyleyebilir misin?

Onu nasıl biliyorsun?

Hata nasıl gözlendi?

Deneysel kurulum neye benziyordu? Ne neye ve nasıl bağlıydı?

O nasıl İngilizce mektup yazacağını bilmiyor.

Bu benim problemi nasıl çözdüğümdür.

Selam. Nasıl gidiyor?

Nasıl çalışmadan borçlarımı ödeyebilirim ki!

Almanca "güle güle" nasıl denir?

Ah! Bana nasıl olduğunu göster!

Nasıl yüzeceğimi bilmiyorum.

Nasıl araba süreceğimi biliyorum.

Erkek kardeşin nasıl araba süreceğini biliyor mu?

Bestenin bu bölümünün biraz gerçek beceriye ihtiyacı var.Bunun piyanoda nasıl çalınacağını öğrenmek uzun zamanımı aldı.

Kardeşin nasıl araba sürüleceğini biliyor mu?

Bu işi nasıl bırakabilirim?

Bu kararı nasıl verdiğini daha sonra açıkladı.

Planı nasıl tasarladı?

Kazanın nasıl olduğunu hiç kimse anlayamıyor.

O kendini nasıl savunacağını biliyor.

Öğretmenimiz ayrıca düğününün diğer insanlarınki ile aynı olmayacağını söyledi;biz nasıl farklı olacağını sorduk fakat o söylemedi.

Sen benimle nasıl böyle konuşabilirsin?

Anne, onu nasıl yapacağını hâlâ hatırlıyor musun?

Nasıl koştuklarını gör!

Lenny'nin nasıl çiğnemeden veya boğulmadan tam bir sosisli sandvici yutabildiğine bak? Bu nedenle üst idare onu bu kadar fazla sever.

Almanca'da nasıl "Teşekkürler" dendiğini hatırlayamıyorum.

Telefonun nasıl kullanılacağını bana anlatabilir misin?

Onun nasıl biri olduğunu hatırlıyor musun?

O nasıl golf oynanacağını bilmiyor.

Soyadın nasıl yazılıyor?

Nasıl bilet alacağımı bilmiyorum.

Annem bana nasıl "osechi" yapılacağını öğretti.

Nasıl çalıştıklarını görmek için aygıtları parçalara ayırmayı seviyorum.

Ah nasıl güldük!

O, İngilizce bir mektubu nasıl yazacağını bilmiyor.

Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır.

Bazen çok sayıda sorun ve stres, işi bırakmanıza yol açabilir. Çabucak onunla nasıl başa çıkacağınızı öğrenmeniz gerekir.

Kız arkadaşının orgazm takliti yapmadığından nasıl emin olabilirsin?

Sadece çay nasıl alınır?

Nasıl oluyor da her zaman çok enerjiksin?

Yeni Zelanda nasıl bir yerdir? Avustralya kadar seyrek nüfuslu mudur?

Bugün size nasıl yardımcı olabilirim, efendim?

Kahvenizi nasıl alırsınız?

Kahvenizi nasıl istersiniz?

Bu sitedeki hesabımı nasıl devre dışı bırakabilirim.

Yağmurlu veya güneşli fark etmez, hava nasıl olursa olsun açılış töreni saat dokuzda başlayacak.

Sesi nasıl ayarlayacağımı bana söyleyebilir misiniz?

Nasıl çevireceğini bilmediğin cümleler ekleyebilirsin. Belki başka biri çevirir!

Linda'nın konserini nasıl buldun?

Ama bu cümleleri nerede buluruz? Ve onları nasıl çeviririz?

" Çamaşır makineni nasıl buluyorsun?" " O kadar kötü değil."

Sen bir ampulu nasıl takacağını bilmiyor musun?

Bir sözlüğü nasıl kullanacağınızı biliyor musunuz?

Nasıl oluyor da Japon tarihi hakkında o kadar çok şey biliyorsun?

Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.

Kimse eşyanın nasıl yapıldığını açıklayamadı.

Makinenin nasıl çalıştığını bana öğretti.

Kazanın nasıl olduğunu ona soracağım.

Kimse kazanın nasıl olduğunu kesin olarak bilmiyordu.

Ev ödevimi yapmaya çalıştım, fakat nasıl yapacağımı gerçekten bilmiyordum, bu yüzden vazgeçtim.

Ben sadece mideye yumruk atılmasının nasıl hissedileceğini merak ediyordum.

Bifteğini nasıl istersin?

Bifteğinizi nasıl pişmiş istersiniz.

Üniversiteye ilk girdiğimde beni en çok şaşırtan şey sınıf arkadaşlarımdan çok azının verimli çalışmayı nasıl bildikleriydi.

On beş yaşındayken nasıl biriydin?

Ülkenin kaynakları var ama bunları nasıl kullanacağını bilmiyor.

Tatilinizi nasıl geçirdiniz?

Satrancı nasıl oynayacağını biliyor musun?

Böyle büyük bir miktarda parayı nasıl kazandın?

Onun hesabını nasıl verirsin?

Kazanın hesabını nasıl verirsin?

O, nasıl beyzbol oynayacağını biliyor.

Kişisel bir bilgisayarı nasıl kullanacağınızı biliyor musunuz?

Adınızı nasıl heceleyeceğimi lütfen bana söyleyin.

Nasıl oldu da böyle bir hatayı yaptın?

Nasıl bu kadar sakin olabilirsin?

Also check out the following words: istiyorSen, ünlüsün, anki, gördüğümden, Shelly, büyümüş, tarımla, uğraşıyordu, bisikletçiliğe, çeşit.