Tom, Mary'yi istasyona götürdü.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi yarın ziyaret edecek.
Translate from Turkish to English

Tom, bugün Mary'yi görecek.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi sevmeyi ya da birinin aşkını kabul etmeyi bilmemekle suçladı.
Translate from Turkish to English

Ben sınıfa girdiğimde Tom Mary'yi öpüyordu.
Translate from Turkish to English

Tom sadece Mary'yi kızdırmaya çalışıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi yeniden görmek için sabırsızlanıyordu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi yeniden gördüğü için mutluydu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi öpmeye kararlıydı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi öldürmeye kararlıydı.
Translate from Turkish to English

Neyse ki Tom, Mary'yi görmedi.
Translate from Turkish to English

Bu çılgınca bir fikir gibi görünebilir ama sanırım hemen şu anda Tom'u ve Mary'yi ziyarete gitmeliyiz.
Translate from Turkish to English

Tom'un Mary'yi gerçekten sevdiğinden oldukça eminim.
Translate from Turkish to English

Tom onun Mary'yi çok kızdırmak için ne yaptığını bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi çok iyi bilmiyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi John'la konuşmaktan vazgeçirmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi John'un partisine gitmesi için ikna etmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi John'a yardım ettirmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Tom hem Mary'yi hem de John'u tanır.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi John'a tanıttı.
Translate from Turkish to English

Tom hem Mary'yi hem de John'u sevmiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom, John'a vurduğu için Mary'yi suçlamadı.
Translate from Turkish to English

Tom, John'un masum olduğu konusunda Mary'yi ikna etti.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi John'un evinin önünde bıraktı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi küplere bindirdi.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi deli etti.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi çok sinirlendirdi.
Translate from Turkish to English

Tom, John'un ondan ödünç para almaya çalışacağı konusunda Mary'yi uyardı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi öldürmek istedi fakat John onu durdurdu.
Translate from Turkish to English

Tom daha önce Mary'yi John'la birlikte birden fazla ortamda görmüştü ve sonunda onların birbirlerini gördüklerini anladı.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary'yi John'la oynatmaya çalıştım.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi terk ettikten sonra John'la görüşmeye başladı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi John'a tanıştırdığından pişmanlık duyuyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi seviyordu, ki o onu hiç sevmiyordu.
Translate from Turkish to English

Tom Boston'da Mary'yi ziyaret etti.
Translate from Turkish to English

Tom bugünlerde Boston'da Mary'yi ziyaret etmeyi planlıyor.
Translate from Turkish to English

Tom Boston'u ziyaret ettiğinde Mary'yi görmüş olmalı.
Translate from Turkish to English

Tom geçen hafta Boston'da Mary'yi ziyaret etmiş olabilir. Emin değilim.
Translate from Turkish to English

Tom Boston'da iken Mary'yi ziyaret etmek için zaman ayırmış olabilir.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi Fransızca anlamakta zorlanmadığını söylüyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi Fransızca konuşmayı öğrenmesi için teşvik etti.
Translate from Turkish to English

Tom 2.30'da Mary'yi alacağını söylüyor.
Translate from Turkish to English

Tom'un 2.30'da Mary'yi karşılaması bekleniyor.
Translate from Turkish to English

Yaklaşık 2.30'da Tom Mary'yi aradı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi hastanede görmek için bu öğleden sonra gitmeli.
Translate from Turkish to English

Tom bir sonraki hafta sonu kesinlikle Mary'yi ziyarete gitmeli.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi hafife almamak için daha dikkatli olmalıdır.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi bir zıpkınla vurdu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi bir av tüfeği ile vurdu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi bir yaylı tüfek ile vurdu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi üç kez vurdu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi eve gönderdi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi yanlış anlamış görünüyor.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi geç kalacağını söylemek için aramadığından dolayı azarladı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi zamanında gelmediği için azarladı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi bu hafta başlarında gördü.
Translate from Turkish to English

Tom partide Mary'yi gördü.
Translate from Turkish to English

Tom tekrar Mary'yi gördü.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi mutlu yapmak istediğini söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi sevdiğini söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi birkaç ay önce gördüğünü söyledi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi kurtarmak için hayatını riske attı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi çok iyi duyabiliyor.
Translate from Turkish to English

Tom her gece Mary'yi arar.
Translate from Turkish to English

Tom her gece Mary'yi arar ve onunla en az 45 dakika konuşur.
Translate from Turkish to English

Tom sempatisini ifade etmek için Mary'yi aradı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi aradı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi aradı, fakat hat meşguldü.
Translate from Turkish to English

Tom dün Mary'yi aradı.
Translate from Turkish to English

Tom havaalanından Mary'yi aradı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi arayıp programını sordu.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi telefona çağırdı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi ona geç kalacağını söylemek için aradı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi ona özür dilemek için aradı fakat o onun yüzüne kapadı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi düşünebildiği her kötü şöhretle seslendi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi jig dansı yaparken gördüğünde kahkahalara boğuldu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi çıplak görünce kızardı.
Translate from Turkish to English

Tom başarısızlık için Mary'yi suçladı.
Translate from Turkish to English

Tom projenin başarısızlığı için Mary'yi suçladı.
Translate from Turkish to English

Tom oğullarını öldüren kaza için Mary'yi suçladı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi memnun etmek için geriye doğru eğilir.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi dövdü.
Translate from Turkish to English

Tom damada Mary'yi yendi.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi kefaletle hapishaneden çıkardı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi onunla birlikte kiliseye gitmek için ikna etmeye çalıştı.
Translate from Turkish to English

Tom işi yapması için Mary'yi görevlendirdi.
Translate from Turkish to English

Tom havaalanında Mary'yi almamı rica etti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi onun asistanı olarak çalışması için atadı.
Translate from Turkish to English

Tom her zaman Mary'yi ziyaret etmek istedi, ama onun hiç şansı olmadı.
Translate from Turkish to English

Mary'yi gördüğünde, Tom her zaman mutlu hissediyor.
Translate from Turkish to English

Tom'un dışında herkes Mary'yi bir hırsız olmakla suçladı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi öldürdüğünü kabul etti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi öldürdüğünü itiraf etti.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi tanımıyormuş gibi davrandı.
Translate from Turkish to English

Tom sanki Mary'yi tanımıyormuş gibi davrandı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi biraz para çalmakla suçladı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi parasını çalmakla suçladı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi dürüst olmamakla suçladı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi açık açık yalan söylemekle suçladı.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi sünger gibi içmekle suçladı.
Translate from Turkish to English

Tom, Mary'yi hırsız olmakla suçladı.
Translate from Turkish to English