Learn how to use kalbi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.
Translate in Safari and other macOS apps in one click.
Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.
Get for freeInstall it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.
Get for free
Bir insanın kalbi, yaklaşık olarak yumruğuyla aynı boyuttadır.
Translate from Turkish to English
İnsan nereye gider? Kalbi onu nereye çağırır.
Translate from Turkish to English
Yaşlı adam kalbi için güçlü ilaçlar alıyor.
Translate from Turkish to English
Bir insanın kalbi yaklaşık yumruğu kadar büyüktür.
Translate from Turkish to English
Onun nazik bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Heyecandan kalbi titriyordu.
Translate from Turkish to English
Tom'un kalbi birdenbire daha hızlı atmaya başladı.
Translate from Turkish to English
Sekiz ay geçtikten ve onun kırık kalbi iyileştikten sonra, George sonunda tekrar kızlarla flört etmeye başladı.
Translate from Turkish to English
Onun kötü bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Onun kalbi kırıktı.
Translate from Turkish to English
Onun sıcak bir kalbi vardır.
Translate from Turkish to English
O, onu bütün kalbi ile sevdi.
Translate from Turkish to English
Onun iyi bir kalbi vardır.
Translate from Turkish to English
Onun kalbi kırıktır.
Translate from Turkish to English
Ann'in müşfik bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Onun nazik bir kalbi vardı.
Translate from Turkish to English
Onun kalbi sevinçle doluydu.
Translate from Turkish to English
Müşfik bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Zavallı bir çocuk için kalbi sızladı.
Translate from Turkish to English
Onun saf bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Pasın demiri bozması gibi, keder de kalbi bozar.
Translate from Turkish to English
Onun taştan bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Kalbi sevinçten zıpladı.
Translate from Turkish to English
Tom'un kalbi kırık.
Translate from Turkish to English
Kalbi kırık olmanın ne demek olduğunu biliyorum.
Translate from Turkish to English
Tom'un zayıf bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Odaya girerken kalbi çırpındı.
Translate from Turkish to English
Tom'un altından bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Tom'un kalbi üzüntüyle doluydu.
Translate from Turkish to English
Tom'un kötü bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Bu kırık kalbi daha fazla taşıyamıyorum.
Translate from Turkish to English
Haberlerde kalbi hızlıca çarptı.
Translate from Turkish to English
Babamın altın bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Trajedinin kalbi, bir kısa hikaye olarak, bir çatışmadır.
Translate from Turkish to English
Kalbi kırmaya tek bir söz yeter; ama kırılan kalbi tamir etmeye ne bir özür, ne de bir ömür yeter.
Translate from Turkish to English
Kalbi kırmaya tek bir söz yeter; ama kırılan kalbi tamir etmeye ne bir özür, ne de bir ömür yeter.
Translate from Turkish to English
Mary onu terk ediyor olduğunu söylediği zaman Tom'un kalbi kırılmıştı.
Translate from Turkish to English
Kırılmış bir kalbi nasıl tamir edebilirsin?
Translate from Turkish to English
Sigara içmek kalbi için kötü olabilir.
Translate from Turkish to English
Tom'un yardımsever bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Hem Louis hem de Paul Mary'nin kalbi için yarıştı.
Translate from Turkish to English
Onun altından bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Tom büyük bir kalbi olan güzel bir adam.
Translate from Turkish to English
Tom'un kalbi kırıktı.
Translate from Turkish to English
Tom'un kalbi durdu ama doktorlar onu hayata döndürmeyi başardı.
Translate from Turkish to English
Onun iyi bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Onun kalbi altın kadar iyidir.
Translate from Turkish to English
Onun altın gibi kalbi var.
Translate from Turkish to English
Oğlunun sefil durumunu görünce kalbi sızladı.
Translate from Turkish to English
Onun kalbi mutluluk dolu.
Translate from Turkish to English
Kırık kalbi tedavi edemem.
Translate from Turkish to English
Tom'un büyük bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Onun kalbi yavaş atıyordu.
Translate from Turkish to English
Onun kalbi kırık.
Translate from Turkish to English
Onun kalbi hasta.
Translate from Turkish to English
Genç kadın ölümcül bir hastalıkla cebelleşiyordu, kalbi umut doluydu.
Translate from Turkish to English
Onun kalbi geniş.
Translate from Turkish to English
Kızın yumuşak bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Tom'un iyi bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Onun kalbi acıyla doludur.
Translate from Turkish to English
Sen kalbi yönetemezsin.
Translate from Turkish to English
Onun büyük bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Tom'un taştan bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Sen kırık bir kalbi onaramazsın.
Translate from Turkish to English
Ben onun zayıf bir kalbi olduğunu bilmiyordum.
Translate from Turkish to English
Kalbi normal atıyor.
Translate from Turkish to English
O, kalbi umutla dolu olan bir adam.
Translate from Turkish to English
Tom kalbi kırık olacak.
Translate from Turkish to English
Tom'un annesi kalbi kırıktı.
Translate from Turkish to English
Onun kalbi heyecanla çarpıyor.
Translate from Turkish to English
Büyükannemin zayıf bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Onun kalbi hızlı atıyor.
Translate from Turkish to English
Bir annenin kalbi her zaman affeder.
Translate from Turkish to English
Kalbi çılgınca çarpıyordu.
Translate from Turkish to English
O iyi adamın ne asil bir kalbi var!
Translate from Turkish to English
Mary'nin saf bir kalbi vardır.
Translate from Turkish to English
Dan'in kalbi durdu ama doktorlar onu canlandırmayı başardılar.
Translate from Turkish to English
O, gülümsemesinin arkasında aşağılık bir kalbi gizler.
Translate from Turkish to English
İki adam genç kızın kalbi için yarıştı.
Translate from Turkish to English
İki adam Lady Mary'nin kalbi için yarıştı.
Translate from Turkish to English
Onu gördüğün andan itibaren, onun kalbi durdu.
Translate from Turkish to English
Onun kalbi onu şüpheye düşürdü.
Translate from Turkish to English
İnsan kalbi, bir pompayla kıyaslanabilir.
Translate from Turkish to English
Tom'un kalbi her gün güçleniyor
Translate from Turkish to English
Tom'un sıcak bir kalbi vardır.
Translate from Turkish to English
Ayrılık kalbi sevgiyle doldurur.
Translate from Turkish to English
Kızın tatlı bir kalbi var.
Translate from Turkish to English
Onun hiç kalbi yok.
Translate from Turkish to English
Dan kalbi kırıktı.
Translate from Turkish to English
Eğer annen sadece bilseydi, onun kalbi kesinlikle ikiye ayrılırdı.
Translate from Turkish to English
Tom'un kalbi durmuştu ama doktorlar onu hayata döndürmeyi başardılar.
Translate from Turkish to English
Tom'un kalbi doğru yerde.
Translate from Turkish to English
Avusturya-Macaristan imparatorluğunun kalbi Viyana idi.
Translate from Turkish to English
Mary çok güzeldi fakat onun kalbi gece kadar karanlıktı.
Translate from Turkish to English
Onun kalbi üzüntüyle dolu.
Translate from Turkish to English
Kalbi son kez attı.
Translate from Turkish to English
Ben kalbi kırıktım.
Translate from Turkish to English
İnsanın kalbi yozlaşmış.
Translate from Turkish to English
Tom'un kalbi durdu.
Translate from Turkish to English
Ahtapotların üç tane kalbi vardır.
Translate from Turkish to English
Tom'un kalbi hızlı atıyordu.
Translate from Turkish to English
Also check out the following words: uzaktayken, fareler, oynayacak, Demiryolu, istasyonu, nerede, Tanıştığımıza, memnun, oldum, Yakında.