Turkish example sentences with "kalabalık"

Learn how to use kalabalık in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Salonda büyük bir kalabalık vardı.

Kalabalık meydanda korkunç bir şey oldu.

Öfkeli kalabalık, arabaları devirdi ve mağazaların önündeki camları kırdı.

Öfkeli kalabalık binaya saldırdı.

Kalabalık ile birlikte gidin.

Bu kalabalık bana Tokyo caddelerini hatırlatıyor.

Bir kalabalık onu görmek için bekledi.

Ben kalabalık nedeniyle yol açamadım.

O kalabalık tarafından kuşatılmıştı.

Lee'nin karargahında askerlerden oluşan bir kalabalık bekledi.

Bugün kalabalık.

Bugün yine kalabalık.

Büyük bir kalabalık başkanın konuşmasını bekledi.

Parkta büyük bir kalabalık vardı.

Otobüs kalabalık oldu.

Etrafta bir kalabalık toplandı.

Kalabalık konseri sevdi.

Burası her zaman çok kalabalık mı?

Dışarıda oynamak için çok kalabalık.

Her yer kalabalık görünüyor.

Öfkeli bir kalabalık ona bağırdı.

Büyük bir kalabalık caddede durdu.

Kalabalık kapıya doğru bastırdı.

Bir kalabalık olay yerinde toplandı.

O, bir gol attığında, kalabalık bağırdı.

Kalabalık otobüste bir yabancı benimle konuştu.

Keşke metro her sabah çok kalabalık olmasa.

Heyecanlı kalabalık stadyumu boşalttı.

Yangını görmek için bir kalabalık toplandı.

Onun etrafında bir kalabalık toplandı.

Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu.

Kalabalık kontrolden çıktı ve parmaklıkları kırıp geçti.

500 kişilik bir kalabalık tiyatroyu doldurdu.

Caddede bir kalabalık var.

Kalabalık tekrar için bağırdı.

O göründüğünde kalabalık tezahürat yaptı.

Otobüs bu sabah çok kalabalık.

Otobüsün önü kalabalık değildi.

Hafta boyunca daha az kalabalık görünüyor.

Kalabalık gittikçe büyüyor.

Tren bu akşam çok kalabalık.

Bugün burasının niçin çok kalabalık olduğunu merak ediyorum.

Bugün kasabalar çok kalabalık.

Kalabalık birkaç dakika alkışladı.

Kalabalık trenlerde yankesicilere dikkat et.

Kısa sürede itfaiye arabasının etrafında bir kalabalık toplandı.

Kırsal yolları şehir yolları kadar kalabalık değil.

Yangın mahallinde büyük bir kalabalık toplandı.

Sözcünün etrafında büyük bir kalabalık toplandı.

Kalabalık caddede sıradan bir toplantı yaptık.

Türkiye'nin en kalabalık şehri İstanbuldur.

Kalabalık sakinleşti.

Avrupa'da hiçbir şehir Tokyo kadar kalabalık değildir.

Hâlâ kalabalık.

Tom oranın kalabalık olduğunu söylüyor.

Konserde umduğumuzdan daha büyük bir kalabalık vardı.

Kalabalık inledi.

Kalabalık güldü.

Kalabalık alkışladı.

Kalabalık tezahürat yaptı.

Bir sonraki tren bundan daha az kalabalık olacak.

Bir kalabalık bu caddeye toplandı.

Hastane kalabalık.

Hastane kalabalık değil.

Kalabalık salonu doldurdu.

Kalabalık istasyondan boşaldı.

Kalabalık, başkanı uğurlamak için havaalanında toplandı.

Kalabalık kazananı alkışladı.

Kalabalık Luciano tarafında olabilir ama şampiyon kazanma becerisine sahip ve önemli olan budur.

Tren çok kalabalık olduğu için Uone'ya kadar bütün yol boyunca ayakta durmak zorunda kaldım.

Kalabalık otobüste birinin adımı seslendiğini duydum.

Oslo Norveçte en kalabalık şehirdir.

Tom bağıran fanatik kızlardan oluşan bir kalabalık tarafından çevrilmişti.

Tom kalabalık tarafından katranla kaplandı ve tüyle kaplandı.

Partide büyük bir kalabalık vardı.

Kalabalık, konuşmacının etrafında toplandı.

Burası bir hayli kalabalık. Haydi başka bir yere gidelim.

Kalabalık güvenli bir uzaklıktan izliyordu.

Bar kalabalık.

Tom kalabalık asansöre bindi.

Bugün her yer kalabalık olacak.

Burada biraz kalabalık.

Kalabalık postanenin önünde toplandı.

Yarış, bir milyona yakın bir kalabalık tarafından izlendi.

Kalabalık çıldırdı.

Tren kalabalık olduğu için, Kyoto'ya giden bütün yol boyunca ayakta durdum.

Kalabalık dağılıncaya kadar bekle.

Kalabalık azalana kadar bekleyelim.

Kalabalık trenlerde seyahat etmektense erken çıkmayı tercih ederim.

Burası biraz kalabalık oluyor.

Kalabalık olup olmadığı önemli değil.

Her yerde kalabalık olacak.

Londra Delhi'den daha az kalabalık.

Öfkeli kalabalık polis minibüsünün etrafını sarıp içindeki pedofili zanlısına hakaretler yağdırdı.

Güneşli günlerde, sahil çok kalabalık olur.

Kalabalık bir trende dayanırken netbook kullanabilir miyim?

Kalabalık sessizdi.

İstanbul Türkiye'nin en kalabalık kentidir.

Tom ve Mary kalabalık plajlardan hoşlanırlar.

Ofis binamızın dışında toplanan büyük bir kalabalık var gibi görünüyor.

Kalabalık bir insan grubu toplandı.

Also check out the following words: Android, robot, türüdür, Madonna, şarkı, söyleyebilir, hakkında, bilmeniz, süper, kahraman.