Turkish example sentences with "iyi"

Learn how to use iyi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Şarkıları gençler arasında iyi biliniyor.

John, Fransızcayı iyi konuşamıyor.

Kendimi nedense geceleri daha iyi hissediyorum.

Babana en iyi dileklerimle.

Çok daha iyi hissediyorum.

Doktor olarak iyi değil.

Çocukların çoğunluğu değişimi çok iyi duyamazlar.

O iyi bir yüzücüdür.

Benim çok iyi bir sözlüğüm yok.

Kentteki en iyi otel hangisi?

Onun iyi bir piyanist olduğunu söylemeye gerek yok

Hâlâ Çinceyi iyi yazamıyorum.

Bu makas iyi kesmiyor.

Üzgünüm, ama seni iyi duyamıyorum.

Dorenda gerçekten iyi bir kız. Kurabiyelerini benimle paylaşıyor.

Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.

Şimdi iyi, ne çok ağır ne de çok hafif.

Bana göre Almanca dünyadaki en iyi dildir.

Elmanın iyi olmadığını mı sanıyorsun?

O çok iyi yemek yapar.

Bu iyi bir gazete, değil mi?

O çok iyi oynuyor.

Bakır elektriği iyi iletir.

Onu çok iyi biliyorum.

O iyi piyano çalar.

O iyi yemek yapar.

Google Translate, Ubuntu Çevirileri için yeterince iyi değildir. Ayrıca bu, Ubuntu ilkesine de aykırıdır.

Bill ile iyi arkadaşız.

Bill'le iyi arkadaşız.

Kırmızı şarap, et ile iyi gider.

Mutlu olmaya karar verdim çünkü sağlığım için iyi.

Twitter saçmalık için iyi bir örnektir.

Twitter yeterince iyi değil.

Twitter'ın sloganı "Dünyanızda nelerin yeni olduğunu keşfetmenin en iyi yolu."'dur.

Onlar iyi bir çifttir.

Sanırım dinlensen iyi olur; hasta görünüyorsun.

Çünkü biz sizi seviyoruz, daha iyi bir kullanıcı deneyimi getirmek için Tatoeba'yı güncelleştiriyoruz. Gördünüz mü? Biz sizi seviyoruz ha?

Yönetici ve moderatörler en iyi dil aracı Tatoeba Project için çalışıyorlar.

Ama kahve iyi değil.

Japonca'yı iyi konuşurum.

Litvanca, iyi bir dildir.

O iyi bir kişidir.

Onun bisikleti benimkinden daha iyi.

Annem İngilizceyi pek iyi konuşmaz.

İki kameradan hangisinin daha iyi olduğunu bana söyle.

Akira tenisi iyi oynayabilir.

İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.

O çok iyi bir öğretmendir.

Bugün kendimi daha iyi hissediyorum.

Onun Mahjong'da iyi olduğunu duyuyorum.

Gitarı ne kadar iyi çalabiliyorsun?

Koşmak iyi egzersizdir.

Senin çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.

Tony çok iyi tenis oynayabilir.

Patates cipsi senin için iyi değildir.

Bay Brown Japonca'yı çok iyi konuşur.

O iyi bir marangozdur.

Babam, senin anneni çok iyi tanır.

Bu ayakkabılar, bu beyaz etekle iyi gider.

Elektrikli ısıtıcımız iyi çalışmıyor.

Benim en iyi dostum bir kitaptır.

Buranın yakınında iyi bir Tayland restoranı var.

Testte iyi şanslar!

Onun kız kardeşi ile ben iyi arkadaş olacağız.

Bu çok iyi.

Onlar onu şehrin en iyi doktoru olarak kabul ettiler.

Yürümek iyi egzersizdir.

Senin planın benimkinden daha iyi görünüyor.

Aklıma iyi bir fikir geldi.

Mireille Mathieu, Fransa'nın en iyi şarkıcılarından biridir.

Part-time bir işin iyi bir tecrübe olduğunu düşünüyorum.

Uyuşturucuların yasallaştırılması için iyi bir kanun yapılabilir.

Bu kitabı okumak iyi fikir.

Bu kitap bize iyi bir ekonomi fikri veriyor.

Karam, bütün okuldaki en iyi öğrencidir.

Karanlık bir odada okumak iyi değildir.

Dün akşam iyi bir vakit geçirdim.

Bu şapka üzerinde iyi durdu.

Her öğretmen, Ann'in iyi bir atlet olduğunu bilir.

O, hayatımdaki en iyi gündü.

Onun iyi İngilizce konuşabildiğini herkes biliyordu.

Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi.

Babam çok iyi araba sürer.

Jane'nin iyi İngilizce konuşan Japon bir arkadaşı var.

Mısır ekmeği, muffin pankek ile iyi gider.

O iyi bir insan değil.

Ben iyi değilim.

İhracat işi iyi yapılmıyor.

Görevi yapabildiğiniz kadar iyi yerine getirin.

Palto iyi uyuyor mu?

Bügün daha iyi hissediyor musun?

Havanın o kadar iyi olması tesadüftür.

Bu kitap şairin en iyi çalışmalarından biridir.

Acemi bir muhabir olarak görevini iyi yapıyorsun.

Maskeler polenlerden bile daha küçük sarı kum tozunu ne kadar iyi engelleyebilir ki?Sanırım o polenden oldukça daha fazla baş belasıdır.

Kiraz çiçeklerinin en iyi zamanı.

Dünyada bize iyi ders vermesinden başka hiçbir şey yok.

Sanırım diyet yapsan iyi olur.

Sana çakmak için iyi bir düşüncem var,zira çok kaba davrandın.

Şu odadaki masa çok iyi.

Ekmeğin üzerine tereyağı çok iyi.

Also check out the following words: engelliyordu, donduğunda, sertleştiğinde, Kalsiyum, taşıyan, mineraldir, yarışacağım, homurdanmasından, dönmem, bulmamı.