Turkish example sentences with "hafta"

Learn how to use hafta in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

O her hafta annesine yazmaktan geri kalmaz.

Yağmur bir hafta sürdü.

Son hafta 5 öğrenci sınıfta yoktu.

Hafta içleri beyaz gömlek giyerim.

O iki hafta New York'ta olacak.

O, üç hafta New York'ta kaldı.

Cumartesi ve pazar günleri, Arap ülkeleri ve İsrail hariç birçok ülkede hafta sonu olarak belirlenmiştir.

Hafta sonları asla çalışmam.

Bill gelecek hafta geri gelecek.

Bu hafta sonu bir araba almak zorundayım.

İngiltere'den bir hafta önce geldiler.

Hafta içi her zaman meşguldür.

Ölmeden bir hafta önce vasiyetini değiştirdi ve bütün servetini köpeği Pookie'ye bıraktı.

Bu kitabı bir hafta içinde okuyarak bitirmek gerçekten zordur.

Bir hafta önce onunla karşılaştığını söyledi.

Gelecek hafta İngilizcede bütünleme sınavına girmek zorundayım.

Gelecek hafta New York'a gidiyor.

Önümüzdeki hafta Balaton'a gidiyorum.

Okuldan geçen hafta ayrıldı.

Japon lise öğrencileri yılda 35 hafta okula gider.

Patron sekreterine hafta sonuna kadar iyi bir fikirle gelmesini söyledi.

Bir insanı tanımak için, onunla sadece bir hafta seyahat etmelisin.

Geçen hafta konserde altı kişi vardı.

Erkek kardeşim geçen hafta bana bir mektup gönderdi.

Tom geçen hafta işini bıraktı.

Sonunda hastaneye gitmeden önce, Tom ağrıya birkaç hafta dayandı.

Tom, Mary ile bir hafta sonu daha geçirmek zorunda kalmaktan ödü patladı.

Bir hafta boyunca hastanede kalmak zorunda kaldı.

Mary Hat bu hafta New Orleans'ta idi.

Bizim kampüs festivali önümüzdeki hafta yapılacak.

Hafta sonlarında ne tür şeyler yaparsınız?

Bu hafta ev aramaya gitmeliyim.

Geçen hafta yaptığım elbise budur.

Bu, geçen hafta çektiğim bir resimdir.

O mağazada bu hafta erkek takımları satılıyor.

Hafta sonunda ne yapıyor olacaksın?

Her hafta Pazartesi ve Salı günleri piyano eğitimi, Çarşamba ve Cuma günleri dans.

Geçen hafta ses sınavına katıldı.

Geçen hafta güzel bir kız bebek doğurdu.

Onun geçen hafta satın aldığını çanta çalındı ​​.

O, geçen hafta gezi için yola çıktı.

Ben bir hafta içinde bu kalın kitabı okumayı bitiremem.

O, bir hafta içinde yüzebilecek.

O bir hafta içinde geri dönecek.

O bir hafta önce ikiz doğurdu.

O bir hafta önce hastalandı.

Önümüzdeki hafta fabrika muhtemelen kapatılacak.

Oğlum gelecek hafta Fransa'ya hareket edecek.

Biletler bir hafta içinde satıldı.

Biz Paris'te fazladan iki hafta daha kaldık; ve bunu turistik yerleri gezerek geçirdik.

İki hafta önce, ilk kez Disneyland ziyaret ettim.

Lütfen bugünden itibaren iki hafta içerisinde tekrar gel.

O iki hafta içinde iyileşecek.

Bizim iki hafta boyunca tek bir damla yağmurumuz olmadı.

İki hafta geçti.

Hava tahmini göre, yağışlı mevsim önümüzdeki hafta başlayacak.

O iki hafta izin aldı ve Çin'i ziyaret etti

O, önümüzdeki hafta Fransa'ya gidiyor.

O, gelecek hafta Londra'ya bir iş gezisi yapacak.

Jane durgun bir hafta sonu geçirdi.

Jane soğuk algınlığını atlatmadan bir hafta önceydi.

Arabayı ne zaman yıkayacaksın?- Sanırım bu hafta içerisinde.

Ben bir hafta için en ucuz arabanızı kiralamak istiyorum.

Düne kadar bir hafta boyunca yağmur yağıyordu.

Kedi geçen hafta hastaydı.

Geçen hafta sonu John'un evindeydik.

O adam gelecek hafta duruşmaya gidiyor.

Geçen hafta meşguldün.

Geçen hafta burada mıydın?

Ben geçen hafta Çince öğrenmeye başladım.

Tom'un annesi Tom üniversiteden mezun olmadan tam bir hafta önce öldü.

Noel'den birkaç hafta önce Tom sağ bacağını kırdı ve hastaneye götürüldü.

O, Tom'a cevap yazmadan iki hafta önceydi.

Tom'un cenaze töreni bu hafta olacak.

Tom'un kırık kolunun iyileşmesi birkaç hafta sürdü.

Tom geçen hafta Boston'da bir iş gezisindeydi.

Tom Boston'da bir hafta geçirdi.

Tom gelecek hafta Boston'a gitmeyi planlıyor.

Tom'un gelecek hafta Boston'a gitmesi bekleniyor.

Tom geçen hafta Boston'da Mary'yi ziyaret etmiş olabilir. Emin değilim.

Tom Mary'nin geçen hafta Boston'a gerçekten gitmediğinden emin.

Sizlerden herhangi birinin bu hafta sonu bizim lise toplantısına gitmeyi planlayıp planlamadığınızı sadece merak ediyordum.

İyi bir hafta sonu geçirmeniz dileğiyle!

Tom bir sonraki hafta sonu kesinlikle Mary'yi ziyarete gitmeli.

Tom, Mary'yi bu hafta başlarında gördü.

Bu, bir hafta önce kaybettiğim aynı çanta.

Bu, bir hafta önce kaybettiğim aynı saat.

Tom yaşadığı sürece bu hafta sonunu hatırlayacaktır.

Tom geçen hafta plaja gitti.

Tom eşi şikayetçi olmadan önce üç hafta boyunca tıraş olmadan gitti.

Tom'un hafta sonundan önce ev ödevini teslim etmesi gerekiyordu.

Tom'un üç hafta önce kaybolduğu bildirildi.

Tom bu hafta gece vardiyasında.

Tom gelecek hafta yeni bir araba satın alacak.

Tom ve Mary hafta sonu için uzaklara gitti.

Tom ve Mary üniversiteden mezun olduktan sonraki hafta evlendiler.

Tom ve Mary, ertesi hafta yine orada buluşmak için karar verdi.

Tom ve Mary bir hafta süreyle partiyi erteleme kararı aldı.

Tom sana o ve Mary'nin geçen hafta sonu ne yaptığından bahsetti mi?

O, 1000 sayfanın üstünde büyük bir kitap olmasına rağmen, onun tamamını gelecek hafta bu zamana kadar okumuş olacağım.

O önümüzdeki hafta Fransa'ya gidiyor.

Also check out the following words: umarak, yükseltti, abartır, kahvesine, ağrıya, dayandı, örtüsünü, anahtarı, hırsızlarının, yapmasını.