Turkish example sentences with "gittikçe"

Learn how to use gittikçe in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Arttıkça gittikçe daha fazla yabancı görüyoruz.
Translate from Turkish to English

Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.
Translate from Turkish to English

Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.
Translate from Turkish to English

Gündüzler gittikçe daha çok ısınıyor.
Translate from Turkish to English

Banka hizmetleri gittikçe daha pahalı oluyor.
Translate from Turkish to English

Fiona'nın mektupları gittikçe daha az sıklıkta oluyordu.
Translate from Turkish to English

Bu gazete gittikçe daha az kopya satıyor.
Translate from Turkish to English

Çocuklarla gittikçe daha az zaman harcıyorsun.
Translate from Turkish to English

O gittikçe büyüdü.
Translate from Turkish to English

Aileler gittikçe daha az çocuk sahibi olmaya başladı.
Translate from Turkish to English

Günün sosyal sorunları gittikçe daha karmaşık olma eğilimindedir.
Translate from Turkish to English

Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.
Translate from Turkish to English

O heyecanlandığında, gittikçe daha hızlı konuştu.
Translate from Turkish to English

İki kız kardeş gittikçe daha ünlü oldular.
Translate from Turkish to English

Gün geçerken, hava gittikçe kötüleşiyordu.
Translate from Turkish to English

Hatalarına rağmen seni gittikçe daha çok seviyorum.
Translate from Turkish to English

Bu dergiye göre, Japonya'da ekonomik durum yıldan yıla gittikçe kötüleşiyor.
Translate from Turkish to English

Kirlilik problemleri yıldan yıla gittikçe ciddileşiyor.
Translate from Turkish to English

Tom ve Mary gittikçe birbirlerinden uzaklaşıyorlar.
Translate from Turkish to English

Rus askerleri gittikçe daha fazla umut kaybetti.
Translate from Turkish to English

Zaman geçerken, insanlar konuyla gittikçe daha az ilgilendiler.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'yi gittikçe daha çok sevmeye başladı.
Translate from Turkish to English

Tom gittikçe Mary'den daha çok hoşlanıyordu.
Translate from Turkish to English

O bir eleştirmen olarak gittikçe daha çok ünlü oldu.
Translate from Turkish to English

Tom Mary'den gittikçe hoşlanmaya başladı.
Translate from Turkish to English

Onun hikayesi gittikçe ilginç olacaktır.
Translate from Turkish to English

Büyüdükçe Tom gittikçe daha yakışıklı oldu.
Translate from Turkish to English

Dışarısı gittikçe aydınlanıyor.
Translate from Turkish to English

Hava gittikçe ısınıyor.
Translate from Turkish to English

Hava gittikçe soğuyor.
Translate from Turkish to English

O gittikçe ünlü oldu.
Translate from Turkish to English

Hava gittikçe kararıyor.
Translate from Turkish to English

Gittikçe gürültülü oluyordu.
Translate from Turkish to English

Gökyüzü gittikçe karardı.
Translate from Turkish to English

Rüzgar gittikçe güçlendi.
Translate from Turkish to English

Gittikçe daha az sayıda öğrenci oluyoruz.
Translate from Turkish to English

Bugünlerde gittikçe daha fazla insan kır yaşantısını şehir yaşantısına tercih ediyorlar.
Translate from Turkish to English

Fiyatlar gittikçe yükseldi.
Translate from Turkish to English

Sen gittikçe otoriter oluyorsun,değil mi?
Translate from Turkish to English

Deniz gittikçe vahşileşti.
Translate from Turkish to English

Saçı gittikçe inceldi.
Translate from Turkish to English

Günden güne hava gittikçe ısınıyor.
Translate from Turkish to English

İşler gittikçe daha kötü bir hal alıyor.
Translate from Turkish to English

Gittikçe daha fazla kırlangıç görebiliriz.
Translate from Turkish to English

Gittikçe şişmanlıyor gibi görünüyor.
Translate from Turkish to English

Ses gittikçe zayıfladı.
Translate from Turkish to English

Saçım gittikçe grileşiyor.
Translate from Turkish to English

Meseleler gittikçe kötüleşiyor.
Translate from Turkish to English

Oyun gittikçe daha heyecan verici oldu.
Translate from Turkish to English

Gittikçe güzelleşiyor.
Translate from Turkish to English

Pirincin kalitesi gittikçe kötüleşmektedir.
Translate from Turkish to English

Hikaye gittikçe heyecan verici oldu.
Translate from Turkish to English

Şehrimiz gittikçe büyüyor.
Translate from Turkish to English

İş gittikçe zorlaşmaya başlar.
Translate from Turkish to English

O gittikçe güzelleşti.
Translate from Turkish to English

Kalabalık gittikçe büyüyor.
Translate from Turkish to English

Günler gittikçe uzuyor.
Translate from Turkish to English

Gürültü gittikçe şiddetleniyor.
Translate from Turkish to English

Okumak için gittikçe daha az zamanım oluyor.
Translate from Turkish to English

Gittikçe daha fazla öğrenci protesto etmeye başladı.
Translate from Turkish to English

Hikaye gittikçe daha ilginç oldu.
Translate from Turkish to English

Tom'un gittikçe daha çok kafası karışmaya devam etti.
Translate from Turkish to English

Dünyamız gittikçe küçülüyor.
Translate from Turkish to English

Her gün gittikçe daha kötüleşiyor.
Translate from Turkish to English

Gökyüzü gittikçe karardı ve rüzgar gittikçe daha sert esti.
Translate from Turkish to English

Gökyüzü gittikçe karardı ve rüzgar gittikçe daha sert esti.
Translate from Turkish to English

Ses gittikçe zayıfladı, artık duyulmayıncaya kadar.
Translate from Turkish to English

Sonunda sönünceye kadar, mum gittikçe küçüldü
Translate from Turkish to English

Önceleri rock müziği sevmezdim, fakat gittikçe daha çok beğendim.
Translate from Turkish to English

Ulumalar gittikçe yükseldi.
Translate from Turkish to English

Yavru her gün gittikçe daha da büyüdü.
Translate from Turkish to English

Zaman geçerken, gökyüzü gittikçe karardı.
Translate from Turkish to English

Sonunda babasını boy olarak geçinceye kadar, çocuk gittikçe uzadı.
Translate from Turkish to English

Fikir gittikçe hoşuna gitti.
Translate from Turkish to English

Gittikçe daha fazla insan sığır yetiştirmeye başladı.
Translate from Turkish to English

Kızın sesi gittikçe zayıfladı.
Translate from Turkish to English

Köpek yavrusu her gün gittikçe büyüdü.
Translate from Turkish to English

Gittikçe daha fazla insan onu desteklemeye karar verdi.
Translate from Turkish to English

Bu günlerde bana gittikçe daha az sıklıkta yazıyor.
Translate from Turkish to English

Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.
Translate from Turkish to English

Gündüzler ve akşamlar gittikçe daha soğuk oluyor. Ağaçların yaprakları yakında kırmızı ve sarı olacaklar.
Translate from Turkish to English

Yumi'nin Korecesi gittikçe daha iyi oluyor.
Translate from Turkish to English

Seni her gün gittikçe daha çok seviyorum.
Translate from Turkish to English

Çıplak yoga gittikçe daha popüler hale geliyor.
Translate from Turkish to English

Ekoturizm gittikçe daha popüler.
Translate from Turkish to English

Gittikçe kötüleşmeye devam etti.
Translate from Turkish to English

Gittikçe kötüleşmeye devam ediyor.
Translate from Turkish to English

Elektrikli otomobiller gittikçe daha popüler hale gelmektedir.
Translate from Turkish to English

Tom her saat başı gittikçe güçsüzleşiyor.
Translate from Turkish to English

Gittikçe artan sayıda evli çift ev işlerini paylaşıyor.
Translate from Turkish to English

Servet gittikçe daha konsantre oluyor.
Translate from Turkish to English

Ses sonunda kayboluncaya kadar gittikçe zayıfladı.
Translate from Turkish to English

Geçit töreninin sesi gittikçe kayboldu.
Translate from Turkish to English

Dünya gittikçe değişiyor, değil mi?
Translate from Turkish to English

Gittikçe ikna edici bir şekilde konuştu.
Translate from Turkish to English

Bilimcilere göre atmosfer yıldan yıla gittikçe daha fazla ısınıyor.
Translate from Turkish to English

Mali durum haftadan haftaya gittikçe kötüleşiyor.
Translate from Turkish to English

Gitmeliyim. Hava gittikçe kararıyor.
Translate from Turkish to English

Hasta günden güne gittikçe kötüleşiyor.
Translate from Turkish to English

Gökyüzü gittikçe aydınlanıyor.
Translate from Turkish to English

Hayat gittikçe pahalılaşıyor.
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: fark, yaratmayacak, Mohan, top, oynamaya, gidiyorum, Everest, Dağı, dünyanın, yüksek.