Turkish example sentences with "etmeyi"

Learn how to use etmeyi in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Seyahat etmeyi severim.

Açılış törenine çok misafir davet etmeyi planlıyorum.

Beni rahatsız etmeyi bırak.

Bana yardım etmeyi önerdi.

Başkan Roosevelt yardım etmeyi kabul etti.

İtiraf etmeyi başardı.

O, müzikten çok daha fazla dans etmeyi seviyor.

Roosevelt yenilgi fikrini kabul etmeyi reddetti.

Ben güneşi sevmiyorum, yağmuru ve onun altında dans etmeyi seviyorum.

Yarın telefonla Tom'a ulaşmayı ve bize yardım etmesini rica etmeyi planlıyorum.

Tom'un şu ana kadar karısını terk etmeyi düşündüğünden şüpheliyim.

Tom üvey ebeveynlerinin kendisine verdiği sevgiyi kabul etmeyi öğrendi.

Tom Mary'yi sevmeyi ya da birinin aşkını kabul etmeyi bilmemekle suçladı.

O benimle sohbet etmektense Tatoeba'daki cümleleri tercüme etmeyi tercih ediyor.

Tom terfi etmeyi hak ediyor.

Tom bugünlerde Boston'da Mary'yi ziyaret etmeyi planlıyor.

Tom kendini Fransızca olarak ifade etmeyi zor buldu.

Konfederasyon liderleri yenilgiyi kabul etmeyi reddetti.

Maalesef, Tom bize yardım etmeyi reddetti.

Tom piyanoları akort etmeyi öğrenmek için okula gitti.

Tom otelin arkasında park etmeyi başardı.

Tom yatak odasını yeniden dekore etmeyi planlıyor.

Tom ve Mary gece yarısından önce partiyi terk etmeyi kararlaştırdılar.

Tom Mary'ye çalışmasında yardım etmeyi kabul etti.

Tom'un onunla evlenmesi için şu ana kadar Mary'ye rica etmeyi düşündüğünden şüpheliyim.

Mary'nin onun annesine yardım etmeyi planlamadığını Tom'a söyleme.

Büyük gruplar halinde seyahat etmeyi sevmiyorum.

Yarın Tom'a telefon etmeyi ve ondan yardım istemeyi planlıyorum.

Tom'a yardım etmeyi düşündüğünü sanmıyorum.

Tom seyahat etmeyi sever.

Bizim şirketimize katılmanızı rica etmeyi düşünüyorduk.

Ona çıkma teklif etmeyi düşünüyordum.

Asker silahsız bir düşmana ateş etmeyi reddetti.

Tom oğlunun hâlâ canlı olduğu ihtimalini göz ardı etmeyi reddetti.

Tom eline geçecek ilk fırsatta Mary'yi ziyaret etmeyi planlıyor.

Onlara yardım etmeyi düşünüyor musunuz?

Tom kesinlikle Mary'ye yardım etmeyi umursuyor gibi görünmüyor.

Tom Mary'nin mutfağı temizlemesine yardım etmeyi kabul etti.

O, açılış törenine çok sayıda misafir davet etmeyi planlayacak.

Büyükannem tren ile seyahat etmeyi sever.

Hokkaido'ya hareket etmeyi bir sonraki aya erteledi.

Sydney'i tekrar ziyaret etmeyi umuyorum.

Tom uçakla seyahat etmeyi göze alamaz.

Tom'a yardım etmeyi kabul etmedim.

Onlar dans etmeyi seviyorlar.

Dans etmeyi sever misiniz?

O seyahat etmeyi sever.

Yalnız seyahat etmeyi severim.

Onlar bize yardım etmeyi reddettiler.

Dans etmeyi severim.

O tek başına seyahat etmeyi sever.

Tom Mary'ye yardım etmeyi önerdi.

Hava yolu ile seyahat etmeyi tercih ediyorum.

Trenle seyahat etmeyi severim.

Ona telefon etmeyi unuturum.

O yurt dışında seyahat etmeyi sever.

Tek başıma seyahat etmeyi severim.

Babanı rahatsız etmeyi kes.

Tom seyahat etmeyi sevmez.

Başka hiç kimse yardım etmeyi önermedi.

O, yardım etmeyi bile denemedi.

Arabamda seyahat etmeyi tercih ederim.

Gelecek sefer Nara'yı ziyaret etmeyi umuyorum.

O, postayı kabul etmeyi reddetti.

Grant yenilgiyi kabul etmeyi reddetti.

Artık sana itaat etmeyi reddediyorum.

Arabamda seyahat etmeyi severim.

O, parayı kabul etmeyi reddetti.

Bugün ona telefon etmeyi unuttum.

O, seyahat etmeyi gerçekten çok sever.

Saat 10:00'a kadar çalışmaya devam etmeyi planlıyor musun?

İşinde ona yardım etmeyi kabul ettim.

Onu memnun etmeyi zor buldum.

Büyük gruplarda seyahat etmeyi sevmiyorum.

Ona ev ödevinde yardım etmeyi önerdim.

Seyahat edersem, hava yoluyla seyahat etmeyi tercih ederim.

O, babasını memnun etmeyi zor buldu.

O yardım etmeyi önerdi.

Ben trenle seyahat etmeyi seviyorum.

Bay Ford'a telefon etmeyi unuttum.

Onlara yardım etmeyi planlıyor musunuz?

O, tek başına seyahat etmeyi sever.

Ben hava yoluyla seyahat etmeyi sevmiyorum.

Büyük şirketleri dava etmeyi zorlaştıran diğer önemli etkenler de faaliyetlerinin boyutları ve karmaşıklığıdır.

Beni ziyaret etmeyi ilke edindi.

Hava yoluyla seyahat etmeyi sevmez.

“Seyahat etmeyi sever misin?” “Evet.”

Makineleri monte etmeyi seviyorum.

Babam hava yoluyla seyahat etmeyi sever.

Bir teniz kulübü organize etmeyi düşünüyoruz.

Böyle aptalca hareket etmeyi bırakmalısın.

Cuma gününe kadar telefon etmeyi unutma, Tamam mı?

Derhal istifa etmeyi düşünüyorum.

Bu havalanını tekrar ziyaret etmeyi umuyorum.

Önerisini kabul etmeyi reddetti.

Komutan müzakere etmeyi reddetti.

Çiftçi onları meşgul etmeyi severdi.

William McKinley seyahat etmeyi reddetti.

Aşırı kişiler müzakere etmeyi reddettiler.

Hem Tom'u hem de Mary'yi davet etmeyi planlıyoruz.

Yarın Bay Smith'i ziyaret etmeyi planlıyoruz.

Also check out the following words: Türkçe, bununla, tamamlandı, kapının, arkasına, saklandı, Oyuncaklarını, yatağın, sakladı, Annesinin.