Turkish example sentences with "dan"

Learn how to use dan in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Lisa Lillien, Dan Schneider ile evlidir.

Dan ve Andrei'yi gördüm.

George 70 kg dan daha az gelmez.

Kapıyı açtığında TV dan başka açık bir şeyi yoktu.

Dan ve Andrei'yi görüyorum.

Yağmur dan dolayı evde kaldım.

Tom Pazar hariç her gün akşam 10:00' dan sonra eve gelir.

Dedem iyi şogi oynar. Seviyesi dördüncü dan ve amatör.

Dan yeni bir bilgisayar satın aldı.

Dan altıda Julie için geldi.

Dan genellikle annesi tarafından azarlanır.

Lisa Lillien, Dan Schneider ile evli.

10 dan 6 çıkarsa ne kalır?

Tom 7:30 dan önce kahvaltıyı bitirdi.

Dan için bir kravat aldım, Elena için bir şal alacağım.

"Bak, yangın!" diye Dan haykırdı.

Her iki bacağımı kırdığım dan beri koltuk değneği kullanıyorum.

Dan beni de sevmiyor.

Dan diktatör olmak istiyor.

Dan onu sevmediğimi biliyor.

Dan bana artık zorbalık etmeyecek.

Dan bana aylardır zorbalık ediyor.

Dan senin gibi sokak zorbalarını sevmiyor.

Dan altı dil konuşabilip en az diğer on ikisini de anlayabiliyor.

Dan bir dilbilimci ve çevirmendir.

Dan kendi cümlelerini çevirmeyi tercih ediyor.

Dan işinden gayet gururlu.

Dan işinden oldukça gururlu.

Dan benden de hoşlanmaz.

Dan parasını bugün istiyor.

Dan rehineleri kurtarma işinde başarısız oldu.

Dan Linda'yı sorundan kurtarmak istedi.

Dan okuldan atıldı.

Dan Linda'yı erzak çalmakla suçladı.

Dan kilisede Linda'ya rastladı.

Dan kilisede Linda'yla karşılaştı.

Onun geç kalmasına sebep olduğu için Dan Linda'yı suçladı.

Dan son zamanlarda birine sarıldı mı?

Dan sadece 4 mil uzakta yaşadı.

Dan sadece 4 mil uzakta ikamet etti.

Dan sadece 4 mil uzakta oturdu.

Dan on üç yaşında okuldan ayrıldı.

Dan kolejden ayrılıp iş aramaya başladı.

Dan kolejden ayrılıp Kanada'ya taşınmayı planladı.

Dan en genç halası Linda'yla sapkın bir cinsel ilişkiye başladı.

Dedektif Dan Anderson ve takımı, parkta daha kapsamlı bir araştırma yaptı.

Dan yalan makinesinden geçemedi.

Dan örümcekleri herhangi bir başka hayvandan daha fazla seviyor.

Dan kirasını Linda'ya hiç ödemedi.

Dan ve Linda ikizler.

Dan beni yalnız bırakmayacak.

Dan duvarların rengini beğenmiyor.

Dan, Linda'yı korkutmaya çalıştı.

Dan, Linda'yı sayısız kez aramaya çalıştı.

Dan arabasını sekiz yüz dolara Linda'ya sattı.

Dan 2006 yılında serbest bırakıldı.

Altı ay sonra Dan hapse geri döndü.

Dan topluma kötülük yapıyor.

Dan, Linda'nın odasını görmek istedi.

Dan okuldan bir arkadaşım.

Dan yürümeye devam etti.

Dan, Linda'yı başka bir adamla gördü.

Dan artık Linda'yı görmek istemiyor.

Dan, Linda'yı görmeye devam edemez.

Dan iki adamla birlikte bardan ayrıldı.

Dan utangaç gibi görünmek istemiyordu.

Dan, Linda'ya iyi bir iş buldu.

Dan eve çok sarhoş geldi.

Dan, Linda'nın akşam yemeği davetini kabul etti.

Dan, Linda'nın yeni kocasıdır.

Dan oy kullanmadı bile.

Dan mutsuzluğuna Linda'nın sebep olduğunu iddia etti.

Dan biriktirdiği tüm parayı Linda'ya verdi.

Dan, Linda'ya alkolden uzak kalacağına dair söz verdi.

Dan geçmişi hakkında hiçbir şey söylemedi.

Dan makineleri sökülecekleri bir yere gönderdi.

Dan Lind'nın önceki gece nerede olduğunu öğrenmek istiyordu.

Dan Linda'yı öldürmek istedi.

Dan Linda'yı öldürmeyi arzu etti.

Dan, diğerlerinin yaşamını iyileştirmek istedi.

Dan, Macarcayı diğer bütün dillerden daha çok seviyor.

Dan, Linda'ya bir zamanlar dedesine ait olan bir kitap verdi.

Dan ormanda bir ceset buldu.

Dan ne yaptığımızın farkında mı?

Dan artan yemekleri yedi.

Dan yemek artıklarını yedi.

Dan neredeyse iki yıl boyunca polisi atlatmış.

Dan hasta numarası yapmadı bile.

Dan, Linda'nın Matt'e yardım etmesini istedi.

Hem Dan hem de Linda Matt'e teşekkür etti.

Hem Dan hem de Linda benim arkadaşlarım.

Hem Dan hem de Linda ikisinin de büyüdüğü Londra'da yaşıyor.

Dan psikolojik savaşla başa çıkmayı çok iyi bilir.

Dan planı mahvettiği için Linda'yı kovdu.

Dan arabada kustu.

Mahkumken, Dan hapishane mutfağında çalıştı.

Dan, Linda'nın kocasıdır.

Dan, Linda'nın kürtaj olmasını istedi.

Dan parasının geri kalanını istedi.

Dan nasıl gitar çalınacağını öğreniyordu.

Oyun zamanı bitti, Dan.

Also check out the following words: postane, bankadır, kitaptır, iyidir, John'dur, biraderidir, camidir, ABD'dedir, Geçmiş, bilinir.