Turkish example sentences with "çocuğun"

Learn how to use çocuğun in a Turkish sentence. Over 100 hand-picked examples.

Try Mate's Mac app

Translate in Safari and other macOS apps in one click.

try for free

Try Mate's iOS app

Translate in Safari, Mail, PDFs, and other apps in one click.

Try Mate's Chrome extension

Double-click translation for all websites and Netflix subtitles.

Get for free

Try Mate apps

Install it to Chrome (or any other browser) on your computer and read the internet as if there were no foreign languages at all.

Get for free

Bu çocuğun annesi bir sunucu.
Translate from Turkish to English

Bir çocuğun sevgiye ihtiyacı vardır.
Translate from Turkish to English

Öğretmen çocuğun eve gitmesine izin verdi.
Translate from Turkish to English

Çocuğun keman çaldığını duyduk.
Translate from Turkish to English

Kaç tane çocuğun var?
Translate from Turkish to English

Çocuğun var mı?
Translate from Turkish to English

Bu top o çocuğun servetidir.
Translate from Turkish to English

Küçük çocuğun bir hayali var.
Translate from Turkish to English

O çocuğun annesi bir spiker.
Translate from Turkish to English

O çocuğun sürekli çığlığı saçlarımı ağarttı.
Translate from Turkish to English

Kaba kumaş çocuğun nazik cildini incitti.
Translate from Turkish to English

Çocuğun vücudu ateşlendi.
Translate from Turkish to English

O, çocuğun gözyaşlarını öperek geçirdi.
Translate from Turkish to English

Çocuğun bıçaklarla oynamasına izin vermeyin.
Translate from Turkish to English

İki çocuğun yaşları toplandığında babalarınkine eşit oluyordu.
Translate from Turkish to English

Çocuğun başında büyük bir yumru var. O kadar çok ağlamasına şaşmamalı.
Translate from Turkish to English

Genç bir çocuğun küçük bir kelime haznesi vardır.
Translate from Turkish to English

Ben çocuğun dürüst olduğuna inanıyorum.
Translate from Turkish to English

Çocuğun planı, tıp öğrenimi yapmak ve bir doktor olarak Saint Croix'a dönmekti.
Translate from Turkish to English

Çocuğun yemek yemeye ihtiyacı varsa, ona sağlıklı bir şey pişirin.
Translate from Turkish to English

Ben bir çocuğun süpermarkette hırsızlık yaptığını görsem, ben onu yöneticiye rapor ederim.
Translate from Turkish to English

Çocuğun topu dereye düştü.
Translate from Turkish to English

Çocuğun kırmızı bir yüzü vardı.
Translate from Turkish to English

O, çocuğun üzerine eğildi.
Translate from Turkish to English

Çocuğun yüksek ateşi var.
Translate from Turkish to English

Şu çocuğun saçı siyahtır.
Translate from Turkish to English

Çocuğun iyi refleksleri var.
Translate from Turkish to English

O çocuğun birkaç arkadaşı var.
Translate from Turkish to English

Gözyaşları bir çocuğun silahıdır.
Translate from Turkish to English

O çocuğun kim olduğunu bilmiyorum.
Translate from Turkish to English

Çocuğun burnu kanıyor.
Translate from Turkish to English

O çocuğun su korkusu yok.
Translate from Turkish to English

Çocuğun elinde bir saati var.
Translate from Turkish to English

Bir çocuğun caddeyi geçtiğini gördüm.
Translate from Turkish to English

Çocuğun kolunun altında bir beyzbol sopası var.
Translate from Turkish to English

Çocuğun nehri yüzerek geçmesi imkansızdı.
Translate from Turkish to English

Her küçük çocuğun bir kahramana ihtiyacı vardır.
Translate from Turkish to English

O, çocuğun gözlerine baktı.
Translate from Turkish to English

Onlar çocuğun yardımına gittiler.
Translate from Turkish to English

Pizza çocuğun en sevdiği yemektir.
Translate from Turkish to English

Çocuğun iyi bir okul sicili var.
Translate from Turkish to English

Yeni çocuğun sinirsel bir kekemeliği vardı.
Translate from Turkish to English

Çocuğun su çiçeği durumu var.
Translate from Turkish to English

Bir çocuğun müzik yeteneği irsi midir?
Translate from Turkish to English

Çocuğun oynayacak birkaç arkadaşı var.
Translate from Turkish to English

Çocuğun zekasına şaşırdım.
Translate from Turkish to English

Çocuğun saldırganlığı problemler yaratıyordu.
Translate from Turkish to English

Çocuğun ne kadar hızlı büyüdüğünü görmek şaşırtıcıydı.
Translate from Turkish to English

Doktor çocuğun yaralı bacağını sardı.
Translate from Turkish to English

Çocuğun problemleri fiziksel, ruhsal değil.
Translate from Turkish to English

Kutu bir çocuğun taşıması için yeterince hafif.
Translate from Turkish to English

Çocuğun Tokyo'ya yalnız geldiğine inanmıyorum.
Translate from Turkish to English

Çocuğun çitin üzerinden atladığını ve kaçtığını gördü.
Translate from Turkish to English

Bu top o çocuğun hazinesidir.
Translate from Turkish to English

Çocuğun hiç yiyeceği yok.
Translate from Turkish to English

Bir çocuğun doğum günü olduğunda tabii ki kutlama yapılır.
Translate from Turkish to English

Anne hasta çocuğun sırtını ovaladı.
Translate from Turkish to English

Bu kitap bir çocuğun okuyabileceği kadar çok basittir.
Translate from Turkish to English

Çocuğun bisikleti garajda.
Translate from Turkish to English

Çocuğun eğitiminde aile ve çevre birlikte çalışıyordu ve çalışıyor, değil mi?
Translate from Turkish to English

Çocuğun ateşi düşmüyor değil mi?
Translate from Turkish to English

Sorun o çocuğun yapması söylenilen şeyi asla yapmamasıdır.
Translate from Turkish to English

Çocuğun parlak bir geleceği var.
Translate from Turkish to English

Çocuğun geleceği parlak.
Translate from Turkish to English

Problemi bir çocuğun bakış açısıyla düşünmeliyiz.
Translate from Turkish to English

O, yedi çocuğun annesi.
Translate from Turkish to English

Annesini ve babasını bir trafik kazasında kaybeden çocuğun hikayesi yürek dağladı.
Translate from Turkish to English

Ben üç çocuğun en küçüğüyüm.
Translate from Turkish to English

Çocuğun adı neydi?
Translate from Turkish to English

Ben o çocuğun yolunu kaybedeceğinden korkup endişe ediyorum.
Translate from Turkish to English

Gitar çalan çocuğun adını biliyor musun?
Translate from Turkish to English

Orada duran çocuğun adını biliyor musun?
Translate from Turkish to English

Yalandan yardım isteyen çocuğun hikayesini hiç duydun mu?
Translate from Turkish to English

Tom onlara bir hikaye anlatarak bir grup çocuğun önünde oturuyordu.
Translate from Turkish to English

Beş çocuğun en küçüğüyüm.
Translate from Turkish to English

Bu bir çocuğun oynaması için çok tehlikeli.
Translate from Turkish to English

Çocuğun bilekliğinde Amy ismi kazınmıştır
Translate from Turkish to English

Çocuğun bisikleti garajdadır.
Translate from Turkish to English

" Kaç tane erkek çocuğun var?" "Yalnızca bir tane."
Translate from Turkish to English

Bir çocuğun var, değil mi?
Translate from Turkish to English

Çocuğun saçını kesiyor.
Translate from Turkish to English

O uzun boylu adam, bu çocuğun babası mı?
Translate from Turkish to English

Büyümekte olan enerjisi olmayan bir çocuğun belki de ilaçlara ihtiyacı vardır.
Translate from Turkish to English

Çocuğun saçlarını okşadı.
Translate from Turkish to English

Sen bir çocuğun bir meleğisin.
Translate from Turkish to English

Hiç çocuğun yok, değil mi?
Translate from Turkish to English

Çocuğun yüzünde yaramaz bir sırıtma vardı.
Translate from Turkish to English

Çocuğun cesareti herkesi şaşırttı.
Translate from Turkish to English

Çocuğun nasıl?
Translate from Turkish to English

Bu çocuğun burada ne işi var?
Translate from Turkish to English

Bir çocuğun gülümsemesinden daha güzel olan nedir?
Translate from Turkish to English

Çoğu şey bir çocuğun diğer çocuklarla oyun oynarken nasıl etkileşim kurduğu gözlemlenerek öğrenilebilir.
Translate from Turkish to English

Yedi çocuğun var.
Translate from Turkish to English

Şu çocuğun bisikletle Hokkaido'dan Kyushu'ya seyahat ettiğini duydum.
Translate from Turkish to English

O çocuğun nereye gittiğini merak ediyorum.
Translate from Turkish to English

Bu kitap beş yaşındaki bir çocuğun okuyabileceği kolaylıkta.
Translate from Turkish to English

Genç, çocuğun hayatını kurtardığı için övgüyü hak etti.
Translate from Turkish to English

Çocuğun suçu üstlenmesine izin verdin.
Translate from Turkish to English

Çocuğun kaç yaşında?
Translate from Turkish to English

Yeni çocuğun adı ne?
Translate from Turkish to English

Tom senin çocuğun mu?
Translate from Turkish to English

Also check out the following words: hiç, fena, tanrım, görüyorum, Eve, dönerken, yağmura, yakalanmıştım, Tatoeba'ya, yüzlerce.