Lernen Sie, wie man park in einem Türkisch Satz verwendet. Über 100 handverlesene Beispiele.
Übersetzen Sie in Safari und anderen macOS-Apps mit einem Klick.
Übersetzen Sie in Safari, Mail, PDFs und anderen Apps mit einem Klick.
Doppelklick-Übersetzung für alle Websites und Netflix-Untertitel.
Kostenlos ausprobierenInstallieren Sie es in Chrome (oder einem anderen Browser) auf Ihrem Computer und lesen Sie das Internet, als gäbe es keine Fremdsprachen.
Kostenlos ausprobieren
Londra'da birçok güzel park vardır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Araba, binanın önüne park edildi.
Translate from Türkisch to Deutsch
Arabanızı buraya park edemezsiniz.
Translate from Türkisch to Deutsch
Arabanı buraya park edemezsin.
Translate from Türkisch to Deutsch
Central Park çalıştığım yere yakındır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Park oldukça büyüktür; Çok sayıda ağaçları ve çok sayıda çiçekleri vardır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Çok sayıda araba benim evin önünde park edilmiş.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu park bana çocukluğumu hatırlatıyor.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu park, bahar ayında en iyi durumundadır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu park gerçekten güzel ve temiz.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu park çocuklar için bir cennet.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu park asil bir aile için bir avlanma yeriydi.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu park gülleriyle ünlü.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu park ne kadar büyük?
Translate from Türkisch to Deutsch
Park herkese açıktır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu park ondan daha güzel.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu park kiraz çiçekleri ile ünlüdür.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tam benim yeni spor arabamın arkasında park edilmiş eski bir külüstür vardı.
Translate from Türkisch to Deutsch
İstasyonun önünde büyük bir park yeri vardır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Birçok bisiklet istasyonun önünde yasa dışı olarak park edilmektedir.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom bana park civarını gezdirdi.
Translate from Türkisch to Deutsch
Pazar olduğundan park kalabalıktı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom arabasını yanlış yere park ettiği için ceza ödemek zorunda kaldı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom otelin arkasında park etmeyi başardı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom caddenin her iki tarafına da park edebilirsiniz diyor.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom Mary'ye onun yerine park ettiği için kızgındı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom Mary'ye başka bir yerde park etmesini söyledi.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom arabasını bir metro park garajında parketti.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom'un tam bir deste ödenmemiş park biletleri var.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom dün öğleden sonra bir park cezası aldı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom insanların onun evinin önüne park etmelerini sevmiyor.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom park edecek bir yer bulamadı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom bir park yeri bulamadı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom arabasını park yerinden çıkardı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Polisler park yakınında terk edilmiş bir arabada bir ceset buldu.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bazı insanlar, park bankları üzerinde rahatlayarak zaman öldürüyorlar.
Translate from Türkisch to Deutsch
Park hangi yönde?
Translate from Türkisch to Deutsch
Park çocuklarla doludur.
Translate from Türkisch to Deutsch
Park insanlarla doluydu.
Translate from Türkisch to Deutsch
Park nehre kadar uzanmıştı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Park kısa bir mesafededir.
Translate from Türkisch to Deutsch
Ben park boyunca yürüdüm.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom ona arabamı nereye park etmem gerektiğini sordu.
Translate from Türkisch to Deutsch
Memur bir park yeri alma ricasının reddedildiğini Bob'a bildirdi.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom'un arabası dükkânın önünde park edilmişti.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom blokun etrafını dolaştı ve park etmek için bir yer buldu.
Translate from Türkisch to Deutsch
Nereye park edebilirim?
Translate from Türkisch to Deutsch
Burada park edebilirsiniz.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bir park yeri var mıdır?
Translate from Türkisch to Deutsch
Park insan doluydu.
Translate from Türkisch to Deutsch
Arabamı buraya park edebilir miyim?
Translate from Türkisch to Deutsch
Arabamı kapının yanına park ettim.
Translate from Türkisch to Deutsch
Park Ridge'ye giden otobüs bu mudur?
Translate from Türkisch to Deutsch
Ona arabasını nereye park ettiğini sor.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tepeler, küçük bir müze, bir park ve büyük bir kilise vardır.
Translate from Türkisch to Deutsch
O, park civarında koşuyor olabilir.
Translate from Türkisch to Deutsch
O, boş bir arazide arabasını park etti.
Translate from Türkisch to Deutsch
Londra'da çok sayıda park vardır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Okulumun yanında büyük bir park vardır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Burada büyük bir park vardı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Ona arabamı nereye park etmem gerektiğini sordum.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sana arabanı nereye park edeceğin söylendi mi?
Translate from Türkisch to Deutsch
Kasabanın merkezinde güzel bir park vardır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Buradan Park Street'e nasıl gideceğimi bana söyler misiniz?
Translate from Türkisch to Deutsch
Buraya park edebilirsin.
Translate from Türkisch to Deutsch
Park her mevsimde kalabalıktır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Evimin yanında bir park vardır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Park çocuklarla dolu.
Translate from Türkisch to Deutsch
Orada araba park etmek yasal değildir.
Translate from Türkisch to Deutsch
Park edecek başka bir yer yok.
Translate from Türkisch to Deutsch
En sevdiğin milli park hangisi?
Translate from Türkisch to Deutsch
İki park arasında bir nehir var mıdır?
Translate from Türkisch to Deutsch
Arabanızı burada park etmeniz yasal değil.
Translate from Türkisch to Deutsch
İşaret insanları park etmemesi için uyarıyordu.
Translate from Türkisch to Deutsch
Buraya park etmek için izin aldın mı?
Translate from Türkisch to Deutsch
Lütfen arabamı nereye park edeceğimi söyle.
Translate from Türkisch to Deutsch
Park şehrin merkezindeydi.
Translate from Türkisch to Deutsch
Evimin yanında güzel bir park var.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom arabasını Mary'nin evinin arkasına park etti.
Translate from Türkisch to Deutsch
Müşteriler için bir park yerimiz var.
Translate from Türkisch to Deutsch
Buralarda park edecek birkaç yer var.
Translate from Türkisch to Deutsch
Polis ona orada park etmesi için izin verdi.
Translate from Türkisch to Deutsch
Kanuna aykırı park etmekten, ona 5.000 yen ceza verdiler.
Translate from Türkisch to Deutsch
Caddenin her iki tarafında da park edebilirsiniz.
Translate from Türkisch to Deutsch
Arabasını binanın önünde park etti.
Translate from Türkisch to Deutsch
Park Street'e nasıl gidileceğini bana söyler misiniz?
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom, okulun önünde park edilmiş araba olmadığını fark etti.
Translate from Türkisch to Deutsch
Evimin önüne garip bir araba park edildi.
Translate from Türkisch to Deutsch
Otoparka yüzlerce araba park edildi.
Translate from Türkisch to Deutsch
Park şehir merkezinde yer almaktadır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom'un bir park bankında hiç uyuyup uyumadığını merak ediyorum.
Translate from Türkisch to Deutsch
Park nerede?
Translate from Türkisch to Deutsch
Buraya park edebilir misin?
Translate from Türkisch to Deutsch
Burada park edemezsin.
Translate from Türkisch to Deutsch
Ona, arabamı nereye park edebileceğimi sordum.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom okulun önünde park etmiş otobüste oturan Mary'ye bakıyordu.
Translate from Türkisch to Deutsch
Niçin buraya park ettin?
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom'un arabasını park alanında gördüm.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom'u park alanında gördüm.
Translate from Türkisch to Deutsch
Çifte park etmişsiniz.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom arabayı Mary'nin evinin arkasına park etti.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sehen Sie sich auch die folgenden Wörter an: silinmelidir, şanslar, yavaş, konuşun, Afiyet, olsun, Tekrarlaman, hatırlamana, yardımcı, seven.