学习如何在土耳其语句子中使用konusunda。超过100个精心挑选的例子。
Diyetisyenler gıda konusunda uzmandır.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bir sürü insan faturalarını ödeme konusunda endişeleniyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bugün, bir sürü insan işsiz kalma konusunda endişeleniyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Sağlığın konusunda hepimiz endişeliyiz
Translate from 土耳其语 to 中文
Öyle şeyler konusunda bilgim yok.
Translate from 土耳其语 to 中文
Sorun konusunda sessiz kaldı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'un gayrimenkulunu bana bırakacağı konusunda bir fikrim yoktu.
Translate from 土耳其语 to 中文
Her zaman haklı olduğun konusunda ısrar ediyorsun.
Translate from 土耳其语 to 中文
Şimdi ne yapmam gerektiği konusunda hiçbir fikrim yok.
Translate from 土耳其语 to 中文
Müzik konusunda o, en ünlü eleştirmenlerden biridir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Okul müdürü onun dürüstlüğü konusunda beni ikna etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kelimeler konusunda ne yapacağımı bilmiyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Maliyeti ne kadar olursa olsun, milyoner sanat eserini alma konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Avukat müvekkilinin masumiyeti konusunda ısrar etti
Translate from 土耳其语 to 中文
Avukat onun suçsuzluğu konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom, John'un masum olduğu konusunda Mary'yi ikna etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom, John'un ondan ödünç para almaya çalışacağı konusunda Mary'yi uyardı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'un Mary ve John'un birbirleriyle flört ettikleri konusunda hiçbir kuşkusu yok.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom Boston'da çalışmaya devam edip etmeyeceği konusunda karar vermeliydi.
Translate from 土耳其语 to 中文
O fiyat değişikliği konusunda bir uyarı koydu.
Translate from 土耳其语 to 中文
O, ona hangi kitapları okuyacağı konusunda akıl verdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
O, onu hangi kitabı satın alacağı konusunda yönlendirdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom üniversiteye gidip gitmemesi konusunda hâlâ emin değil.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom, mutfağın tavanını boyaması için yardımcı olacağı konusunda Mary'ye güvence verdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom ve Mary para konusunda her zaman tartışıyorlar.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom ve Mary çocuklarını nasıl yetiştirecekleri konusunda her zaman tartışıyorlar.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom yaklaşan gezilerinde arabayı en fazla Mary'nin sürmesi gerektiği konusunda aynı fikirdedir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Grant, malzemeler konusunda endişeli değildi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Romatoid artrit belirtileri olan kişiler, ne yedikleri konusunda çok dikkatli olmalılar.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ben para konusunda endişeli değilim.
Translate from 土耳其语 to 中文
İyi bir baba olup olmayacağım konusunda endişe ediyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Benim faturayı ödemem gerektiği konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom Mary'yi işi alması konusunda ikna etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom biraz zayıflamam konusunda kesinlikle beni ikna etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kaç kişi ona hatalı olduğunu söylerse söylesin Tom hâlâ haklı olduğu konusunda ısrar ediyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom'un Mary'yi çamaşırlarını onun için yıkaması konusunda ikna edebilmesi mümkündür.
Translate from 土耳其语 to 中文
O, masumiyeti konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onun benim hatam olduğu konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Köpek, ev ödevini yeme konusunda kendini suçlu hissetti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Taro haklı olduğu konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Uyuşturucu ile ilgili suçlar konusunda Doyle'nin çalışmasında sunulan argüman bir beyaz kağıt olarak ilk kez yayımlandı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Yazma konusunda çok iyisin. Ben kötüyüm.
Translate from 土耳其语 to 中文
Şimdi gitmemiz gerektiği konusunda aynı fikirde misin?
Translate from 土耳其语 to 中文
Biz insan hakları konusunda kısa bir tartışma yaptık.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bayan Brown, o uygun şekilde yemek yemezse, kalıcı kilolu olacağı konusunda Beth'i uyardı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Joe benim parayı ödemem konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Jimmy benim onu hayvanat bahçesine götürmem konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Jane haklı olduğu konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom odanın çok küçük olması konusunda şikâyette bulundu.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom bunun kendi hatası olmadığı konusunda Mary'yi ikna etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom Mary'yi hatalı olduğu konusunda ikna etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ne yapacağım konusunda bir fikrim yoktu.
Translate from 土耳其语 to 中文
O beni başarısız olacağım konusunda uyardı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ben fiyat konusunda endişeli değilim.
Translate from 土耳其语 to 中文
O, hastalığı atlatma konusunda endişeliydi.
Translate from 土耳其语 to 中文
O hastaneye gitmesi gerektiği konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
O para konusunda çok cimridir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onun gelip gelmeyeceği konusunda şüpheliyim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Sözünü tutması konusunda ona güvenebilirsin.
Translate from 土耳其语 to 中文
O, ona nerede kalması gerektiği konusunda tavsiyede bulundu.
Translate from 土耳其语 to 中文
O, işini bırakma konusunda onu ikna etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tekrar denememiz konusunda seninle aynı fikirdeyim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tekrar denememiz konusunda onlarla aynı fikirdeyim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Ona yaklaşmaman konusunda seni uyarmıştım, değil mi?
Translate from 土耳其语 to 中文
Toplantıya gitmem gerektiği konusunda onunla anlaştı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Evleneceğim kadın olduğun konusunda aklımda hiç şüphem yok.
Translate from 土耳其语 to 中文
Yaşaması konusunda hiçbir umut yok.
Translate from 土耳其语 to 中文
Plan konusunda onunla aynı fikirdeyim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Sağlık harcamaları ve yardımlarını azaltma planı konusunda belirleyici bir karar yok denebilir.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom hesabı ödeme konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Bana içki konusunda konferans verdi.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kayağa gitme konusunda onunla tartıştım.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom işini kaybetme konusunda endişeli.
Translate from 土耳其语 to 中文
Dilin nasıl ortaya çıktığı konusunda birçok tahmin bulunuyor ancak gerçek şu ki kimse gerçekten bilmiyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Hata yapma konusunda endişelenmeyin.
Translate from 土耳其语 to 中文
İşini kaybetme konusunda endişeli.
Translate from 土耳其语 to 中文
Körfez savaşı konusunda ne düşünüyorsun?
Translate from 土耳其语 to 中文
Onun bizimle gitmesi gerektiği konusunda ısrar ediyorum.
Translate from 土耳其语 to 中文
Faturayı ödemem konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onun güvenirliği konusunda sizi temin ederim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Piyano çalma konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Her zaman para konusunda tartışıyorlar.
Translate from 土耳其语 to 中文
Oğlunun masum olduğu konusunda ısrar ediyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom her gün meyve yeme konusunda ısrar ediyor.
Translate from 土耳其语 to 中文
Doktor onun yatakta kalması konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Hepimiz erken gitmemiz gerektiği konusunda anlaştık.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onun tekrar denemesi gerektiği konusunda onu ikna ettim.
Translate from 土耳其语 to 中文
İnsanlarla arkadaşlık kurma konusunda çok tutuk.
Translate from 土耳其语 to 中文
Hataları konusunda onu ikna edemedik.
Translate from 土耳其语 to 中文
10:00'a kadar orada olmam konusunda bana güvenebilirsin.
Translate from 土耳其语 to 中文
Annen sağlığın konusunda endişeli.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onun doğru olduğu konusunda onu ikna edemedim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Doktorla görüşmem konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom Mary'nin oraya kendi başına gitmesi konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Orijinal planımızı değiştirmemiz konusunda ısrar ettim.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kız hayvanat bahçesine götürülme konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Onun partiye davet edilmesi konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Kissinger dış ilişkiler konusunda bir uzmandı.
Translate from 土耳其语 to 中文
Part-time bir iş başvurusu konusunda ısrar etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Tom tekrar denemesi gerektiği konusunda Mary'yi ikna etti.
Translate from 土耳其语 to 中文
Yarın zamanında burada olacağın konusunda sana güvenebilir miyim?
Translate from 土耳其语 to 中文
还可以查看以下单词:Hamburg'un、şehirde、şiddet、mitingler、gerçekleşti、buluşma、şansım、Atina'ya、yük、gemisi。