Lernen Sie, wie man sabah in einem Türkisch Satz verwendet. Über 100 handverlesene Beispiele.
Übersetzen Sie in Safari und anderen macOS-Apps mit einem Klick.
Übersetzen Sie in Safari, Mail, PDFs und anderen Apps mit einem Klick.
Doppelklick-Übersetzung für alle Websites und Netflix-Untertitel.
Kostenlos ausprobierenInstallieren Sie es in Chrome (oder einem anderen Browser) auf Ihrem Computer und lesen Sie das Internet, als gäbe es keine Fremdsprachen.
Kostenlos ausprobieren
O her sabah koşmaya gider.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom beni dün sabah saat dokuzda aradı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Her sabah yürüyüşe çıkarım.
Translate from Türkisch to Deutsch
O günlerde her sabah altıda kalkardım.
Translate from Türkisch to Deutsch
Her sabah alışverişe çıkarım.
Translate from Türkisch to Deutsch
Her sabah saat 5'te kalkıyorsun.
Translate from Türkisch to Deutsch
Babam her sabah yürümeyi bir kural haline getirdi
Translate from Türkisch to Deutsch
Her sabah tıraş olurum.
Translate from Türkisch to Deutsch
Dün sabah hava çok soğuktu.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu sabah ekmek ve tereyağı yedim.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu sabah kahvaltı yapmadım.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu sabah hava çok soğuktu.
Translate from Türkisch to Deutsch
Amy her sabah istasyona yürür.
Translate from Türkisch to Deutsch
Roosevelt sabah kiliseye gitti.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah kahvaltısından önce köpeğini parka götürür.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah erken kalkmak sağlığın için faydalıdır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Yarın sabah beni arayacağından emin ol.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah dışarıya çıkmadan önce her zaman hava durumunu izlerim.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu sabah saat kaçta kalktın?
Translate from Türkisch to Deutsch
Erkek kardeşim yarın sabah geliyor.
Translate from Türkisch to Deutsch
Güneş sabah erken doğar.
Translate from Türkisch to Deutsch
Onun sabah iki ve öğleden sonra bir dersi var.
Translate from Türkisch to Deutsch
Genellikle sabah kahve, akşam çay içerim.
Translate from Türkisch to Deutsch
O her sabah istasyona koşar.
Translate from Türkisch to Deutsch
Amcam her sabah koştuğunu söyledi.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu sabah çok soğuktu.
Translate from Türkisch to Deutsch
O, her sabah dişlerini fırçaladığını söylüyor.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah ilk şey olarak bu mektubu postalamayı unutmayın.
Translate from Türkisch to Deutsch
O, her sabah gazete okur.
Translate from Türkisch to Deutsch
O bana yarın sabah onda varacağını söyleyen bir mektup gönderdi.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sadece yarın sabah altıda burada olmak zorundasın.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah kahvaltısı iskandinav usulü açık büfedir.
Translate from Türkisch to Deutsch
Yarın sabah altıda kalkmak zorunda kalacaksın.
Translate from Türkisch to Deutsch
Yarın sabah Osaka'ya hareket ediyoruz.
Translate from Türkisch to Deutsch
O her sabah kahvaltıdan önce koşmaya gider.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah güneşi bakmak için çok parlak.
Translate from Türkisch to Deutsch
Babam yarın sabah bana lezzetli bir yemek pişirecek.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu sabah Liz'i gördüm.
Translate from Türkisch to Deutsch
Genellikle saat altıda kalkarım, fakat dün sabah sekizde kalktım.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah kahvaltısı için çoğunlukla meyve yerim.
Translate from Türkisch to Deutsch
Yarın sabah erken kalkmak zorunda kalacaksın.
Translate from Türkisch to Deutsch
O her sabah banyo yapar.
Translate from Türkisch to Deutsch
Ben her sabah Congee yerim.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu sabah Tom kız kardeşinin hâlâ yatakta hasta olduğunu söyledi.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu sabah onu ofiste görünce şaşırdık.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom sabah erken kalkar.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom her sabah 5.30'da kalkar.
Translate from Türkisch to Deutsch
Ben sabah banyo yapmayı tercih ederim.
Translate from Türkisch to Deutsch
Ben sabah duş almayı tercih ederim.
Translate from Türkisch to Deutsch
Ben her sabah tıraş olurum.
Translate from Türkisch to Deutsch
Ben her sabah banyo yaparım.
Translate from Türkisch to Deutsch
Yarın sabah memleketine doğru yola çıkıyor.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu sabah bir süre çalıştım.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sürücü İlk otobüsün sabah saat 6:00 da hareket ettiğini söyledi.
Translate from Türkisch to Deutsch
O, ilk treni kaçırabileceği korkusuyla sabah erkenden evden çıktı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu sabah TV izledim.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tam bu sabah, Tom Mary'den ödünç aldığı parayı ona geri ödedi.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah onları güvertede buldu.
Translate from Türkisch to Deutsch
Kuşlar ötüyorlar, sabah olmalı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Ben bir sabah kişisi değilim.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah 7:50.
Translate from Türkisch to Deutsch
Ben sabah saatlerinde bazen onu aramalıyım.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah koşuşturmacası şimdi zirvede.
Translate from Türkisch to Deutsch
Hiçbir şey sabah yapılan bir yürüyüş kadar hoş değil.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah güneşi o kadar parlak ki ben onu göremiyorum.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah hava durumu daha sonra gün içinde gök gürültülü sağanak yağışı öngördü.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah 08:00.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah ibadeti saat on birde başlar.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah servisi bir ilahi ile başladı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Ne, sabah dört bacağının üstünde, öğle iki bacağının üstünde, akşam üç bacağının üstünde gider?
Translate from Türkisch to Deutsch
Hava sabah tazedir.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah kalktığım zaman hasta hissediyorum.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah kahvaltını bitirdin mi?
Translate from Türkisch to Deutsch
Kahvaltı sabah 07:00-11:00 arası servis edilir.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom Kobe'den yarın sabah ayrılıyor.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom her sabah saat altıda kalkar.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom sabah erken ayrılmayı umuyordu fakat o uyuyakaldı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom bu sabah sebze çorbası yedi.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom ve Jane tartıştılar fakat ertesi sabah barıştılar.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom her sabah altıda yataktan kalktı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom dün sabah saat dokuzda beni aradı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.
Translate from Türkisch to Deutsch
O ona sabah ilk trene yetişmesini tavsiye etti.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sizi sabah çok erken aradığım için lütfen beni bağışlayın.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom her gün sabah erken saatlerden gece geç saatlere kadar çalışıyor.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom bu sabah tekrar işe geç kalmıştı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom'un bu sabah acelesi vardı.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom, her sabah bazı hafif egzersizler yapmaya çalışır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom her sabah yürüyüşe çıkar.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom her sabah kahvaltıdan önce duş alır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom bu sabah kötü bir ruh hali içinde.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom Mary'ye bütün sabah ne yaptığını sordu.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom Mary'ye sabah erken ayrılmasını tavsiye etti.
Translate from Türkisch to Deutsch
O sabah saat beşte kalktım.
Translate from Türkisch to Deutsch
Maalasef her sabah erken kalkmak zorundayım.
Translate from Türkisch to Deutsch
Okul sabah sekiz buçukta başlar.
Translate from Türkisch to Deutsch
Kız kardeşim her sabah duş alır.
Translate from Türkisch to Deutsch
Bu sabah üşüyorum.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom Mary'nin sabah sekizde onun bir şişe şarap açmasının çok erken olduğunu düşünüp düşünmediğini merak etti.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom bütün sabah tek kelime söylemedi.
Translate from Türkisch to Deutsch
Tom bu sabah ilacını almayı unuttu.
Translate from Türkisch to Deutsch
Sehen Sie sich auch die folgenden Wörter an: kadınları, Yatağımın, canavar, kitabını, maçı, otuzla, santigrat, değişkenlik, ayrıldıktan, toplantıda.